Burda değil translate French
452 parallel translation
- Burda değil.
- Pas là.
- Afedersiniz, hizmetçi burda değil mi?
- Excusez-moi, la bonne n'est pas là?
Ne yazık ki baban burda değil.
Ton père n'est malheureusement pas là.
Fakat burda değil.
Mais pas ici.
Hayır, burda değil.
Voilà... Pas ici.
Ama baş rahip Liao Kung burda değil.
Le prêtre Liao Kung de ce temple n'est pas ici!
- Onun adını bilmiyorum. - Ama, burda değil mi?
Je ne connais pas son nom.
Gerçekten Sufi Hanım burda değil!
Il n'y a pas de Chasseresse ici. - Tu refuses?
Hocamdır Neden burda değil?
Ton maître n'est pas là?
Burda değil Lütfen ona şu mesajımı iletin
Je l'appelle ainsi car c'est lui qui m'a élevée.
Burda değil!
Il est pas là!
Pekala ben bekliyorum, o burda değil.
Je l'attends.
O burda değil.
Bon Dieu, il n'est pas là!
Millie kesinlikle burda değil, ve yarına kadar bütün kızlara ihtiyacım var.
- Manifestement non, et j'aurai besoin de tout le monde, demain.
Ne demek, adamım burda değil?
Comment ça, le type n'est pas là?
Müfettiş He şimdi burda değil döndüğü zaman sorarız!
He Yuan-xin reviendra dans quelques jours.
Ben de burda değil miyim?
Eh bien, me voilà!
- Allahtan Moby burda değil.
- Heureusement, il n'est pas là.
- Kim demiş burda değil diye?
- Mais si!
- O burda değil.
Ça doit rouler mal.
Pekala, şimdi o burda değil.
Et bien, elle n'est plus ici.
Burda değil.
Non plus.
Doktordan başka kimse izin veremez ve doktor burda değil, o gelene kadar da buradaki doktorda benim!
- Je me donne permission. - Personne ne donne permission... sauf le docteur et je suis le docteur d'ici que le docteur revienne!
Burda hiç bir şeyimiz yok, ama aslında her şeyimiz var. - Değil mi?
Ici, nous n'avons rien... et pourtant, nous avons tout.
Burda bırakmamı beklemiyorsun herhalde ihtiyar. Yaptıklarım daha bişey değil.
Ce n'était qu'une mise en jambe.
Burda sanatçılar değil, seyirciler güler.
Aux Funambules, c'est le public qui doit rire!
Öyleyse burda içerek ahmaklık yapıyorsun değil mi?
Alors tu es stupide de venir boire ici, non?
Daha evvel geldiğinde burda gerçekten tekneler vardı, değil mi?
Tu avais vu des bateaux, quand tu étais venu?
Sana burda vurmuştum değil mi?
Je t'ai battu, hein?
Burda değil bunu görebiliyorsun.
Elle n'est plus ici, tu le vois bien.
Albay Drummond, burda yargılanan düşünme hakkı değil.
Ce n'est pas le droit de penser qui est jugé ici.
- Geceyi burda geçireceksin, değil mi?
Tu vas rester cette nuit?
Benim egemenliğim altında, Simon Burda olanlar orda olmamalı... olması gerekenlerde orda değil.
Sous mon règne, Simon..... Ceux qui sont ici ne devrait pas être là... ceux qui devraient être ne sont pas là.
Evet, burda eğlence maksadıyla değil ulusal sağlık sorunları için varız, değil mi?
Oui, nous ne devons pas simplement nous amuser sur le compte de la santé nationale, n'est-ce pas?
O burda değil şimdi
Il est sorti. Quand revient-il?
Meksika değil burası. Burda senin gibi insanları vurmayız
On n'est pas au Mexique ou ailleurs...
Pekala, onu burda anlayamayız, öyle değil mi?
Eh bien, on ne le saura jamais ici, n'est-ce pas?
Burda viski falan yoktur, değil mi?
T'as pas du whisky?
- Evet. - Şimdi de burda, değil mi?
Maintenant, il est ici.
Kocam soforluk yapiyor, su an burda degil, ben de buraya geldim.
Mon mari est routier, il est sur la route en ce moment. Alors je suis venue ici.
Eddie burda değil.
Mais Eddie n'est pas là.
Mümkün değil. Bak, üçüncü sınıfların ders listesi burda.
Non, j'ai l'emploi du temps des 3èmes B.
Bayan Garden öldüğünden beri burda kimse oturmuyordu değil mi?
Vous n'avez loué la chambre à personne depuis la mort de Mme Garden?
burda değil
Très loin d'ici.
Hayır, bayan Bruhl'ün burda olması sorun değil.
Mrs Bruhl ne me dérange pas!
Ben burda eve göz kulak olurken değil!
Pas tant que je ferais le guet!
"Hoşgeldin, dostum." demek isterdim. Ama burda bu şekilde değil. Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum.
- J'aimerais te saluer, mais pas ici...
İpucu, burda karakterin ismini arıyoruz oyuncunun değil.
Un indice : On veut le nom du personnage, pas celui de l'acteur.
Burda esrar felan içmeye çalışmıyorum öyle değil mi?
Je fume pas du crack, d'accord?
- Evet gördün mü MacGyver. Burda olması güvenli değil.
- Eh oui, MacGyver, il a besoin de son gang.
Sammy burda Santa Monika'li 14 yaşında bir çocuktan söz ediyoruz otantik çağın gizemlerinden değil.
Sammy, il s'agit d'un jeune de 14 ans qui habite à Santa Monica, pas de la nuit des temps. Qui se sert de lui?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75