Burdasın translate French
917 parallel translation
Evet, tekrar ediyorum, ben buradayım, eee, siz burdasınız - aslında, hepimiz burdayız.
Oui je répète, moi ici, vous ici, on est tous là.
sadece iki dakika... formalite için... madem hale hazırda burdasınız... "
"Une simple formalité... " Puisque vous êtes là... "
Ah, sen de burdasın demek!
Ah, toi aussi tu es là!
- Merhaba, baba! İşte burdasınız.
- Bonjour, père.
Oh, burdasınız.
Vous voilà.
Demek burdasın, delikanlı, çok iyi görünüyorsun.
Vous voilà, tout propre.
Güzel ceketinle demek burdasın.
Vous voilà dans votre beau veston.
Bunun için burdasın. Şu an meşgul değiliz.
Et maintenant?
İşte bu yüzden burdasınız.
Alors vous êtes venu ici pour le savoir.
Burdasın, küçük Anne.
Tiens, te voilà, petite Anne?
Ben size bir baba, bir koca hatta bir başkan adayı olarak seksle ilgili düşüncenizi sormuyorum. Bir İncil uzmanı olarak burdasınız.
Je ne vous demande pas votre avis sur le sexe en tant que père, époux ou même candidat à la présidence, mais en tant qu'expert de la Bible.
- Çocuk, işte burdasın.
Là, mon petit.
İşte burdasın, seni yaşlı keçi.
Vous voilà enfin, vieille chèvre!
Teklif edecek çok fazla bir şeyimiz yok, fakat artık burdasın, umarım bir süre daha kalırsın.
Nous n'avons pas beaucoup à vous offrir, mais maintenant que vous êtes là, j'espère que vous resterez un peu.
Uzun zamandır mı burdasın?
Ça fait longtemps que vous êtes au village?
Siz sadece yasadışı kumar oynama yüzünden burdasınız, değil mi?
Seulement pour jeu illégal, n'est-ce pas?
Benim sayemde burdasın ve sadece ben seni yok ederim.
Je t'ai sauvé la vie mais je peux aussi te la reprendre.
Eee, sen niye burdasın, Doktor?
Qu'y a-t-il, docteur?
İşte burdasınız. Alın.
Vous êtes là...
İşte burdasınız! Ama bir dakika...
Eh ben, pour vous être planqué, garde-à-vous
Bu yüzden mi burdasın?
C'est pour ça que t'es ici?
- Neden burdasın? - Bilmiyorum.
- Pourquoi êtes-vous ici?
- Burdasınız demek Bay Christie.
Ah, vous voilà. Entrez, Tim.
Burdasın diye çok mutluyum.
Je suis contente.
Depoyu arıyordunuz, şimdi de burdasınız.
Vous vouliez trouver le dépôt, et maintenant vous êtes ici.
Ah, burdasın deme.
Vous voilà.
Sende mi burdasın?
T'es là aussi, hein?
Umarım Perugino ile ilgili fikirlerinizi yeniden düşünmek için burdasınızdır...
J'espère que vous êtes venu réviser votre jugement sur le Pérugin.
- Söyle bakalım, neden burdasın?
Que faites-vous ici?
İşte burdasın ya.
Tu seras bien ici.
Sen de burdasın, Jelly Roll.
Voilà pour toi, Jelly Roll.
Burdasın demek!
Te voilà!
Neden hala burdasın?
Pourquoi t'es encore là?
Madem burdasınız... Neden görünmüyorsunuz?
Amis, puisque vous êtes venus, pourquoi vous cacher?
Seni arıyordum kaç gündür! Demek burdasın!
Yuan-xin, je t'attends depuis plusieurs jours.
İşte burdasın.
Te voilà...
Ne kadar zamandır burdasın?
Combien de temps vas-tu rester ici?
Niye burdasın?
Qu'est-ce qui t'amène?
bilmem neden burdasın peki?
Qu'est-ce que j'en sais, moi?
Peggy burdasın!
Peggy!
İşte burdasın.
Enfin!
İşte burdasın.
Tu es là!
- İşte burdasınız.
- Alors, le voici.
Burdasın.
Ah, vous voilà.
Burdasın işte.
Regardez :
Peki neden burdasın?
- Tu es le nouvel employé? - Non.
İşte burdasın.
Ah, vous voilà.
İşte burdasın Rose.
Rose, vous voici.
Bu gece neden burdasınız?
Vous! Suivez-moi.
Ah, işte burdasın.
Oh, quel corps magnifique.
İşte burdasın...
Bien deux heures que je t'appelle...
burda 170
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burdalar 17
burda kal 32
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burdalar 17
burda kal 32
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33