Cehenneme translate French
10,017 parallel translation
Ben de yine de cehenneme giderim çünkü kefareti satın alamazsın.
Et moi, j'irai toujours en enfer, car on n'achète pas son salut.
Hangi cehenneme gideceğim?
Où est-ce que je vais aller?
UGB'nin canı cehenneme.
La T.S.A. peut aller chier.
Hepsinin canı cehenneme.
Qu'ils aillent au diable, pas vrai?
"Vai a cagare" anlamı nedir biliyor musun? ( Cehenneme git. )
Vai a cagare, tu connais?
- Canın cehenneme.
- Va te faire foutre.
Tamam, ben de hangi cehenneme gittiğini çözmeye çalışayım.
J'essaie de comprendre où tu vas.
Oh, canı cehenneme?
Oh, et puis bon...
Sayıların canı cehenneme.
Au diable les chiffres.
Doğrudan cehenneme.
Direct en enfer.
Canın cehenneme, göt herif.
Va en enfer, connard.
Yoksa orayı cehenneme çevireceğiz.
Ou on entre!
- Canın cehenneme.
Va te faire foutre.
Neden cehenneme o hep birlikte bu alanı temizlemek istedi sizce?
Pourquoi penses-tu qu'elle voulait qu'on défriche ce terrain ensemble?
Canı cehenneme.
Je l'emmerde!
- Canı cehenneme patron.
Bien dit, patron.
Yolu biliyorsun, değil mi? Sola dön, cehenneme git.
Sors d'ici et va te faire foutre.
Hepinizin canı cehenneme.
Vous me faites tous chier.
Canın cehenneme!
Allez-vous faire voir!
Ben'in canı cehenneme!
Ben va aller en enfer!
Hayır, "Canın cehenneme." demelisin.
Non, tu veux dire, "Va te faire foutre."
Evet, canın cehenneme.
Ouais, va te faire foutre.
Seninle takılmazsam, annem hayatımı cehenneme çevirecek.
Ma mère va faire de ma vie un enfer si on se voit pas.
Bu yüzden cehenneme gideceksin!
Tu iras en enfer pour ce blasphème!
Canın cehenneme!
Va chier!
- Canın cehenneme!
- Va chier!
Canın cehenneme.
Va chier, mon gars.
Canınız cehenneme!
Maudits loups! Je vous tuerai tous.
Hangi cehenneme gidiyorlar?
Mais où vont-ils?
Akan hangi cehenneme gidiyor?
Dis-moi où Akan s'en va.
Canın cehenneme pislik herif.
Va chier, espèce de merde! Va chier!
Senin de o sersem cankurtaran arkadaşlarının da canı cehenneme.
Allez vous faire voir toi et tes abrutis d'amis maîtres-nageurs.
Evet, Chuck'ın canı cehenneme.
Oui, on l'emmerde.
Cehenneme - Ne yapıyorsun burada?
- Qu'est-ce que tu fais ici?
Sayın Şirin, senin cazibesi ile cehenneme!
Celal, le beau gosse, je lui en mettrai bien une, moi, au Celal le beau gosse.
Cehenneme gidiyor bu uçak.
C'est un vol infernal.
Oğlumun doğum günü partisi görünümlü cehenneme hoş geldiniz.
Bienvenue dans le royaume de l'enfer - de l'anniversaire de mon fils.
Monroe'nun canı cehenneme. Yaşlı, pis bir herifin teki.
Monroe est un sale type.
Canları cehenneme.
- Et alors?
Canın cehenneme.
Va te faire voir.
O zaman "cehenneme kadar yolunuz var" derim. Öyle mi?
- Je leur dirais d'aller se faire voir.
Cehenneme kadar yolun var!
Qu'ils aillent en Enfer!
Cehenneme kadar yolun var.
Va te faire foutre, Sam.
Cehenneme gittiğinde onlara, seni Daisy'nin yolladığını söyle, John.
Quant t'arriveras en enfer, John. Dis leur que c'est Daisy qui t'envoie.
Binbaşı Warren, lütfen izin ver de bu suratsız piçi cehenneme göndereyim.
Major Warren s'il te plaît laisse moi envoyer ce fils de pute en enfer.
Beni çok özleyeceksin. Çünkü bir daha bu sikik adliye için kamu davası alırsam, cehenneme de kar yağar. Sayanora güzelim!
Je ne reviendrai pas jouer les avocats commis d'office pour ce tribunal foireux.
SENİN CANIN CEHENNEME!
Va te faire foutre!
- Canınız cehenneme!
Va te faire foutre!
Cennete duyulan açlık seni cehenneme götürür.
Qui court après le paradis finira en enfer
Dünya cehenneme sürükleniyor zaten.
Le monde est condamné, de toute façon.
OYUN BİTTİ - Canı cehenneme böyle oyunun.
J'emmerde ce jeu!