English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dışarı çıkma

Dışarı çıkma translate French

458 parallel translation
Aslında dedektif değilim. Geceleri dışarı çıkma bahanesi olarak kullanıyorum.
Je prétends être détective pour voir un peu moins ma femme.
Dışarı çıkma şansım hiç olmuyor.
Je n'en sors jamais.
Saçmalama. Dışarı çıkma.
Reste là.
Sonra dışarı çıkma sırası sendeydi, böylece ikiniz son anda kurtulmuş süsü verecektiniz.
Elle, sur le marchepied, met la voiture en marche. Vous prétendez vous être sauvé à la dernière minute.
Dışarı çıkma. Anladın mı?
Et ne sors pas.
Hep derdim, "Baharda erken dışarı çıkma." diye.
Je lui répète sans cesse de ne pas sortir si tôt au printemps!
O zaman dediğiniz gibi dışarı çıkma şansına belki sahip olabilirim.
Et peut-être la chance de sortir, comme vous dites.
Olduğu müddetçe evinden dışarı çıkma.
Vous avez une maison, restez-y!
Rose, eve gir ve dışarı çıkma.
Rose, rentre tout de suite, et cache-toi!
Dışarı çıkma Warden, yoksa ölürsün!
- N'y va pas! Tu vas y rester!
- Evine git ve dışarı çıkma.
- Tu devrais rentrer chez toi.
Hatırlatmam gerek efendim. Dün gece ona dışarı çıkma izni verdim.
Je dois vous rappeler que je lui avais donne la permission de sortir.
Pekala, ne olursa olsun dışarı çıkma.
Eh bien, ce n'est pas de mon ressort.
Paltonu almadan dışarı çıkma.
- Ne sors pas sans manteau.
Fazla dışarı çıkma şansın yok, sanırım, artık geceleri çalışıyorsun.
Tu dois plus sortir beaucoup en faisant le quart de nuit.
Hâlâ dışarı çıkma konusunu düşünmek istemiyorsun, öyle değil mi?
Tu ne veux pas encore envisager ta mise en liberté.
Gün doğmadan dışarı çıkma derdi yok. Vurulma derdi yok, hem de hiç tanımadığımız muhtemelen işini sevmeyen adamlarca.
On ne devait pas sortir avant l'aube... pour se faire descendre par des inconnus... qui n'aiment pas plus leur travail que nous.
Dışarı çıkma.
Ne sortez pas.
Dışarı çıkma fikri benim de aklımdaydı, taksi paylaşır mıyız?
Moi, rien ne m'appelle. Puis-je vous déposer?
Genç bayan, dışarı çıkma lütfen!
Okichi, ne sortez pas, je vous en prie.
- Sana dışarı çıkma dedim. - Kim!
Tunga Khan ne viendra pas ici.
Sakın dışarı çıkma.
Ne sortez pas.
Dışarı çıkma sakın. Dışarıda atlar ezer seni.
Ne sors pas dans la rue - il y a plein de chevaux là-bas, ils vont te piétiner.
Dışarı çıkma.
Ne sors pas d'ici.
Sakın dışarı çıkma, kaç!
- Tais-toi! Ne sors pas!
Kendimi tekrarlamak pahasına, lütfen dışarı çıkma.
Et vous, Chambellan, restez ici.
- Dışarı çıkma konusunda mı?
- De sortir d'ici?
Canlan haydi Dışarı çıkma vakti
Agitez-vous Il est temps de sortir de terre
Amy odana çık ve sana söylenene kadar da dışarı çıkma.
Amy, dans ta chambre! Et n'en sors pas avant qu'on te le dise.
Senin dışarı çıkma... ve savaşma zamanı geldi.
Tu vas partir... te battre.
Kapıyı kimseye açma ve dışarı çıkma...
N'ouvre la porte à personne et ne sors pas.
Mary Lou, güneş varken dışarı çıkma konusunu biliyorsun...
Mary Lou, tu ne dois pas aller au soleil.
Dışarı çıkma zamanı gelmedi mi, ha?
Alors, on y va?
Karavandan dışarı çıkma.
Ne sors pas.
"Harman, karavandan dışarı çıkma!"
"Ne sors pas, Harman!"
- Ne olursa olsun dışarı çıkma.
Ne sors surtout pas. Oui, père!
Sakın yalnız dışarı çıkma.
Tu ne sortiras plus jamais sans ma permission.
Kendine iyi bak. Geceleri yalnız dışarı çıkma.
Ne sors pas la nuit.
Sık dışarı çıkma şansı buluyor musun?
Tu sors beaucoup?
Dışarı çıkma.
Ne sors pas.
Eileen, dışarı çıkma.
Eileen, non, reste ici s'il-te-plait.
Paltonu giymeden dışarıya çıkma.
Couvre-toi bien.
Hayır, Scott, lütfen çıkma dışarı.
Tout va bien, chérie. N'ayez pas peur.
Çıkma bugün dışarı.
Ne sors pas aujourd'hui.
Yasuzo, çıkma sakın dışarı!
Yasuzo, ne sors pas.
- Sana dışarı çıkma demiştim.
- Ne sors pas.
Dışarı çıkma!
Tais-toi!
Marcello, çıkma dışarı.
Marcello, ne sors pas.
- Shaolong, dışarı çıkma.
Xiao-rong, ne sors pas!
Dışarı çıkma!
Ne sors pas.
Bir süre, dışarıya çıkma.
Pour l'instant, restez ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]