English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Değil mi peder

Değil mi peder translate French

124 parallel translation
Çok ilginç bir tip. Ne yazık, değil mi efendim... Ne yazık, değil mi peder, böyle tatlı bir ailenin bir deliyle uğraşmak zorunda olması?
Quel dommage, M. le Pasteur... qu'il y ait un dingo dans une telle famille!
Bu lafı bir ara kullanırsam kızmazsınız değil mi Peder?
Ça vous gêne si j'utilise cette expression?
Umudunuzu kaybetmeyeceksiniz, değil mi Peder?
Vous n'allez quand même pas perdre espoir?
Öyle değil mi peder?
N'est-ce pas vrai, mon Père.
Evli değilsiniz, değil mi Peder?
Vous êtes célibataire, pasteur?
Biz Tanrı için savaşıyoruz, öyle değil mi Peder?
Nous nous battons pour le Seigneur.
Bana inanıyorsunuz, değil mi Peder?
Vous me croyez, Révérend?
Vaaz verilecek pek de bir şey kalmadı öyle değil mi Peder?
Plus grand-chose à prêcher, révérend?
Bahse girerim, buralarda çok fazla ateş edilecek değil mi peder?
Il va y avoir pas mal de coups de feu, hein, Révérend?
Öldürdüklerimin çoğu savaştaydı. Sanırım bunda bir sıkıntı yok, değil mi Peder?
La plupart des hommes, je les ai tués à la guerre alors, je pense qu'il n'y a rien à redire?
Benzin lazım değil mi peder?
De l'essence, mon père?
O zaman beni şartlı tahliyeyle bırakmazlardı, değil mi peder?
J'aurais pas eu ma conditionnelle. Pas vrai, mon Révérend?
Değil mi peder?
C'est vrai.
- Kazara bir silahınız olamaz değil mi peder?
Est-ce que par hasard vous n'auriez pas une arme, mon Père.
O gün Roberto ile birlikteydin değil mi Peder?
Vous étiez avec Roberto ce jour-là, n'est-ce pas, mon père?
Bana yalan söylemezsin, değil mi Peder?
Vous n'oseriez pas me mentir, mon Père.
Güzel kızlardı, değil mi peder?
Jolies filles, hein?
Sizi üzüp sinirlendirmedim, değil mi Peder? Sanırım içi geçti.
Je ne vous ai pas choqué, j'espère?
Ayinden daha önemli değildir, değil mi Peder?
Pas plus important que dire la Messe, mon Père?
Ona nazik olacaksın, değil mi Peder? Peder, sen iyi misin?
Vous serez sympathique avec lui, mon Père? Mon Père, vous vous sentez bien?
Değil mi Peder?
N'est-ce pas, mon Père?
Hayır, meme de diyebilirsin. Değil mi Peder?
"Nichons", c'est très bien.
Hayır, k.ç diyebilir, değil mi Peder?
Ce n'est pas grave. N'est-ce pas?
Hepsi geri geliyor, değil mi Peder?
Tout vous revient, hein, mon Père?
Tuhaf, değil mi, Peder?
C'est bizarre, mon père, non?
- Öyle değil mi, Peder?
- N'est-ce pas, mon père?
Hayır. Peder Logan'sınız, değil mi? Paraşütçü, daima uçaktan ilk atlayan.
Mais vous êtes le père Logan... le curé qui saute toujours le premier.
Peder Logan'ı gördüğünüzü kocanıza söylediniz, değil mi?
Vous avez dit à votre mari que vous aviez vu le père Logan?
Peder Logan'ın artık şahidi var, değil mi, Willy?
Le père Logan a un alibi maintenant, n'est-ce pas?
- Harika bir çocuk, değil mi Peder?
C'est un meneur-né.
Değil mi, peder?
N'est-ce pas, mon père?
İkiniz de çok güzelsiniz, güzel çocuklarınız olacak. Sizce de öyle değil mi, peder?
Beaux comme vous êtes, vous aurez sûrement de beaux enfants.
Peder, bana inanıyorsunuz, değil mi?
Vous me croyez, n'est-ce pas?
Peder, şerefiniz için aynı şeyi yapardınız değil mi?
Oh, mon père... à ma place vous eussiez fait la même chose!
Bu bizim peder değil mi?
C'est pas notre pasteur?
Yaz hemen. Öyle değil mi Muhterem Peder?
Note bien, n'est-ce pas éminence?
Van Morgan. Bir peder için de geç bir saat değil mi?
Van Morgan. ll n'est pas un peu tard pour un pasteur?
O, onlara ait değil, ailesine ait. Öyle değil mi, peder?
Il n'appartient pas a l'État, il appartient à sa famille!
- Peder Dyer'ın arkadaşısınız, değil mi?
- Vous êtes un ami du Père Dyer? - Oui.
- Peder Verecker, değil mi? - Evet.
- Père Verecker?
Peder çok iyiydi, değil mi?
C'est quelque chose, ce père!
O.. ... peder Mickey'i muhteşem bir şekilde uğurlayan kız değil mi o?
C'est pas la fille qui a envoyé le père Mickey dans l'au-delà?
Peder, tüm olup biteni biliyorsunuz değil mi?
Père, vous savez comment tout s'est passé, n'est-ce pas?
Dünyada çeşit çeşit insan var, değil mi, Peder?
Il faut de tout pour faire un monde. N'est-ce pas, mon Père?
Öyle değil mi, Peder?
N'est-ce pas, mon Père?
Peder John Bates, şu söken şafak değil mi?
Ami John Bates, n'est-ce pas le matin qui pointe là-bas?
Her şeyden önce Peder... Pedersiniz değil mi?
Révérend... pardon... c'est bien Révérend?
Öylesin değil mi, Peder Jack?
N'est-ce pas, Père Jack?
Yalanı gönüllü bir şekilde yaşıyorlar, değil mi, Peder?
Ils s'accommodent bien du mensonge, n'est-ce pas?
Değil mi, Peder?
Pas vrai, révérend?
Joe. Peder Titrek hakkında anlattıklarıma inanmadın, değil mi?
Joe, tu m'as pas cru pour l'histoire du prêtre taré, hein?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]