Eve geldim translate French
919 parallel translation
Evet, doğruca eve geldim.
Oui, je suis rentré directement.
Ben 7,00 civarı eve geldim. Bundan bir süre sonra olmalı.
Je suis rentrée vers 19 h. Quelque temps après.
Onunla otobüse kadar yürüdüm, sonra da tek başıma eve geldim. Mary Norton'u yıllardır görmedim.
Je l'ai accompagnée à l'autobus et suis rentrée seule.
- Eve geldim.
Après, je suis rentrée.
Sırf seni görmek için eve geldim ve sen de beni buraya getirdin şimdi de üzgünsün!
J'suis rentré à la maison rien que pour te voir, tu m'amènes ici, et maintenant, tu me plains!
Birçok kez eve geldim, ama sen yoktun.
Je vais souvent chez toi. Tu n'y es jamais.
Noel günü habersiz eve geldim... ve karımı, bir arkadaşıma hediye verirken yakaladım.
Je suis rentré à l'improviste un Noël et j'ai trouvé ma femme qui offrait un cadeau à un de mes amis.
- Ben de eve geldim.
Je suis revenue avant elle.
Senden ayrıldıktan sonra dosdoğru eve geldim ve yukarı çıktığımda... - Daire 3B.
Après vous avoir déposé, je suis rentrée directement chez moi et en arrivant à l'étage...
Eve geldim ve ışığı gördüm... ve sizin arabanızın farlarını açık bırakmış olabileceğinizi düşündüm.
J'ai vu une lumière, j'ai cru que vous aviez oublié vos phares.
Samantha! Tatlım, eve geldim.
Chérie, c'est moi!
Eve geldim.
C'est moi.
Sonra da tek başıma, karda yürüyerek eve geldim.
Ensuite, je suis rentrée à pied toute seule sous la neige.
Louise, şimdi ofisten eve geldim. Evet, zor bir gündü ve çok önemli şeyler oldu.
Louise, je viens de rentrer du bureau, j'ai eu une journée difficile et nous avons à parler.
Eve geldim, canım!
Je suis rentré!
Hayır, dinle. Dün gece, eve geldim, üst kata çıktım.
Hier soir, en rentrant, je suis allé en haut.
Eve geldim, hediyeler, pasta, mumlar her cins konfeti ve grapon kağıtları almıştım. Onun doğum günüydü.
C'était son anniversaire.
Sonra o gün işten eve geldim, onu öldürmüş.
En rentrant du boulot, je l'ai trouvée morte.
Ve bir eve geldim, biraderler halimden dolayı fark etmeyip kendimi daha önce geldiğim yerde buldum.
Et c'est à un home que j'aboutis... ne me rendant pas compte, vu mon état... du lieu où j'étais, et étais déjà venu auparavant.
Geçen salı eve geldim. Nakit param vardı. Eve gelirken Jimmy Sparks'la karşılaştım.
Mardi, je rentre chez moi avec ma paye et je tombe sur Jimmy Sparks.
Seni eve götürmeye geldim.
Je suis venue te ramener à la maison.
- Dün gece eve sağ salim geldim mi?
- Suis-je bien rentré la nuit dernière?
Eve 12 : 30'da geldim. Kanıt istiyorsan Francis'e sorabilirsin.
Demandez plutôt à mon valet.
- Dün geldim ve babamların eve gittim...
- Hier, je suis passé chez mon père et...
Ben eve seni görmek için gelmedim. Evi görmek için geldim.
Je n'étais pas venu vous voir, j'ignorais que vous étiez là.
Gel, Philadelphia. Seni eve götürmeye geldim.
Philadelphia, je viens te chercher!
Şevkim kırılmaya başlayınca ateşim de düşmeye başladı... ve tam her şeyden vazgeçip eve döneceğim sırada birden... geniş bir çıkıntıya geldim.
Mon ardeur commençait à fléchir, j'étais découragé, prêt à abandonner et à rentrer chez moi, quand soudain je tombai sur une saillie plus large.
Onun için endişelendiğimden bu akşam işten eve erken geldim.
Je suis rentré tôt, j'étais inquiet pour lui.
Kirby, buraya, Jeff'i eve götürmeye geldim.
Kirby, je suis venue chercher Jeff.
Seni eve götürmeye geldim, Jeff.
Je suis venue te chercher, Jeff.
Eve yeni geldim.
J'arrive juste.
Marie, seni eve götürmeye geldim.
Je suis venu pour te ramener chez nous.
Sadece kızını eve getirmek için geldim.
Je raccompagnais votre fille.
Gece yarısı bir fikir sarhoşluğu içinde geldim eve.
Je suis rentré à minuit, enivré par une idée.
Eve geldim.
Je rentre chez nous.
Geçen Noel, eve gömleğimin yakasında ruj iziyle geldim.
Au dernier Noël, je suis rentré avec du rouge sur mon col.
Sadece dertlerin sona erdi demeye geldim. Korkusuzca eve dönebiliriz!
Je suis venu te dire que nous pouvons rentrer en paix chez nous.
Eve şimdi geldim. Karıma gittiğimi söyleyeyim.
J'aimerais prévenir ma femme.
Bayan Maragon'u eve götürmeye geldim.
Je suis venu chercher Mlle Maragon.
Eve geldim... Oh, bebeğim.
Je suis rentrée.
Ben sadece eve yeni geldim ; sense bütün bu toplantılar ve şeylerle...
Et maman et moi qui partons demain! Ne te désespère pas.
Seni eve götürmeye geldim.
- Pour vous ramener.
Oyun çok kaba ve gürültülüydü. Rahatsız olup eve döndüm. Burada da bu beyefendiye denk geldim.
La piéce a provoqué un tel tollé que j'ai eu peur et suis revenue ici, où j'ai trouvé ce gentilhomme.
- Ben de bunu söylemeye geldim. - Neyi? Eve gidiyorum.
Je rentre chez moi, demain.
Çantaya bırakmaya geldim, lütfen eve geldiğinde ona verin.
Je viens lui rendre son sac. Dites-lui quand elle rentrera.
- Seninle eve yürümeye geldim.
- Je suis venu te chercher.
Eve geç geldim, çamaşırlarımı yemiş.
Je suis arrivé tard et elle a bouffé mon linge.
- Seni eve götürmeye geldim.
Je te ramène à la maison.
Senin hayalin benim hayatta kalmamı sağladı ve işte eve geri geldim.
Je ne peux pas mourir! Ces pensées m'ont gardé vivant, et m'ont aidé à rentrer au Japon.
- Yürüyerek geldim eve.
- Je suis rentré à pied.
Eve yürüyerek geldim.
Je suis rentré à pied.
geldim 384
geldim işte 33
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
geldim işte 33
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153