Efendimiz translate French
1,534 parallel translation
Eğer efendimiz, sinirini kontrol etmeyi öğrenemezse... büyüyü asla bozamayacak...
S'il n'apprend pas à se contrôler, il ne brisera...
Eğer efendimiz bunu öğrenirse... boynumuzu koparır.
Si le maître l'apprend, on est fichus.
Saklamak mı? Efendimiz hiç bir şey saklamıyor?
– Le maître ne cache rien.
Genç Efendimiz. Bu sabah geri döndü.
Notre jeune Maître, qui est de retour.
Bakın efendimiz, soluk alıyor demez misiniz buna? Şu damarlarda kan dolaşmıyor mu gerçekten?
Diriez-vous pas qu'elle respire et que ces veines roulent vraiment du sang?
Efendimiz öylesine kendinden geçti ki neredeyse canlı sanacak onu. Gözlerin bir noktaya bakışında kımıldanma var.
Son oeil n'est pas figé, il a le movement
Aman efendimiz, durun!
Seigneur, abstenez-vous
Cennetteki efendimiz... Zor durumdaki bizlere, iş ve aş verdiğin için sana şükranlarımızı sunuyoruz. Bir savaş uçağı yapımında, kadın eli kullandığımız için bizi bağışla.
Notre Père qui es aux cieux, merci pour ce pain et ce travail qui sauve notre entreprise, pardon de faire un avion de combat avec de la main-d'œuvre féminine.
Cennetteki yüce efendimiz.
Dieu du ciel!
Birlikler yerlerini aldı efendimiz!
Excellence, les troupes sont en place.
"Efendimiz, bu adam felçten rahatsız."
"Maestro cet homme est paralysé."
Ve haykırdılar : " Efendimiz, şakalınız da numaralarınız kadar iyi.
Et dirent : " Seigneur, tes blagues sont aussi bonnes que tes trucs.
Ve kullar çok etkilenerek : "Efendimiz, gerçek Tanrı'nın kim olduğunu nasıl bileceğiz?"
Ils furent surpris et dirent : "Seigneur comment reconnaitront nous le vrai Seigneur."
Çok verimli ve korkunç derecede mücadele dolu bir dövüş sanatıydı Efendimiz bile öğretmesi çok zor derdi.
C'était un art de combat si efficace et terrible, que le maître le trouva trop dangereux à enseigner.
Bu yüzden efendimiz kiba-no-hoko'nun talimat sayfasının bir tek kopyası kalmayacak bir şekilde gizledi Dağ Kajiiki yamaçlarında ki bin mağaradan birine.
Le maître cacha le seul manuscrit des instructions de kiba-no-hoko dans une des mille grottes du Mount Kajiiki.
Efendimiz...
Voici le rapport, Saint Maître :
Efendimiz
Asia l'Invincible,
Ulu efendimiz dünyaya hükmedecektir!
Que la puissante Secte de la Lune et du Soleil unisse le Monde.
Efendimiz zor bir gün geçiriyor.
Il est en train de passer une mauvaise journée.
Onun ayağıma gelmesini sağla... tıpkı efendimiz yüce İsanın, Romalı vali Pontius Pilate'nin ayağına geldiği gibi.
Fais-le ramper à mes pieds... comme notre Seigneur Jésus a rampé aux pieds de Ponce Pilate.
- Efendimiz! - Efendimiz!
( les 3 ) LE MAÎTRE!
Efendimiz, sizi selamlıyorum.
Oh Maître, je vous remercie..
Efendimiz, benimle dans eder misiniz?
Maître Vénéré.. Vous voulez danser avec moi?
- Bana efendimiz diyorlar.
T'as entendu, elle m'appelle " Maître!
Efendimiz neden bize şeker verdi? - Çünkü o efendimiz değil.
Pourquoi le Maître nous donne des "trucs" sucrés?
Efendimiz için çalışıyoruz, git şimdi.
Chacun son maître, maintenant. Vas-y.
Efendimiz bana dünyanın öbür ucunda bir görev verirler miydi?
Votre Altesse voudrait-elle me donner du service au bout du monde?
Efendimiz tıpkı şükran dolu muhterem bir delikanlı gibi konuştular.
Votre seigneurie parle comme un très reconnaissant et très révérend jouvenceau et je loue Dieu de vous.
Yüce efendimiz adına Castle Rock'a hoş geldiniz diyebilir miyim?
Puis-je profiter de cette occasion pour vous souhaiter la bienvenue de la part de notre doux Seigneur?
Efendimiz topraklarında değilken görevler zorunlu değil.
ça peut attendre.
Efendimiz!
Grand chambellan!
- Efendimiz Yüce İsa'yı yeniden dirilten Tanrı'nın yüce sureti, kuzunun o yüce çobanı, İsa'nın kanı ile...
- "... à Ton image. "Dieu qui a ramené d'entre les morts notre Seigneur Jésus-Christ. " Toi, le grand rassembleur par le sang de l'éternelle alliance.
Eğer Efendimiz olmaya istekli isen Bize her ne direktif verirsen yerine getireceğiz
Donne-nous un ordre!
Efendimiz olmayı reddedip durmanıza rağmen gözlerinizden başımıza geçmeye istekli olduğunuzu anlayabildim
Hier, même si tu prétendais refuser d'être notre Maître, je pouvais lire dans tes yeux, ton désir d'être notre leader.
Efendimiz uzun zamandır sizi beklemekte
Mon maître vous attend.
Efendimiz, böldüğüm için bağışlayın. Zatalinizi haberdar etmek için çağrılmadan geldim ; ama iki arkadaş caddenin aşağısında sizleri bekliyor, zatalinizle görüşmek istiyorlarmış.
Excellence, pardonnez cette intrusion, je suis entré sans prévenir dans votre intimité pour vous dire que deux amis vous attendent en bas dans la rue,
Hala bizim efendimiz misiniz?
Etes-vous encore notre maître?
"İsa efendimiz, bana oğlumu iş güç sahibi olarak yanında... eşi kollarında çocuklarıyla görecek kadar yaşamamı nasip eyle."
"Je demande à Jésus de me laisser vivre pour voir mon fils avec un travail... une femme et des enfants dans les bras."
Ama Tanrı'nın armağanı... ebedi hayattır... Hz. İsa, Peygamberimiz, Efendimiz eliyle.
Mais Dieu accorde la vie éternelle... par Jésus-Christ, notre Seigneur.
Efendimiz İsa'nın lütfu... Tanrı sevgisi ve Kutsal Ruh'un birliği...
La grâce du Seigneur Jésus-Christ, l'amour de Dieu et la communion du Saint-Esprit...
Efendimiz, bir şey sormak istiyorum, nasıl tanıştınız? Hepiniz biliyorsunuz.
On pourrait savoir comment vous vous êtes rencontrés?
Efendimiz, kardeşin sayılırım, çocuk için sana yardım edebilirim.
Mon frère, je peux t'aider.
Efendimiz İsa kutsal ışığıyla yıkarken bu dünyayı... karanlık köşelerini de barbar ve kafirlerden temizlesin.
Que le Seigneur lave cette terre de Sa sainte lumière et purge ses sombres recoins des païïens et Philistins.
Yüce efendimiz Şeytan seni Tanrım olarak görüyor ve sana hizmet edeceğime söz veriyorum.
"Mon seigneur et maître Satan, je te reconnais comme mon Dieu " et je promets de te servir.
O hazır değil efendimiz. Ve biz çok vakit kaybettik.
Il n'est pas prêt, seigneur et on a perdu tant de temps.
Aslında benim, Efendimiz.
Je suis votre serviteur.
Evet, eğer istiyorsanız, Efendimiz.
- Si vous le souhaitez, Sire.
Efendimiz!
- Viens ici.
Ulu Efendimiz, sizden çok özür dilerim!
J'ai eu tort, Saint Maître.
Hadi gidelim. Efendimiz içki içmeyeceğine yeminli.
Le maître ne boit pas.
Efendimiz geldi.
Les nouveaux mariés sont là.
efendim 34795
efendi 334
efendiler 36
efendi bruce 51
efendi yabu 29
efendi toranaga 70
efendi richie 17
efendi wang 37
efendi wong 91
efendi phillipe 18
efendi 334
efendiler 36
efendi bruce 51
efendi yabu 29
efendi toranaga 70
efendi richie 17
efendi wang 37
efendi wong 91
efendi phillipe 18