Eminim öyle translate French
873 parallel translation
Evet, eminim öyle.
J'en suis certain.
- Tabi, eminim öyle olmuştur.
- Ça ne m'étonne pas.
Eminim öyle. Oldukça samimi görünüyordu.
Eh bien, Je suis sûr qu'il l'est.
Kendiliğinden oluverdi. Evet, eminim öyle olmuştur!
On ne l'a pas fait exprès, c'était un hasard.
Eminim öyle bir şey değildir.
Je suis sur qu'il ne la courtise pas.
- Eminim öyle bir şey istememiştir.
Un simple oubli.
- Ölmek için yarını bekleyememiş mi? - Eminim öyle olsun isterdi.
- Il aurait bien aimé.
Eminim öyle yaparsınız.
Je n'en doute pas.
Eminim öyle demek istemedi, Con. Baba sadece öfkelendi.
II ne voulait pas dire ça, Jean. Papa était en colère.
- Bütün Paris yokluğunuza üzülüyor. Eminim öyle.
Paris regrette l'absence de Votre Majesté.
Eminim öyle düşünüyorlardır.
Ça, je n'en doute pas.
- Eminim öyle demek istemedi...
- Ce n'est pas ce qu'il...
Eminim öyle olur.
C'est sûr.
Eminim öyle olacak.
Evidemment!
Öyle olduğumuza eminim. Bununla yüzleşelim. Umutsuzca mutlu evli bir çiftiz.
Regardons les choses en face, notre cas est sans espoir.
Öyle ve Bay Hamilton'un bunu idare edebileceğine eminim ama beni bilirsin Greenwood.
Je sais que Hamilton s'en acquitterait fort bien.
Öyle olduğuma eminim.
Du moins, je l'étais ce matin.
Öyle gerçek ki, olduğundan eminim.
- Mais je suis sûre que c'est vrai.
Öyle yapacağından eminim, Bassick, ve sırf sana ne denli güvendiğimi kanıtlamak için planımı anlatacağım.
J'en suis sûr, Bassick.
Matmazel, eminim Emily öyle demek istememişti.
Mademoiselle, Emily ne l'a pas pensé.
Öyle. Eminim onlar da bir şeye lazım olur.
Je pense qu'il vont les réquisitionner pour en faire autre chose.
Eminim dostun Harry McNamara da öyle düşünüyordu.
C'est ce qu'a dû penser votre copain.
Eminim öyle olacak.
J'en suis sûre!
Eminim sende öyle bulacaksın.
Je suis certaine que vous pensez la même chose.
Öyle olduğuna eminim.
Je suis prudent.
Eminim ki tablolarını Avrupa'da, Fransa ya da öyle bir ülkede satıyorsundur.
Vous les vendez en Europe. En France ou ailleurs...
- Öyle olduğuna eminim bayan Fallbrook.
- Oh, j'en suis certain.
Benim de buradakiler gibi sıradan bir kadın olduğumu sanıyor. Eminim sen de öyle. Hepiniz benden daha iyi olduğunuzu sanıyorsunuz.
Je vous vaux toutes.
Eminim çocuklar da öyle düşünüyor.
C'est ce que tout le monde pense ici.
- Öyle, ama bir şeyden eminim ki asla bir itfaiyeci olmayacağım.
Oui, mais en tout cas, je sais que je ne serai jamais pompier.
Öyle olduklarına eminim.
Je suis sûr qu'ils le sont.
- Eminim öyle olacak.
J'en suis sûr.
Eminim, öyle olacak.
J'en suis persuadée.
- Hayır, öyle olduğuna eminim.
Je suis sûr que vous regrettez!
- Öyle mi? Eminim ona iyi filizlerden vermişsinizdir.
Il a eu de bonnes pousses de bambou?
Eminim, öyle yapmıştır.
C'est même certain!
Öyle olduğuna eminim.
J'en suis certain.
Belki şu anda sana öyle gelebilir. Ama ilerde, büyüdüğünde fikrin değişir. Bundan eminim.
Tu penseras autrement quand tu seras grande.
Öyle olduğuna eminim.
Je n'en doute pas.
Eminim polis öyle düşünmüyordur.
La police ne trouve pas ça absurde.
Tabii ki eminim. Ben, kendi kızımı bilirim, öyle değil mi?
C'est ton cheval, non?
Şu an itibariyle öyle gibi görünüyor ama eminim zamanla atlatır.
Elle en a l'air, j'espère que ça lui passera.
Öyle olacağına eminim anne. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Je sais, maman et je suis impatiente.
Eminim ki öyle düşünmüyorsun.
Je suis sûre que non.
Ben de öyle, kocam Fitzpatrick'ten kaçıyorum. Şu an peşimdedir eminim.
Moi aussi, je fuis mon mari, M. Fitzpatrick, qui est à ma poursuite, j'en suis sûre.
Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Buralarda olduğuna eminim.
Je suis convaincu qu'il est par ici.
Binbaşı, eminim dosyanın çok renkli olduğunu düşünüyorsun. Ama ben öyle düşünmüyorum.
Vos états de service vous semblent très pittoresques, sans doute.
Öyle veya böyle karından çıktıklarına eminim.
En tout cas, moi, je suis sûr qu'ils sortent du ventre.
Öyle güzel bir yere davet edilmediğimden eminim.
Encore un endroit où on ne m'invitera pas.
Eğer öyle olmadığını düşünüyorsan bilmelisin ki Hogue çölde yaşadı ve sonra öldü. Ve eminim cehennem onun için asla sıcak olmayacaktır.
Si vous ne le croyez pas, sachez qu'il a vécu dans le désert et que l'enfer n'est pas trop brûlant pour lui.
Eminim ki öyle bir şey olmaz.
Je suis sûr que rien n'interférera.
eminim öyledir 355
eminim öyleydi 16
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
eminim öyleydi 16
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50