English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Daha fazla dayanamadım

Daha fazla dayanamadım translate French

109 parallel translation
Daha fazla dayanamadım. Dayanamadım.
Je ne supportais plus d'être ici.
Ama çektiklerini duyunca daha fazla dayanamadım ben de kaçtım.
Je m'en doutais. Quand j'ai su votre mauvaise réputation, je me suis empressée de venir vous rejoindre.
Aslında gelmeyi düşünmüyordum ama tatil yaklaşırken hep sizi düşündüm ve daha fazla dayanamadım.
Je ne voulais pas venir, mais la fin de l'année approchant, j'ai pensé à vous tous, et je n'ai pas pu résister.
Sonunda daha fazla dayanamadım ve asla dönmemek üzere onu evden gönderdim.
Pour finir, ne pouvant plus la supporter, j'ai dû la renvoyer à jamais.
Daha fazla dayanamadım. Seni bekleyip endişeleniyordum.
Je n'en pouvais plus d'attendre et de m'inquiéter.
Buna daha fazla dayanamadım.
Je n'en pouvais plus.
Ona, "Artık daha fazla dayanamadım, Bayan Wilberforce" şeklinde not yazdırırız, sonra da birimiz gidip onu asarız.
Faisons-lui ecrire un mot! "Je ne puis plus supporter ça." Signe : Mrs Wilberforce.
O zavallı insanların içler acısı hâline daha fazla dayanamadım.
Je ne supportais plus le spectacle affligeant de ces pauvres bougres.
Daha fazla dayanamadım, Tee.
Je ne le supportais plus.
"'Daha fazla dayanamadım'dedi.
" de la criminelle.
"'Sanırım daha fazla dayanamadım. "'
"'Je crois que je n'en pouvais plus. "'
"Sanırım daha fazla dayanamadım."
"Je crois que je n'en pouvais plus."
Daha fazla dayanamadım.
C'en était trop...
Daha fazla dayanamadım.
J'en pouvais plus.
Geçen yaz buna daha fazla dayanamadım.
Eh bien, une nuit, l'été dernier... je ne l'ai plus supporté.
Daha fazla dayanamadım.
Je n'en pouvais plus.
Daha fazla dayanamadım.
C était plus fort que moi.
Daha fazla dayanamadım.
C'est insupportable.
Daha fazla dayanamadım. Masadan kalktım ve... bu kadına çarptım.
Je n'en pouvais plus, je me suis levé, et paf!
Ondan sonra, bunu düşünmekten başka hiçbir şey yapamadım, ve ben daha fazla dayanamadım...
Depuis, je n'ai pas cessé d'y penser. Quand je ne l'ai plus supporté...
Sonunda, daha fazla dayanamadım. Hans'ı kulüpte ektim.
Je n'en pouvais plus, alors j'ai laissé tomber Hans et je suis partie.
Fakat daha fazla dayanamadım ve sanat okuluna gitmek için, Floransa'ya döndüm.
Je suis donc revenu à Florence à l'École des Beaux-Arts.
Ve sonunda daha fazla dayanamadım.
Je ne l'ai finalement plus supporté.
Daha fazla dayanamadım.
J'ai pas pu attendre plus longtemps. Je...
Sonunda, ben daha fazla dayanamadım.
Enfin, je n'ai plus résisté.
Bir gün daha fazla dayanamadım ve o zalimlere son selamımı verip ayrıldım.
Jusqu'au jour où c'en était trop. Je suis parti après un dernier salut à ces brutes.
Bir gün daha fazla dayanamadım ve o zalimlere son selamımı verip ayrıldım.
Je suis parti apres un dernier salut a ces brutes. Je déteste les Britanniques!
- Daha fazla dayanamadım.
- Je n'en pouvais plus.
Lindsay'nin beni suçlamasına daha fazla dayanamadım.
Je supporte plus les reproches de Lindsay.
Daha fazla dayanamadım ve gitmesine izin verdim.
Je n'en pouvais plus et je l'ai laissé partir.
Herneyse, daha fazla dayanamadım.
En tout cas, je n'en pouvais plus.
- Fredie'nin Woman'ı için seremonide. - Daha fazla dayanamadım, onunla dövüşmem gerekiyordu.
A la cérémonie de Freddie et de Femme, j'étais à bout.
Fakat daha fazla dayanamadım ve işte karşındayım.
Mais je n'y tenais plus, et me voilà.
Ama sonunda, daha fazla dayanamadım.
Mais finalement, j'ai plus tenu le coup.
Kıskandım. Olabilecekleri düşündükten sonra, daha fazla dayanamadım.
Et quand j'ai pensé à tout ce qui semblait se passer... je n'ai pas pu le supporter.
- Ben daha fazla dayanamadım.
J'en pouvais plus.
Daha fazla dayanamadım.
Je ne le supportais plus.
Bir bara girip oturduğumda... bana kimsenin bakmamasına daha fazla dayanamadım.
Je ne supportais plus d'entrer encore une fois dans un bar, de m'asseoir et que personne ne fasse attention à moi.
Daha fazla dayanamadım.
Je ne pouvais pas supporter le vacarme.
Fakat bu fırtınadan sonra onun yüküne daha fazla dayanamadım.
Où le climat très peu clement m'aurais.. libéré de ce poids
Buna daha fazla dayanamadım.
Je ne pouvais plus cesser de penser à eux.
Burada durmak zorunda kaldım. Daha fazla kaydetmeye dayanamadım.
Le magnéto s'est bloqué, impossible d'enregistrer.
Söylediklerimden çok etkilendi, daha fazla dayanamadım.
Je n'en pouvais plus.
Daha fazla dayanamadım.
Attends.
Daha fazla baskıya dayanamadım ve yaptım işte.
J'ai craqué! J'ai pas supporté la pression.
Ne, sana öylesine deli gibi aşıktı ki daha fazla dayanamadı filan mı?
Elle est si amoureuse qu'elle n'en pouvait plus...
kimseye anlattırmadılar... sakladılar. Daha fazla saklamaya dayanamadığımda da,...
De ne jamais le dire à personne.De le cacher.Et quand je ne pourrais plus le cacher, ils m'emmèneront dans un endroit.
Daha fazla dayanamadım.
Et pour finir,
# Dayanamadım daha fazla Bo?
Bo?
Dayanamadım. Daha fazla acıya ihtiyacım vardı.
C'était plus fort que moi.
Beni bu halde görmeye daha fazla katlanamadığını... yardım ve destek sunmasına rağmen kabul etmeyişime, artık dayanamadığını söyledi.
Elle a dit qu'elle ne pouvait plus supporter de me voir comme ça, qu'elle n'en pouvait plus, de me proposer son aide et son soutien et de me voir le refuser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]