Duyduk translate French
2,807 parallel translation
Selam arkadaşım. Vallahi methini çok duyduk.
Salut camarade, on dit beaucoup de bien de toi.
Geldiğini yeni duyduk ve bu fırsatı tepemezdik.
On vient d'apprendre votre arrivée et on ne peut pas laisser passer l'occasion.
- Hepimiz duyduk. Neden bir, neden bir el ateş edildi?
Pourquoi un seul coup de feu?
böyle aptalca şeyleri kaç kere duyduk, veya daha kötüsünü?
Combien de fois a-t-on entendu ce genre de bêtise? Ou même pire?
Bunda en iyisi olduğunu duyduk.
Il paraît que vous êtes le meilleur.
Bu uyarıları ne kadar çok duyduk biliyor musunuz?
On a entendu ça des centaines de fois.
Gözaltına birilerini almışsınız diye duyduk. Doğru mu?
Il paraît que vous avez des gens en détention, est-ce vrai?
Mance Rayder'ın doğu nöbetine saldıracağı dedikodusunu duyduk.
On avait entendu dire que Mance Rayder prévoyait d'attaquer Fort-Levant.
Bunu duyduk!
On l'a entendu!
Yalnız olduğunu duyduk.
Vous êtes... On nous a dit qu'elle était seule.
Rusya'da suç dosyanın kabarık olduğunu duyduk.
Vous êtes un délinquant violent en Russie.
Birbirimize sempati duyduk.
Nous avions... de la sympathie.
Duyduk! Bir yük treni çarpmış değil mi?
Un train de fret l'aurait percuté.
Bir çığIık duyduk.
Quelqu'un est blessé?
- Bebeği duyduk.
On sait pour Marisol.
Harika konuşmalar yapıyormuşsun diye duyduk.
Vous faites de beaux discours, il paraît.
Bazı Rusça konuşmalar duyduk.
On a capté du russe, à la radio.
Hayir, dogru degil. Aslinda, bir gürültü duyduk.
En fait, on a entendu un gros bruit.
- Sanırım o kelimeyi bir gün için yeterince duyduk. - Pekala.
Je crois que nous en avons assez entendu pour un seul jour.
Gürültüler duyduk, biz de yukarıda kaldık.
nous avons entendu du bruit alors nous sommes restés en haut.
Konuştuğumuz herkesten aynı şeyleri duyduk.
Tout le monde est unanime.
Duyduk duymadık demeyin! Bayanlar Baylar! Gel ve Göster yarışması başlıyor.
Chers concitoyens, chers maîtres, daignez regarder par ici.
Ligi duyduk. Çökmüşler.
Il paraît que la ligue est ruinée.
Kendine sakla, Wang. Bu sözleri daha önce çok duyduk.
Nous avons déjà entendu tout ça.
Burada bile yok edildiğini duyduk.
Même ici nous avons entendu parlé de sa destruction.
Komşularınızdan birinden duyduk bu evliliğinizi bozmuş olabilirmiş.
Un des voisins nous a dit que ça aurait pu mettre fin à votre mariage.
Kansas City'de kasırga çıkmış diye duyduk.
On a entendu qu'il y avait une tornade à Kansas City.
Bize güvendiğiniz için gurur duyduk A.R 14. caddedeki mekânımıza şahsen gelip söylediğiniz için memnun olduk değil mi Charlie?
Nous sommes honorés par ta confiance, A.R., et flattés que tu sois venu jusqu'ici pour en discuter personnellement. N'est-ce pas, Charlie?
Biz burada Buda Sarayı'ndayız ve hepimiz gürültülü bir patlama duyduk.
Même ici, sur les hauteurs du château de Buda, on a entendu la détonation.
Çok duyduk bunları.
Je les ai déjà entendues.
Sürekli onu dinliyoruz. Bu sabah Sanchez'in onun iş yerini aradığını duyduk.
Sanchez a appelé son bureau ce matin.
Bunlardan yeterince duyduk, teşekkür ederim.
- On en a assez entendu. - Je pense pas.
Bu hikayeyi milyon kere duyduk.
C'est pas nouveau. On a un nouvel angle?
Bence yeterince yalanını duyduk.
- On en a assez entendu.
Polis arabası çaldığını duyduk. Nereye park ettin? Birkaç sokak güneye.
derrière un chantier.
Evet, onu duydum. Hepimiz onu duyduk aslında.
On a tous entendu.
Senin hakkında çok şey duyduk.
On a entendu parler de toi.
Woodland Drive'da bir cinayet işlendiğini duyduk.
J'ai entendu qu'il y avait un meurtre sur Woodland Drive.
Haberleri ve tüm hikayeleri duyduk, efendim.
On a tous lu les rapports, entendu les histoires.
Evet, aranızda bazı sorunların olduğunu duyduk.
Ouais, on nous a dit qu'il y avait un contentieux entre vous deux.
Araba motoru gürültüsü duyduk.
Une voiture pétarade.
Biz sadece resmi kayıtları duyduk.
On sait ce que le procureur a dit. Je vois.
Annemle konuşmalarınızı duyduk.
Nous vous avons entendues parler.
Onların bunu hak ettiğini duyduk.
Nous entendons qu'ils le méritaient.
Dediğini duyduk! Faraday Kafesi nedir biliyoruz! Şebek bile bilir.
- J'ai entendu son idée, je sais ce qu'est une cage de Faraday, même un babouin le sait.
Dün alışılmadık derecede gergin olduğunu duyduk sadece ne zaman başladığını, merak ediyoruz da...
Nous avons entendu qu'il était spécialement tendu hier, et nous supposons juste... Quand cela a commencé.
Belki de onu yanlış duyduk.
Nous aurions mal entendu.
- Az önce Wyatt'tan duyduk.
- On vient d'avoir Wyatt.
Tamam, sanırım yeterince duyduk.
Ok, je penses que nous en avons assez entendu.
- Evet, duyduk.
- Je l'ai entendu.
Biz de öyle duyduk.
On sait.
duydum 657
duydun mu bunu 28
duydum ki 65
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydun 82
duydunuz mu beni 21
duydunuz 53
duydum seni 20
duydun mu bunu 28
duydum ki 65
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydun 82
duydunuz mu beni 21
duydunuz 53
duydum seni 20