Durduramıyorum translate French
409 parallel translation
Kendimi durduramıyorum. Kendimi bunca yıl hep tuttum.
J'avais gardé ça en moi.
Alacaklılar adresini istiyor. Onları durduramıyorum.
Tu es aux abois.
Durduramıyorum.
Je ne peux rien y faire.
Durduramıyorum.
C'est plus fort que moi.
Durduramıyorum.
Je ne sais pas l'arrêter.
Ama kendimi durduramıyorum.
Mais c'est plus fort que moi,
- Durduramıyorum ki!
- Je ne peux pas m'arrêter.
Başlayınca kendimi durduramıyorum.
Je démarre, et rien ne m'arrête.
Durduramıyorum! Cardiff mühim değil!
Oublions Cardiff, il va détruire la planète.
Durduramıyorum.
Je n'y arrive pas.
Böyle olunca kendimi durduramıyorum. Duramıyorum. Histeriğim.
Quand je suis comme ça, je ne peux pas m'arrêter.
Isınmayı durduramıyorum.
Je ne supporte pas cette chaleur.
Etki altındaki ekibim, Omicron Kolonisi'ne katılmak için gemiyi terk ediyor. Onları durduramıyorum.
Sous leur influence, mon équipage déserte pour rejoindre la colonie et je ne peux rien faire pour les arrêter.
Gitmek istemiyorum ama kendimi durduramıyorum.
Je ne veux pas y aller mais c'est plus fort que moi.
Durduramıyorum.
Je n'y peux rien.
Üzgünüm, M-5 müdahalesini durduramıyorum.
Je suis désolée, je ne peux rien faire contre le M-5.
Buradaki kanamayı durduramıyorum.
J'arrive pas à arrêter l'hémorragie.
Tamam ama kanamayı durduramıyorum.
Oui, mais l'hémorragie ne s'arrête pas.
Kendimi durduramıyorum.
Ça m'obsède.
Ağlamayı durduramıyorum. Delilik bu!
Je n'arrete pas de pleurer, c'est idiot.
Titrememi durduramıyorum.
- Je ne peux m'arrêter de frissonner.
Şu mide bulantısı ve kusmayı durduramıyorum.
Tu sais, je n'arrête pas de vomir.
- Kanı durduramıyorum,
- Je ne peux pas arrêter le sang.
Scotty, durduramıyorum. 65'in altına düşmüyor.
Impossible d'aller en dessous de 65 km.
Onları durduramıyorum.
Je les contrôle plus.
- En azından gücü kes! - Hayır, durduramıyorum!
- Coupe le moteur, éteins-le au moins.
Müzik duyunca, ayaklarımı durduramıyorum.
Quand j'entends de la musique, mes pieds commandent.
Olamaz! Kanamayı durduramıyorum.
Ca n'arrête pas de saigner.
Titremeyi durduramıyorum.
Je n'arrête pas de trembler.
Durduramıyorum!
Je ne peux pas l'arrêter.
- Atları durduramıyorum!
Je ne peux pas les arrêter!
Gelmeye devam ediyor. Durduramıyorum!
Ça revient toujours, je ne peux rien y faire.
Başladı mı durduramıyorum.
Et je ne peux plus m'arrêter!
Kumun akışını durduramıyorum.
Je ne peux arrêter le sable.
Bu sabah başladı. Durduramıyorum.
Ça a commencé ce matin, ça ne s'arrête pas.
Durmuyor! Durduramıyorum!
Je ne peux pas l'arrêter!
Durduramıyorum, Mac.
Je ne peux pas l'arrêter, Mac.
Onu durduramıyorum.
Je ne peux pas l'arrêter.
Lanet şeyi dik durduramıyorum.
J'arrive pas à le faire tenir droit, ce foutu truc.
- Efendim, durduramıyorum efendim!
- Sg., j'y peux rien, Sg.!
Durduramıyorum, Rodg, yardım et!
Je n'arrive pas a l'arreter, Rodg, aide-moi!
Durduramıyorum!
Je ne peux pas l'arrêter!
Lanet olsun! Heterosiklik reddetmeyi durduramıyorum.
Bon sang, je n'arrive pas à enrayer le processus!
Madem seni durduramıyorum, seni çalıştırabilecek birini tanıyorum.
Mais si je ne peux pas t'arrêter, je peux te trouver quelqu'un qui pourra t'entrainer.
- Özür dilerim. Durduramıyorum.
Désolée, j'y peux rien.
Ellerimin titremesini durduramıyorum.
Je peux pas empêcher mes mains de trembler.
Konuşmamı durduramıyorum.
Je recommence!
Ama ben onları durduramıyorum.
Mais je ne les retiens plus.
- Durduramıyorum!
Elle freine pas!
Durduramıyorum!
Je peux plus l'arrêter.
Artık kendimi durduramıyorum.
Maintenant, je n'arrive même pas à me faire arrêter.
durdu 87
durdur 139
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66
durdur 139
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66