Elbisem translate French
577 parallel translation
Elbisem erkenden yapıldı ve şampanya getirdim!
Ma robe est terminée, et j'ai ramené du champagne!
Onlar elbisem gibi sökük, Ve sağ gözüm dürttü.
Ils ont déchiré ma nouvelle robe, ils l'ont poché mon bel oeil droit
Başka bir elbisem de kalmadı.
J'ai de la chance d'être toujours vêtue.
Arabanıza zorla girerim, elbisem yırtıIır ve çığIık atarım,
Je m'incruste dans votre voiture, je déchire ma robe, je crie.
Misafir için elbisem müsait değil.
C'est que je ne paie pas de mine.
Ama öbür takım elbisem burada olmalı. Onu gördün mü?
Vous n'auriez pas vu mon autre costume?
O zaten güzel. Ama onun gibi elbisem olamaz.
Tu ne fais rien comme je veux!
Bunlar benim elbisem değil.
Ce n'est pas à moi.
Elbisem!
Ma robe!
Dadı, ne kadar zayıf ve solgunum ve hiç elbisem yok.
Je suis si maigre, si pâle. Et je n'ai rien à me mettre.
Bazen diyorum ki, gömülmek için şık bir elbisem olsa güzel bir yer bulup yatarım ve ölürüm.
Si j'avais une belle robe pour être enterrée, je me trouverais un bel endroit et je m'y laisserais mourir.
- İyi bir elbisem olsaydı.
- Je ne suis pas très élégante.
O elbisem, tek adım dansını çok güzel yapar.
Et mon smoking danse le one-step à ravir.
Bir de, Bay Birnam, tek elbisem yarı resmi bir şey.
M. Birnam, je n'ai qu'une robe habillée, pas de robe du soir.
Elbisenle ilgili. Elbisem mi?
- Ta robe, notamment.
Başka elbisen olmadığını biliyorsun. Başka elbisem yok mu?
Tu sais bien que tu n'as plus que ceux que tu portes.
- Ah, elbisem. Kapatır mısın?
Vous voulez bien?
Sadece eski mavi takım elbisem.
C'est juste mon costume bleu.
Tek elbisem ve çok eski. Bugün yeni elbise almak için zaman olmadı.
Je n'en ai qu'une et je l'ai depuis très longtemps.
Takım elbisem mesela.
Le smoking, par exemple...
Garip bir sebepten dolayı bu gece giymemi istediğin eski takım elbisem.
Ce même smoking que tu m'obliges à porter ce soir.
En güzel elbisem sana yeterince iyi gelmiyorsa onu hemen çıkarabilirsin.
Si ma robe ne te plaît pas, enlève-la.
Yine de benim elbisem ve çıkarmak için 30 saniyen var.
Tu as trentes secondes pour enlever ma robe!
Ama elbisem. Üzerinde kan var.
Ma robe... ce sang...
Elbisem... beni görebiliyorlar.
Je suis trop voyant!
Lise boyunca hiç gece elbisem olmadı.
A l'école, je n'ai jamais eu une robe à me mettre.
Elbisem yırtılmış.
Ma robe est déchirée.
Kes be! Esas benim elbisem yırtıldı.
C'est elle qui a déchiré ma robe, et j'en ai qu'une.
- Vendi. - Eski elbisem yenilendi o kadar. - Ama daha güzel olmuş...
C'est ma vieille robe, réajustée...
Çok güzel bir uzun elbisem var.
J'ai une jolie robe, avec un drapé qui n'en finit pas, et un décolleté ravageur.
Flora, elbisem!
Ma robe, vite, vite!
Kırmızı elbisem nerede?
Où est ma robe rouge?
Elbisem fren pedalına takılmasaydı seni yolda yakalayacaktık.
- La police! Et on vous aurait attrapé... mais ma robe s'est accrochée au levier de vitesse...
Hiç kışlık elbisem yok.
Car je n'avais rien en arrivant ici.
- Cole, elbisem yeniydi.
- Cole, ma nouvelle robe.
Çoktan beri beklediğim elbisem geldi dedim!
Je me disais : "Voilà la robe que j'attends depuis si longtemps!"
Bu benim en güzel elbisem.
C'est ma belle robe.
Sahip olduğum tek güzel elbisem bu. O da eski.
Je n'ai que cette robe de mettable et elle se fait vieille.
Benim takım elbisem hangisinde?
Laquelle contient mon costume?
Sağol. Zavallı elbisem ne haldedir şimdi.
Il va être repassé!
Oh, elbisem.
Oh, ma robe.
En iyi elbisem!
Sur mon plus beau costard.
Elbisem Londra'dan geliyor.
Mon costume, il vient de Londres.
Tek elbisem bu. Başka yok.
Je n'ai que cette robe.
Başka takım elbisem yok.
Il est très coloré. Je n'en possède malheureusement pas d'autre.
Oh, yeni bahar elbisem ve yeni şapkam!
Mon nouveau tailleur et mon nouveau chapeau.
Gerzeğin teki arabasıyla üzerime çamur sıçrattı, elbisem mahvoldu.
Un idiot m'a éclaboussée avec sa voiture. Ma jupe est fichue.
Elbisem geri gelmedi ve randevüm var.
La robe n'est toujours pas là et mon entretien approche.
Onunki gibi bir takım elbisem var, biliyorsun.
J'ai un costard comme le sien
Elbisem!
Ma valise!
- Elbisem gelmiş olabilir.
Adam?