Denemeliyiz translate French
616 parallel translation
Ama olabilir. Denemeliyiz.
Peut étre que si On pourrait essayer
- Çılgınca bir fikir ama herşeyi denemeliyiz. - Tanrı'ya şükür.
C'est une idée folle, mais on peut essayer Dieu merci
Tek bir şansımız var. Bu treni harekete geçirmeliyiz. Ana hatta dönüp sınırı geçmeyi denemeliyiz.
Notre seule chance c'est de faire repartir le train... de rejoindre laligne principale, et de traverser la frontière.
Belki bir dahakine kayak atlayïsï denemeliyiz.
Et si on essayait le saut à ski?
Denemeliyiz en azından. İstiyorsan tabii.
Il faut essayer... si... tu le veux.
Bunun kolay olmadığını biliyorum, ama en azından birbirimizle geçinmeyi denemeliyiz.
Je sais que ce n'est pas facile, mais on devrait au moins essayer de s'entendre.
- Tekrar denemeliyiz.
- Il faut réessayer.
Eğer havaalanına ulaşacaksak, bunu yürüyerek denemeliyiz.
Si nous voulons aller à l'aérodrome, nous devrons le faire à pied.
Onu denemeliyiz!
Oh! Allons-y
- Şansımızı denemeliyiz.
- Nous devons prendre le risque.
Evet, bizimde öyle yapmamız gerekir ve Micah'ın alçakgönüllülüğünü denemeliyiz.
Oui, nous allons apprendre l'humilité à ce Micah.
Tamam. - Birbirimizi affetmeyi denemeliyiz.
Il faut tenter de nous pardonner.
Denemeliyiz.
Il faut qu'on essaie.
- İşini derhal bitirmeyi denemeliyiz.
- Il vaut mieux l'achever. - Immédiatement?
Denemeliyiz sanırım!
Quand même...
Oh, peder Godwin, onu durdurmayı denemeliyiz.
Père Godwin, nous devons tenter de l'arrêter.
Denemeliyiz.
Il faut essayer.
Birisini denemeliyiz.
Il faut en trouver un.
Annie, Bence bunları şuraya denemeliyiz.
Annie, on va essayer de mettre ça là-bas.
Belki de denemeliyiz, fareyi takvimden önce getirmeliyiz.
Nous devrions l'essayer en ramenant le rat plus tôt que prévu.
Bence şansımızı arttırmayı farklı bir yolla denemeliyiz Küçük Fella'ya iyi davranarak.
Renforçons donc nos chances en étant gentils avec le petit Fella.
Önce denemeliyiz.
Essayons.
Bir şansımız varsa, denemeliyiz.
S'il y a une chance, il faut la tenter.
Peki, sanırım yan dalı denemeliyiz.
Je crois qu'il vaut mieux que nous fassions un petit détour.
Diğer insanları daha fazla anlamayı denemeliyiz.
Il faut essayer d'être plus compréhensif.
Zor göründüğünü biliyorum, ama denemeliyiz arkadaşlar.
Je sais que ça semble difficile, mais... nous devons essayer, mes amis.
- Evet, denemeliyiz.
- Oui, nous le devons.
Hayır, kuzeye gidip şansımızı denemeliyiz.
Non, nous devons aller vers le nord, tenter notre chance.
Denemeye değer diye düşündüm. Yeniden denemeliyiz.
Je pensais que ça valait la peine de tenter!
Denemeliyiz. Denemeliyiz.
Eh bien nous devons essayer!
Şansımızı denemeliyiz.
Autant essayer. On ne peut pas rester ici toute la nuit.
- Ne bileyim, en azından denemeliyiz!
Oh, je n'en sais rien, Jenny, je n'en sais rien, mais... nous pouvons essayer!
- Faydası yok. Başka bir şey denemeliyiz.
- Il faut tenter autre chose.
Yürümeyi denemeliyiz.
Il est temps de nous mettre en marche.
Kendimizi onlara göstermeden önce iletişime geçmeyi denemeliyiz.
On va devoir essayer d'établir le contact avant de nous montrer.
Mağaradan dışarı çıkmayı denemeliyiz.
Nous devons essayer à nouveau, depuis l'extérieur.
Denemeliyiz derim.
Oui, on doit essayer.
Evet, tabii. Denemeliyiz.
Bien sûr, il le faut.
Sanırım bunu tekrar denemeliyiz.
Essayons encore une fois.
Denemeliyiz. Çaresiziz.
Nous devons essayer.
Fakat denemeliyiz.
Mais il faut essayer.
Öyleyse, belki de arkadaş olmayı denemeliyiz.
Si c'est le cas, peut-être nous devrions essayer d'être amis.
Başka metotlar denemeliyiz.
Il nous faut changer de méthode.
Eğer içtikleri o meret onları mutlu ediyorsa gerçekten... belki de biz büyükler de ondan denemeliyiz ha!
- C'est pas normal. Si "l'herbe" rend heureux, on devrait en faire autant!
Belki farklı bir yaklaşım denemeliyiz. Tümüyle.
II faut s'y prendre autrement.
Şansımızı denemeliyiz.
Il faut tenter notre chance.
Bence bir denemeliyiz.
Je crois qu'il faut essayer.
Tekrar denemeliyiz.
On doit réessayer.
- Denemeliyiz Kaptan.
Nous devons essayer, capitaine.
Belki de sokağı denemeliyiz.
On devrait essayer la rue.
O zaman, bir daha denemeliyiz.
Alors, nous devons encore essayer.