English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Daha da kötü

Daha da kötü translate French

1,822 parallel translation
Ama işler daha da kötü olabilirdi.
Mais ça pourrait être pire.
Ama burası onlardan daha da kötü,... burası resmen tüm Noel Kutuları'nı toplamış.
Mais cet endroit, il n'a pas seulement la palme, cet endroit a tout le festival.
Daha da kötü.
De pire en pire.
İşte, durum daha da kötü.
La situation vient d'empirer...
Sheldon'dan mı bahsediyoruz? - Kötü bir randevu muydu? - Daha da kötü.
Quand vous regardez ces photos, les photos de petites filles, que ressentez-vous?
Yandıkları zaman daha da kötü kokuyorlar, değil mi?
Ils puent encore plus quand ils brûlent, non?
Criss, daha da kötü olabilir.
C'est vrai, Crissy, il a une certaine notoriété.
Bana yardım etmen yasak, bana yardım ettiğini anlamamı sağlamak daha da kötü.
M'aider est interdit et me laisser pour savoir que j'aide l'un l'autre moi-même, bien, c'est... Pire.
Seni kaybedebilirim Ve bu daha da kötü olur
I run the risk of losing you And that s worse
Daha da kötü.
Pire.
- Her sene daha da kötü?
- Ça empire chaque année.
Eğer farkında değilsen, maalesef ki daha da kötü durumda.
Pour information, son état empire.
- Daha da kötü. Aklını kaçırmış!
Elle a pété les plombs.
Sakin ol. Panik olunca daha da kötü olur.
Si tu paniques, ça va être pire.
Bu şekilde, daha da kötü olur.
Cela va être encore plus difficile.
Daha da kötü şeyler söylemem gerekirdi!
J'aurais dû aller plus loin.
Fakat belki de gördükleri, işittikleri, bildiğini zannettikleriyle Teksas'takiler için, benim için, ülke için daha da kötü bir şeye dönüşür.
Mais il peut devenir quelque chose d'autre, pour ceux du Texas, pour moi, pour son pays. Avec ce qu'il a vu, entendu, ce qu'il croit savoir, il devient quelque chose de bien pire.
- Seninki daha da kötü lan. - Evet.
Le tien est dans un pire état.
Güven bana, bu her şeyi daha da kötü yapar.
Crois-moi, Ça va qu'empirer les choses.
Aksi halde daha da kötü olacak.
Ça ne fera que s'aggraver.
Daha da kötü.
C'est... C'est pire.
Bizim düşündüğümüzden daha da kötü.
C'est bien pire qu'on ne l'imaginait.
Tanrı'm, bu daha da kötü.
Oh, mon Dieu, c'est pire.
Dev bir soru işareti ve onun da orada olduğunu bilmek daha da kötü yapıyor.
C'est le plus gros mystère, et maintenant que je sais qu'elle était là, ça la rend encore pire.
Daha da kötü.
C'est encore pire.
Evet ama bu sefer daha da kötü çünkü Oliver'ı kullanıyor.
Oui, sauf que cette fois, c'est pire, parce qu'il se sert d'Oliver pour le couvrir.
Gerçek şu ki Luke, Oliver'la aranın daha da kötü olma ihtimali var.
En vérité, il est probable que les choses s'aggravent pour Oliver, et pour vous.
Her şey daha da kötü oldu.
Tout va de pire en pire.
Evdeyken daha da kötü.
Quand il est à la maison, c'est encore pire.
Herkes babamın suçlu olduğunu düşünüyor ve daha da kötü olacak.
Tout le monde croit mon père coupable, et ça va empirer.
Ama ne yazık ki, sanırım daha da kötü hissedeceksin.
Malheureusement, je crois que je suis sur le point de te faire te sentir plus mal.
Hayır, ondan daha da kötü.
Il est pire.
Önemsiz bir şey. Boşanacaklarını duydum, hatta her şey daha da kötü olacak.
Il paraît qu'ils divorcent et que ça va saigner.
Bu saçmalık sürdüğü, böyle davranmaya devam ettiği müddetçe daha da kötü hissediyordum.
Puis, le plus con là-dedans, là, c'est que plus elle continuait, plus je lui courais après.
Cinayetten daha mı kötü? Neden gidip polise ya da Sosyal Hizmetlere durumu anlatmadınız?
Pourquoi n'avez-vous rien dit à la police ou aux services sociaux?
Ne zaman kötü bir şey olsa siz kendinizi o şeyin daha da derinine sokuyorsunuz çünkü, "Öyle işte"
À chaque fois que ça tourne mal, vous finissez par vous enfoncer davantage, parce que "c'est comme ça".
- Daha kötü durumlara da düştük.
- On a affronté pire.
Kabul et, beni çok daha kötü hallerde bastığın da oldu.
Soyons honnêtes. Vous m'avez déjà vu faire pire.
Kayıp insanlar ceset olmadan veya daha kötü olmadan bir ya da iki günden fazla vaktimiz yok.
Il ne nous reste pas un jour ou deux... avant que les disparus soient des cadavres, ou pire.
Bu sırrı Judy öğrendi ve tabii ki Vicky daha kötü yaralanmadığı ya da ölmediği için rahatlamıştı.
Judy était au courant et elle soulagée que Vicky n'ait pas été blessée plus gravement ou tuée.
Bence bu tip şeyler yaparsan, psikolojik olarak zayıflarsın bu da ruhunda çatlaklara sebep olur. Kötü şeyler de bu çatlakları doldurur ve bir daha asla yok olmazlar.
Quand on fait des trucs pareils, ça t'affaiblit psychiquement, ça crée des fissures dans lesquelles s'infiltrent des saletés qui ne s'en iront peut-être jamais.
Orasını anladık da bizden daha kötü çiftler gördün mü?
Je comprends, mais avez-vous connu des couples pires que nous?
- Olamaz sandığımdan da daha kötü durumda.
- C'est pire que je pensais.
Ya da aleti çok daha kötü bir şey için kullanabilir.
Ou... utiliser le module pour quelque chose de bien pire.
- Bir şey değil. Ve annen hakkında da bir daha kötü konuşma, mükemmel biri değildi ama- -
Ne parle pas de ta mère comme ça.
Kalbindeki sevginin, oğlunun kötü yola sapmasını engelleyecek kadar büyük olduğunu düşünüyordu fakat çocuk büyüdükçe, kana susamışlığı daha da doyumsuzlaşıyordu.
Elle pensait que son amour serait assez puissant pour l'empêcher de mal tourner. Mais lorsque le garçon grandit, sa soif de sang devint insatiable.
Bazen bilerek kötü davranırım çünkü dışarıda uyumayı daha çok seviyorum.
Souvent, je le fais exprès, car je préfère dormir dehors.
Daha kötü yolları da var.
Y'a pire façon de mourir.
Bizi başka bir fikre götürebilir. Bu da daha az kötü, hatta daha iyi olabilir. Kim bilir?
Ca mène vers d'autres idées qui peuvent être moins mauvaises ou même bonnes.
En kötü fikrini daha da geliştiriyorsun.
- Tu approfondis ta pire idée.
Ve bu da işleri daha kötü bir hale sokar. Tamam, yeteneğimiz işin temelini bilmemizi gerektiriyor.
Notre compétence devra se limiter au strict nécessaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]