English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / En iyisi bu

En iyisi bu translate French

2,507 parallel translation
Senin ve ailen için en iyisi bu.
Vous devez le faire pour vous et votre famille.
"Elinden gelenin en iyisi bu mu?"
"C'est tout ce dont tu es capable?"
Eğer düşünürsen en iyisi bu.
C'est vous qui voyez.
Yapabileceğinin en iyisi bu muydu?
T'as rien trouvé de mieux?
Bay Harrington, ailenizin güvenliği tehlikedeyken belki de en iyisi bu afişe etmeyi ertelemeniz.
La sécurité de votre famille étant en jeu, repoussez votre reportage.
- Elimizden gelenin en iyisi bu.
- C'est tout ce qu'on a.
Evet, belki de en iyisi bu.
Oui, c'est sûrement mieux.
Sen bütün zamanların en iyi yalancısı olmalısın. Ve yapabileceğin en iyisi bu mu?
Vous êtes une des meilleures menteuses au monde, et vous n'avez rien de mieux?
Yapabileceğinizin en iyisi bu mu?
C'est le mieux que vous pouvez faire?
Muhtemelen en iyisi bu.
C'est sûrement mieux.
Üçüncü olarak da, en iyisi bu, Charlie.
À un ver, oui. Et le troisième...
Sizce Jesse için en iyisi bu muydu korkaklıklarından kendi hatalarıyla yüzleşemedikleri için iki zengin puştun yüzüne kapıyı çarpmasına izin vermek?
Vous pensiez que c'était dans son intérêt? De se faire claquer la porte au nez par deux connards de riches qui ont eu trop peur d'assumer leur erreur?
Bobby, en iyisi bu!
Bobby, c'est pour notre bien!
En iyisi bu olurdu.
C'est mieux comme ça.
Bence muhtemelen en iyisi bu olur.
Je pense que c'est le mieux.
Elinden gelenin en iyisi bu mu?
Vous ne pouvez pas faire mieux?
Yapabilceğimizin en iyisi bu.
C'est la meilleure issue!
Bu şartlar altında bile yapabileceğimizin en iyisi buydu.
Dans ces conditions, je n'ai pas pu faire mieux.
En iyisi bu, herhangi bir ön koşul falan yok.
C'est mieux de commencer sans avoir d'a priori.
Evet, biliyorum, ama onun için en iyisi bu mu?
Je sais, mais vous pensez que c'est le mieux pour elle?
Yapabileceğinin en iyisi bu mu?
C'est tout ce que tu peux faire?
Dediğin gibi, bu en iyisi.
Comme tu l'as dit, c'est pour le mieux.
Herkes için en iyisi bu.
C'est pour le mieux.
Beni dinleyin çocuklar bu şey gerçekten döndüyse, zamanınız varken gitmeniz en iyisi olur.
Mais écoutez, les jeunes, si cette chose est revenue, il faut vite vous en aller.
En iyisi biz bu mali krizden kurtulana dek bunu konuşmayalım.
Ne discutons pas de ça avant d'être sortis de cette crise financière.
Bu Lacey. Sence de en iyisi, değil mi?
Lacey est la meilleure, non?
- Bu işi bize bırakmanız en iyisi.
- Il vaut mieux nous laisser faire.
Bu ziyareti, şimdiye kadarkilerin arasında en iyisi olacak.
Merci, Laurie. Je vais tout faire pour que ce soit réussi.
Ve seni seviyorsam bu gerçeği kabullenip geri çekilmem gerekir. En azından şimdilik onunla ol bu senin için en iyisi.
Et si je t'aime vraiment... je dois me retirer et accepter le fait que... être avec lui est la meilleure chose pour toi.
tehlike altindasin bence biz en iyisi... bu kucuk dusurucu.
C'est comme "Parce que vous êtes en danger..." - Nous ferions mieux de... - C'est fatiguant, il est temps que je lui apprenne!
Bu her şekilde en iyisi olacaktır.
Ce sera mieux pour tout le monde.
Bu durumda, en iyisi, O'nunla konuşmak.
Lui parler serait peut-être notre meilleure chance à ce stade.
Ondan ayrılmalıyım, değil mi? Muhtemelen en iyisi bu.
Il vaut mieux que je rompe, non?
Bu durumda beklentiniz, atışınızı yapıp en iyisi olmasını ummaktır.
Dans ce cas, tu fais ton baratin et espères que tout ira au mieux.
- Bence de bu en iyisi. - Onu arayalım.
- Excellente idée.
Bence bu yıl en iyisi...
{ \ pos ( 192,220 ) } Vous trois, ce serait le mieux... cette année.
Benim timsahlarım yok, ama buradaki derin maden kuyuları nerede iyi bilirim. Sonuç olarak bu işi arkadaşlık çerçevesinde halletmemiz en iyisi olacak.
Je n'ai pas d'alligators, mais je connais des puits de mine profonds, alors un conseil, gardons des relations cordiales.
Bu tabiki onların gördükleri şeyin tam tarifi olmayacak, fakat bu gördükleri şeye dair yapabildiklerinin en iyisi.
Bien sûr, ce n'est pas exactement ce qu'ils ont vu, mais c'est le mieux qu'ils puissent faire pour décrire ce qu'ils ont vu.
"En iyisi onu öldür diyorum." "Önerim bu."
Alors je pense que vous devriez le faire abattre
Shin Won'u birlikte çalışmanın onun için en iyisi olduğuna inandırın ve bu işi bitirin.
Persuadez Shin Won qu'il est dans son intérêt de coopérer et de nous le livrer!
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est tout.
Bu yarısını istiyor, koca ağız desen 25,000 istiyor. İyisi mi eve gidelim biz.
Elle veut la moitié et la grande gueule en veut 55 000, autant rentrer chez nous.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que j'ai pu réunir.
Bu işin en iyisi olarak burada ve eğer Andrew Perkins sana rapor vermiyorsa, o zaman onunla konuşman gerekir.
- Je me demandais si... - Non. - Mais il a autorisé...
Elinden gelenin en iyisi bu mu?
C'est le mieux que tu puisses faire?
Eğer Amy'ye bir şey söyleyecek olsaydım, bu şey... En iyisi onun bir daha beni görmemesi olurdu sanırım.
Si je devais dire quelque chose à Amy, ce serait que... je pense qu'il vaudrait mieux qu'elle ne me revoie jamais.
Diyeceğim o ki, bu adamı buradan uzaklaştırmak en iyisi.
On ferait mieux de ne pas l'avoir ici.
Bu aşamada bize hasta tıbbi kayıtlarına giriş izni vermiyorlar bu yüzden sizi güvenli bir eve götürmenin en iyisi olduğunu düşünüyoruz.
Pour le moment, nous n'avons pas accès aux dossiers des patients, il serait donc préférable de vous installer dans une planque.
Bu pilotlar için mi en iyisi, yoksa iş için mi?
C'est le meilleur avion pour nos pilotes ou le meilleur contrat pour notre industrie?
Bu uçak pilotlarımız için mi en iyisi, yoksa Danimarka sanayisi için mi?
Mais est-ce que nous négocions les meilleurs avions pour nos pilotes ou le meilleur contrat pour notre industrie?
Bence en iyisi bu.
C'est le bon choix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]