English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Daha da iyisi

Daha da iyisi translate French

523 parallel translation
Daha da iyisi! Yılın haberi.
L'événement de l'année!
Daha da iyisi, gidip bulun onu.
Ou plutôt, allez donc le chercher.
Daha da iyisi.
Bien mieux que ça!
Hayır, daha da iyisi.'21.'
Non, mieux que ça, le'21'.
- Hayır, daha da iyisi. Ona beş para bırakmadan terk etmiş.
Un nom peut être terni par un acte inconvenant.
Ama seninki daha da iyisi...
Tu as passé de bons moments.
- Daha da iyisi.
On fera mieux.
Daha da iyisi.
- Mieux que ça.
Daha da iyisi. Hayatını bir cipte tehlikeye atması gerekmedi onun.
Mieux que César, il ne risquait pas sa vie en jeep.
Daha da iyisi.
C'est tout comme.
Daha da iyisi evlat.
Dans le hall de l'hôtel.
Çalışabilmek için en iyiye ihtiyacım var. Daha da iyisi, güvenliğe ihtiyacım var.
Je ne me berce pas de l'espoir d'être joué après ma mort!
Daha da iyisi, Jackson, gidip Bayan O'Reilly'i arabayla getir.
Mieux que cela! Jackson! Une escorte pour Mme O'Reilly!
Daha da iyisi, senin sonuna kadar gitmeni isterim.
En tout cas, j'aimerais que vous m'aidiez.
- Ama daha da iyisi var.
Mais c'est pas tout.
Daha da iyisi, yardımsever bir eylem.
c'était comme qui dirait un acte charitable.
Daha da iyisi Perşembe günü birlikte bir şey içelim.
Ou plutôt, pourquoi ne prendrait-on pas un verre jeudi?
Hatta daha da iyisi, anneme sorun.
Mieux encore, demandez à ma mère...
Daha da iyisi, kendinize anlatın.
Mieux encore, gardez-les pour vous.
- Daha da iyisi.
- Mieux que ca.
Hâttâ daha da iyisi!
Non, encore mieux...
Daha da iyisi Buttle'a gönder.
Mieux que ça : envoyez-le à Buttle.
Daha da iyisi, eyalet valisi bu programı gelecek ay İngiltere'de yapılacak Uluslararası Polis Semineri'nde ilan etmemi istiyor.
Mieux, le Gouverneur me demande d'annoncer le projet au Séminaire International de la Police, en Angleterre.
Daha da iyisi, altın külçelerini tuttuğumuz kasaya git ve ihtiyacın olan kadarını kesip alıver.
Encore mieux, va dans le coffre où on met les lingots et prends ce qu'il te faut.
Birbirimize güvenmemek için haklı nedenlerimiz var... ama daha da iyisi, farklılıklarımızı bir kenara bırakmak için nedenimiz var.
Nous avons de bonnes raisons de nous méfier l'un de l'autre, mais autant de bonnes raisons de mettre nos différends de côté.
Daha da iyisi, bizim bir çocuğumuz olacak.
Et, en plus, voyez-vous, ou aura un bebe.
Oturuyor musun? Daha da iyisi, uzanıyor musun? Çok rahat bir su yatağında mısın?
Vous êtes assis ou même allongé confortablement sur un waterbed?
İyi bir şeyler ortaya çıkarana kadar her gün yaptıklarının ne kadar kötü olduğundan bahsedeceğim ve iyi bir şeyler çıktığında da daha iyisi olsun diye berbat diyeceğim.
Je vous dirai que c'est mauvais jusqu'à obtenir du bon, et si c'est bon, je vous dirai que c'est nul jusqu'à ce que ce soit meilleur.
Daha da iyisi, burada oturan bir nişa... "Genç bir kız." - Bir ne?
Ou à ma... 3 hommes et une femme complices... à mes frères.
İyisi mi git bir tane daha iç Prudence, sonra da... Sonra bir tane daha.
Allez donc en boire un autre, et un autre après ça.
Ya da daha iyisi kızları tek başına gönderin.
Ou mieux, qu'elles y aillent seules.
- Daha da iyisi.
Mieux! Sur la falaise.
Olur da alarmı kapatmazlarsa ; nasıl çalıştığını bir kez daha anlat en iyisi.
Juste pour que je ne la coupe pas, expliquez-moi comment ça marche.
Gözün dışarıları da olursa "Joe'yi idare eder, ta ki daha iyisi çıkana kadar" diyorsan tatlım başka kapıya.
Si tu as l'intention de batifoler et si tu te dis que Joe fera l'affaire en attendant de trouver mieux, ma chérie, tu frappes à la mauvaise porte.
Sana da bu kadar yakışırsa, daha iyisi olamaz.
Oui, si elle est aussi jolie sur toi.
Ya da daha iyisi neden kendin getirmiyorsun?
Ou, plutôt, si vous me l'apportiez?
- Ya da daha iyisi beni bunun için de yargılasınlar.
- Ou mieux, que je sois jugée pour...
Çay, kahve ya da daha iyisi şarap.
Du vin serait le mieux.
Ya da daha iyisi, bir birimizi tebrik edelim.
Ou mieux encore, félicitons-nous.
Bir bardak viski daha. Sen en iyisi şişeyi getir ya da.
Apportez-nous une bouteille entière.
Ama senin endişelenmene izin veremezdim. Sana hoşça kal demeliydim ya da daha iyisi, görüşmek üzere.
Mais je voulais vous dire adieu, à vous, ou plutôt, au revoir.
Ya da daha iyisi kendim alabilirim.
Mieux encore... je pourrais le prendre moi-même.
Ya da daha iyisi sorunu sana nasıl göründüğünü.
Ou expliquez-moi ce qui vous paraît être le problème.
Şu sözcüğü söyle bana... yalanlar söyleyen... ya da daha iyisi, öyküler anlatan.
Je te regarde.
O zaman neden barı terk etmiyorsunuz? Ya da restoranı? Daha iyisi, ülkeyi?
Dans ce cas, quittez le bar, voire le restaurant, ou mieux, le pays!
Ben olsam, Kent Sarayı ya da daha iyisi, Oxy Kulesi'ne yerleşirdim... Yani o zindanda oturmak yerine...
Moi, j'aurais au moins choisi la tour la plus haute... pas votre cage à mouches.
Uçağa atla ve evine git, daha da iyisi Amerikan Büyükelçiliğine git.
Prenez l'avion et rentrez.
- Daha da iyisi.
- Encore mieux!
Ya da daha iyisi emniyetten atmak.
Ou vous dégager.
Daha da iyisi.
Mieux!
Pek âlâ beyler kent, sıralı, kare ya da daha iyisi açar. Pek âlâ.
Très bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]