Fenâ translate French
32 parallel translation
Fenâ görünmüyorsunuz.
- Vous n'êtes pas vilaine.
- Bir araba tamircisi için fenâ değildi.
- Pas mal, pour un mécanicien.
Nakit fenâ olmazdı.
J'accepte le liquide.
Fenâ fikir değil.
Ce n'est pas une mauvaise idée.
Seni fenâ hâlde kandırdım.
Je t'ai eu, et pas qu'un peu.
Fenâ bir kazaydı.
Terrible accident.
Adam fenâ değildi... fakat kadın bir süre yatalak kalacak, korkarım öyle.
Il avait l'air bien, mais je crains qu'elle ne doive être hospitalisée un moment.
- Sihir numarası fenâ halde kötü gitti. Bu numarayı yapmaya kalkışan herkesin hayatına tehdit eden bir numara.
- Un tour qui a horriblement mal tourné, et qui coûte la vie à tous ceux qui le tentent.
- Fenâ değil Mulder... - Burnunu sümkür Scully.
- Mouche-toi le nez.
Fenâ değil.
Pas mauvais.
Dedektiflik için başvurduğumda hiç de fenâ olmadı.
ça n'a pas fait de mal quand j'ai voulu être inspecteur.
Biliyor musun sen de fenâ gözükmüyorsun.
Tu sais... - tu n'as pas l'air mal toi non plus. - Merci.
- Sen de fenâ görünmüyorsun.
- Oh, tu n'es pas mal, toi non plus.
Yemek fenâ değil.
- Aussi avec "tambouille".
Fenâ değildi.
Ça a été. Ils ont fait des coupes à blanc.
Burası fenâ değil.
C'est pas mal, ici.
Fenâ değilim. Sadece birazcık yalnızlık.
Je vais pas mal... mais je me sens un peu seul.
Fenâ değil ; ama 5.000 dolarımız olmayacak.
On en a pas mal, mais ça nous fera même pas 5000 $.
- Fenâ değildi.
- Pas trop mal.
Birkaç adım geri çekilsen fenâ olmaz.
Recule un peu.
Dostum, sırtın fenâ hâlde.
Ah, mec, ton dos est pas beau à voir.
Hiç fenâ değil.
Pas mal.
Çünkü bunu Havana'da zaten denedim ve fenâ hâIde nakit kaybettik.
Parce que j'ai déjà essayé à la Havane, et on s'est fait saigner à blanc.
Bir özür hiç fenâ olmazdı.
Des excuses seraient les bienvenues.
Aileni acımasızca öldürdüğün hâlde 30 yıl hiç de fenâ değil.
30 ans pour avoir tuer vos parents de sang froid c'est bien.
Çok fenâ hem de!
Grave foiré.
Fenâ değil.
Ça ira.
Ben de Pam alsam fenâ olmaz.
Je dois aller acheter du Pam.
- Burnun fenâ kanıyor lan.
- Ton nez est en mauvais état.
- Harbiden çok fenâ görünüyor.
- C'est vrai, tu as sale mine.
Başın fenâ hâlde belaya girecek, biliyorsun değil mi?
Ton ami a de gros ennuis, tu le sais?
Fenâ değilmiş.
Ça me plait.
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86