English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Demir alın

Demir alın translate French

57 parallel translation
Demir alın.
Tout le monde sur le pont.
- Hayhay. Demir alın.
- Oui, appareillons.
— Demir alın!
- Levez l'ancre!
Hey, demir alın.
Levez l'ancre!
- Demir alın.
Lattez.
Demir alın. Yelkenlere.
Levez l'ancre!
Gidiyoruz, derhal demir alın.
Nous partons! Larguez tout!
Evet, demir alın ve iyi yolculuklar.
Bien, remontez l'ancre et bon voyage.
Demir alın!
Ancre à pic!
Demir alın!
Levez l'ancre!
- Öncü, demir alın!
- Gabiers, à vos postes!
- Öncü, demir alın!
- A vos postes!
Demir alın. Uçuyoruz.
Mise à feu.
Demir alın. - Rapor ver.
Tiens bon!
Demir alın!
Levez l'ancre.
Demir alın!
Ralentissez!
Bay Logan, demir alın!
Mr. Logan, levez l'ancre!
Demir alın.
Levez l'ancre.
Sancak, demir alın.
Brassez à bâbord!
Demir alın!
- Tous à terre.
Bocurgatı çalıştırın! Demir alın!
Au cabestan!
Demir parçasını alıp yerlerde sürünüyorsun.
En te marquant au fer chaud?
Demir Perde arkasında gizli bir göreve gitmiş. Bir daha haber alınamamış!
Il est parti en mission secrète derrière le Rideau de fer... et on n'a plus entendu parler de lui!
Yarın akşam Bay Harrison'un izniyle demir alıyorum.
Je lève l'ancre demain soir. Avec la permission de Harrison.
Bakın demir adam... -... sinirlisin. bir duş al.
L'Hercule, si t'es si coincé... va te prendre une douche froide.
Yarın demir alıyor muyuz?
- Nous levons l'ancre demain?
Ben de sana Demir Haçın nasıl alındığını göstereceğim.
Et je vous montrerai où poussent les Croix de Fer.
- Emredersiniz. - O hâlde demir alın.
Vous êtes maintenant Major Henningson.
Demir Ayak, sen çatıyı ve kapı tarafını al.
Pied-bot, le toit et la porte de derrière.
Denizde üç ay ya inancınızı alıp götürür, ya da onu demir gibi sağlam yapar.
Trois mois de mer épuisent votre foi ou en trempent l'acier!
Hemen demir alın!
Hissez les ancres!
Bağlantı kablolarını ayır, demir al.
Largage des amarres.
Demir alın!
Lève l'ancre.
Demir alın ve yelkenlerin başına geçin!
On appareille!
- Tahmin ederim. Demir alırken çapayı niye aşağıda bıraktınız ki?
Pourquoi se débarrasser des membres et pas de la tête pensante?
Yarın sabah New York'demir alıyor.
Deux billets. Départ pour New York demain matin.
Neden New York, Philadelphia, Los Angeles gibi şehirlerdeki yüzlerce demir yolu satın alınıp kasten yok edildi?
Pourquoi des chemins de fer à New York, Philadelphie et Los Angeles ont été détruits délibérément?
postacı kadının evine paketi getiriyor, kocası, eve geliyor, en yakın küt cismi alıyor, bu cisim demir kızartma tavası.
Le facteur livre sa cargaison à la dame de la maison, si tu me comprends. Le mari rentre à la maison, prend le premier instrument contondant... qui est une poêle de fonte, hein?
Biraz demir alırsın.
Tu as besoin de fer.
Bana bir * Bomb Pop alın. Çeviri : Demir
Prenez-moi une fusée. 2x04 Model Kombat
Elbette, neden olmasın? Hem St. Louie'de demir attığımız zaman şu meşhur pudinglerinden gidip bir kova dolusu alırız ne dersin?
Et quand on jettera l'encre à Saint-Louis, on pourra se prendre un seau de pudding Ozark.
Demir eksikliği için günde iki kez alın.
carence en fer : deux par jour
Tüm mürettebatın dikkatine, 10 dakika içinde demir alıyoruz.
Attention. Tout le monde se prépare à lever l'ancre dans 10 minutes.
El Kaide'nin Avrupa'daki demir yolu hatlarını hedef aldığı söylentileri var.
Il y a des rumeurs comme quoi Al Qaida ciblerait les lignes de trains en Europe.
Demir Karanlıktaki her türlü yaratığın kanını alır.
Le fer aspire la force des créatures.
Kardeşin demir alır almaz serbest bırakılacaksın.
Vous serez libre dès que votre frère aura largué les amarres.
Altının sahilden parça parça götürüldüğünü gördük, ve demir alışlarını izledik.
Nous avons vu cet or disparaitre de cette plage pièce par pièce, et ils ont levé l'ancre et pris la mer.
Tekne yarın demir alıyor.
Le bateau part demain.
Ama günün sonunda, duş alıp koğuşuna dönünce kendini oturmuş, demir parmaklıkların sesini dinlerken buluyorsun.
Et quand c'était terminé, je prenais une douche, et je m'asseyais dans ma chambre, l'oreille collée aux barreaux.
Toparlanın, demir alıyoruz.
On vient de l'apprendre.
Demir Adalar'ı yönettiğim zaman, istediğin barışı parasını verir alırsın.
Les quatre autres sont morts. Si tu règnes un jour, tu pourras imposer la paix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]