Eve gitmeliyim translate French
480 parallel translation
Eve gitmeliyim.
Il faut que je rentre.
- Hemen eve gitmeliyim!
- Je dois rentrer é la maison.
Eve gitmeliyim. Ne olduğunu anlamalı. En iyisi eve gitmek.
Je ferais bien de rentrer chez moi.
- Gerçekten eve gitmeliyim. - Ben daireye dönüyorum.
Il faut vraiment que je rentre.
Artık eve gitmeliyim.
Il faut que je rentre maintenant.
Belki de eve gitmeliyim.
Hein? Je ferais peut-être bien de rentrer.
Eve gitmeliyim.
Je dois rentrer.
Ben de eve gitmeliyim.
J'ai une maison, aussi.
- Birazdan eve gitmeliyim.
Je vais y aller.
Eve gitmeliyim.
Si je rentre pas, je me ferai gronder.
- Eve gitmeliyim.
- Ciel!
Affedersiniz eve gitmeliyim.
Excusez-moi, je dois rentrer.
Çünkü ben eve gitmeliyim, ama belki akşamüstü...
Parce que maintenant je dois rentrer à la maison. Je pourrais peut-être y aller dans l'après-midi.
Eve gitmeliyim.
Je veux rentrer.
Özür dilerim. Ama artık eve gitmeliyim.
Pardon, mais je dois rentrer chez moi.
- Acelen mi var, Casper? - Eve gitmeliyim, efendim.
Tu es pressé, Casper?
- Eve gitmeliyim.
Je me suis lavé.
- Artık eve gitmeliyim.
Je dois rentrer maintenant.
Senden hoşlandım ama eve gitmeliyim.
Je dois rentrer... Donne-moi un baiser d'adieu...
- Eve gitmeliyim.
- Je dois m'installer ici.
Eve gitmeliyim.
Il faut que je parte.
- Eve gitmeliyim.
Faut que je rentre.
Eve gitmeliyim. Harry'ye söylemeliyim.
Il faut que j'aille prévenir Harry.
Eve gitmeliyim.
Je dois rentrer à la maison.
- Eve gitmeliyim.
- Je dois rentrer chez moi.
Eve gitmeliyim.
Je dois rentrer!
- Eve gitmeliyim.
- Je rentre chez moi.
- Olmaz. Eve gitmeliyim.
- Impossible, je dois rentrer.
Hayır, eve gitmeliyim.
Non, je crois que je vais rentrer.
Geç oldu. Eve gitmeliyim.
Il se fait tard.Je dois rentrer.
Bak, ben... Ben sanırım eve gitmeliyim.
Je devrais rentrer.
Ben eve gitmeliyim. Birkaç kovboyla ilgilenmem lazım.
Non, je vais rentrer, il faut que je nourrisse mes cowboys.
Eve gitmeliyim.
Je dois rentrer. Quoi?
Eşyalarımı toparlayıp eve gitmeliyim.
- Il est tard, rentrons.
Eve gitmeliyim.
Je dois rentrer chez moi. Où est-ce que vous habitez, chérie?
- Eve gitmeliyim.
Il faut que je rentre.
Sanırım artık eve gitmeliyim.
Je crois que je devrais rentrer.
"Eve gitmeliyim" dedim.
" Il faut que je rentre.
Eve gitmeliyim.
Je dois m'en aller.
Ama eve gitmeliyim.
Mais je veux rentrer.
Bak, eve gitmeliyim, tamam mı?
Je dois rentrer chez moi.
Hemen eve gitmeliyim ona anlatmam gereken şeyler var ve bana başını öyle sallama, genç bayan.
Je vais rentrer tout de suite et tout lui raconter, comme j'aurais dû le faire... Pas la peine de secouer la tête, jeune fille.
Eve gitmeliyim.
Je rentre chez moi.
Eve gitmeliyim.
Je devrais rentrer.
- Sanırım biraz uyumak için eve gitmeliyim.
- Je vais rentrer dormir un peu.
Ama eve gitmeliyim. - Korkuyorsun.
Je dois rentrer chez moi.
Alec, gerçekten artık eve gitmeliyim.
Il faut que je rentre.
Teşekkürler ama eve gitmeliyim.
Je dois rentrer.
- Muhasebeciye gidip hemen eve gitmeliyim diyeceğim.
Je vais lui dire que je dois rentrer chez moi.
Eve gitmeliyim!
Je dois retourner chez nous!
Eve, hanımın yanına gitmeliyim.
Je rentre chez ma bourgeoise.
gitmeliyim 1495
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153