Eğer bu translate French
27,980 parallel translation
Eğer bu işe yaramazsa geri geleceğim.
Si ça ne marche pas, je reviendrai.
Eğer bu Walford'taki herifler için yeterince uygunsa...
Oui, si c'est possible pour les mecs de Walford...
Lütfen geri dön. Sana söylediğim için üzgünüm, ve eğer bu yüzden gittiysen lütfen başkasını suçlama.
Je suis désolée qu'elle te l'ait dit, et si c'est pourquoi tu es partie, s'il-te-plaît, ne blâme personne.
Jack, eğer bu adam teröristse Emma'yı seks kölesi ya da savaşçı karısı yapmak için kaçırmış olabilir. Jack, eğer bu adam teröristse Emma'yı seks kölesi ya da savaşçı karısı yapmak için kaçırmış olabilir. Yani şu an Suriye'de bile olabilir.
Jack, si ce type est un terroriste, il peut avoir enlevé Emma pour en faire une esclave sexuelle ou une mariée de guerre.
O zaman demek istediğiniz, eğer bu haberler yeterince insanı etkilerse- -
Mais si cette histoire influence assez de monde...
Eğer bu ürünleri satmazsak bizi öldürecek.
Si on ne vend pas ces choses, il va nous tuer.
Eğer bu Conway'i ya da seni yenik düşürmek anlamına geliyorsa zor bir seçim değil.
Si ça nous permet de battre Conway ou vous-même, sans problème.
Eğer burada kalırsam Conway ülkeyi rahatça gezer o savaş pilotu rollerini oynar, bu esnada da...
Conway va parader partout en jouant des galons. Et je serai coincé
Eğer bu haberi çözersen, istediğin her şeyi yapabilirsin.
Si ça passe, tout sera possible.
Şimdi, eğer bu olayda sahnede olursa, performansıma kusur bulamaz çünkü sahneyi paylaşıyor olacağız.
S'il tient l'un des rôles principaux, il ne pourra critiquer mon jeu, car nous partagerons la même scène.
Şimdi eğer bu hikayeyi basmak istiyorsan hiç durma. Ancak diğerleri saçmalıktan ibaret.
Publiez cette histoire, mais le reste est insensé.
Eğer bu şirketin itibarını korumaya faydası olacaksa şirket kayıtlarını seve seve size vereceklerine eminim.
Si ça peut aider à protéger notre réputation, ils seront ravis de vous laisser examiner nos comptes, mails, projets.
Eğer bu uçağı kaçırırsam, bu pislikle gecelemek zorunda kalacağım, bunu gerçekten istemem. Biliyorum çok alışıldık bir durum değil - -
Si je manques le vol, je vais devoir passer la nuit avec cet abruti, et je n'en ai vraiment pas envie.
Eğer bu bir ayinse neden öldürmek için Lewis'i seçtiler?
Bien, si c'est un meurtre occulte, pourquoi choisir Lewis comme victime?
Eğer bu Huntington mezarlığını belirtiyorsa orası başlangıç noktamız olabilir.
Si ça fait référence au cimetière de Huntington. ça pourrait être notre point de référence.
Eğer bu 27 aile bu kardeşinizin dilekçesini imzalarsa... o zaman Sarbjit belki affedilir.
Si ces 27 familles signent la demande de grace... Sarbjit sera exonéré.
Eğer bu savaş devam ederse, bu krallığı yok edecek ancak daha da önemlisi kızımın ruhunu yok edecek.
Si cette guerre continue, ça va détruire tout le royaume, mais plus important encore, son âme.
Gerçekten Damon için mi endişeleniyorsun yoksa bebek maması tatma oyunundan kaçmak için bahane mi yaratıyorsun? Eğer bu düşündüğüm şeyse zaten cehennem taşına geri dönmeyi tercih ederim.
Tu t'inquiètes vraiment pour Damon ou c'est une excuse pour échapper la dégustation de bouffe pour bébé? Si c'est ce que je pense, je préfère être renvoyé dans la pierre.
Eğer bu iş istediğimiz gibi giderse bunu da düzeltebilirim.
Kady pense vraiment que ça l'est. Si tout se passe comme on veut,
- Eğer bu armağan seni önce öldürmezse.
Si le don ne te tue pas avant.
Kusura bakmayın Başkomiser Fukui, eğer bu gerçekten cinayetse kurbanlara adalet sağlamakla yükümlüyüz.
Avec tout mon respect Chef, nous avons l'obligation de trouver une justice pour les victimes s'il s'agit en effet d'un meurtre.
Eğer bu adamı bulacaksam bu ancak sen onun hakkında bildiğin her şeyi anlatırsan olur.
Si je trouve ce gars, c'est parce que vous m'aurez dit tout ce que vous savez sur lui.
- Eğer söylediğin doğruysa ve bu silah ve Philip hakkında hiçbir şey bilmiyorsan Catherine'den ayrı bir avukata ihtiyacın olacak.
- Si vous dites vrai et que vous ne saviez rien à propos de l'arme ou de Philip, engagez un avocat différent de celui de Catherine.
Eğer sen ve dekan bu kadar zorlamasaydınız asla bir federal davayı almazdım.
Je n'aurais jamais accepté une affaire fédérale, si ce n'était pour toi et le fait que le doyen m'y pousse.
Eğer öyleyse Bayan Codwell, binadan yapılan bu yazışmalar sizin ofisinizden gelmiş olmalı.
Bien, dans ce cas, Mlle Codewell, cela signifie que ces communications viennent de ce bâtiment...
Ama Jack, eğer Emma çok yaklaşırsa onu vurmak zorunda kalırlar. Ama Jack, eğer Emma çok yaklaşırsa onu vurmak zorunda kalırlar. İsteyeceğimiz son şey bu.
Mais, Jack, si Emma se rapproche trop, ils n'auront pas d'autre choix que de tirer.
Doug, eğer seçim yöneticimiz hakkında sorunlar olursa bu bize de zarar verir.
Si la directrice de campagne mord la poussière,
Ama eğer, hiç sanmam ama eğer olur da Claire'e olan bu destek daha da artarsa- -
Et si... C'est un grand "si" bien sûr. Et si le soutien
Eğer biri umutsuz olacaksa bu siz olmalısınız.
À vous le désespoir.
Eğer ismimi değiştirirsem, bu kariyerim için iyi bir şey olur muydu?
Si je change de nom, ça donnera un coup de fouet à ma carrière?
- Tabii ki bana oy vermeyecekler. Eğer Bakan Durant yeterince oy toplayabilirse veya Underwood ilk oylamada çoğunluğu sağlayamazsa, her şey değişecek mi? Bugün kesin olan bir şey varsa o da Başkan Underwood'un bu açık kurultaya onay vermemiş olmayı diliyor olmasıdır.
Si la ministre Durant détourne on repart de zéro? c'est que le président doit regretter cette convention ouverte.
Hızlı hareket etmek istiyorum bu yüzden eğer daha hızlı bir seçeneğin yoksa kendine saklaman daha iyi olacaktır.
Je veux agir vite. À moins d'avoir une idée plus rapide, gardez votre avis.
Bu yüzden, sorunuza cevap verecek olursam, eğer ölürse Amerika için olan planlarını daha iyi kim yerine getirebilir ki?
Alors s'il mourrait, pour répondre à votre question, qui serait mieux placé pour poursuivre son œuvre?
Eğer başında o olsaydı, ama değil, bu yüzden evet, güvende değiliz.
Ça irait s'il dirigeait, mais là... on est en danger.
Eger bu firsati degerlendirip birbirimize soylemedigimiz seyleri soylüyorsak
Si nous profitons de l'occasion pour nous soulager de nos mensonges par omission,
Eğer bu tutarsa tabi.
Si c'est béton.
Tecrübelerime göre eğer masanın karşısında bu yemeklerin değerini bilen birisi olursa onların zevkine varıyorsun.
D'après mon expérience, ces repas sont plus agréables si la personne en face les apprécie aussi.
Eğer cesaretin varsa, boz bu işi.
Si tu as le cran, brise-le.
O sadece... eğer onu savunuyorsan, sen de bu problemin parçasısın demektir tamam mı?
Il est... Si tu le défends, tu es aussi une partie du problème.
Eğer biraraya gelirsek bu iş nasıl yürüyecek?
Si on se remet ensemble, comment ça marche ensuite?
Bildiğin gibi Annem Müdür Yardımcısı bir şekilde bizden bu şekilde yapmamızı istiyor ama sen, sen mutlaka eğer istersen seçmelere gelmelisin.
Ma mère est la vice-principale, comme tu le sais, alors elle nous force un peu... Mais tu devrais venir aux auditions, si tu en as envie.
Eğer müzikalinizde beni istemiyorsanız bu sorun değil.
Si tu ne veux pas que je sois dans ta pièce... ça ira.
Çünkü eğer İngiltere senin soyluların ve halkın bu bebeği bereketli değilde benim ihtirasımın ve senin günahkarlığının kanıtı olarak görürlerse...
Parce que si l'Angleterre, vos nobles et votre peuple ne voient pas ce bébé comme une bénédiction, mais comme une preuve de mon ambition et de votre cruauté...
Eğer beni kandırıyorsa aynı zamanda kraaliçenizi de kandırıyor. Dolayısıyla bu ikimiz içinde uygunsuz.
Mais s'il se joue de moi, il se joue également de votre reine et est donc inapte pour nous deux.
- Evet. Eğer endişesinde haklıysa bu kişi, sen dün onu kendi evine götürürken de takip etmiş olabilir.
Donc, le problème est que, si elle a raison, on vous a peut-être suivi quand vous êtes revenue chez vous plus tard dans la journée.
Eğer düşündüklerimizse, bu insanların şakası olmaz.
Si c'est ceux que l'on pense, ces gens ne traînassent pas.
Eğer Karakurt'u şimdi dışarı yollarsanız bu güzel ormandaki sessizliği ve huzuru koruyabilirsiniz.
Nous pouvons préserver la tranquillité de ces bois si vous nous envoyez seulement Karakurt maintenant.
Eğer Prudence'ın bizi yakalamasını istiyorsak bu harika bir fikir.
C'est une super idée si tu veux que Prudence nous attrape aussitôt.
Eğer biri suçu Rebecca'ya atmaya çalışıyorsa bu, birinin suçu benim üstüme atmaya çalışması kadar saçma olur. Boyle hala üzgün.
Si quelqu'un essaie de mettre sur Rebecca, qui est presque aussi ridicule comme quelqu'un essayant de mettre sur moi.
Eğer hatıralar sahteyse, nasıl bu kadar tutarlı olabiliyorlar?
Si les souvenirs sont faux comment sont-ils si précis?
Lucy, eğer beni, resepsiyonisti ve bu olaya dahil olan herkesi öldürmezsen FBI'a konuşmam gerekecek.
Lucy, je vais devoir le dire au FBI, sauf si tu me tues, aussi, et la réceptionniste, et n'importe qui d'autre qui surviendrait.
eğer bu doğruysa 66
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148