Gece gündüz translate French
1,981 parallel translation
Hiç bir şey yapmanızı istemiyorum, tamam mı? - Burda gece gündüz ajanlar olacak.
- J'ai des agents ici 24h / 24 7j / 7.
Beni gece gündüz dinlenmeden yürütüyorsunuz, evet.
Oui. On a marché jour et nuit sans s'arrêter.
Biliyorsunuz ki gece gündüz, yoğun bir şekilde bakılıyor.
Vous savez, on s'occupe de lui 24h sur 24.
Efendim, gece gündüz.
monsieur, autour de l'horloge.
Bay Jo. Geçen ay bunun için gece gündüz çalıştım ve şimdi...
Monsieur Jo, pour régler ça, je suis en train de...
Zavallı hayvanı gece gündüz demeden sürekli bahçede bırakıyor.
Elle laisse cette pauvre bête dans le jardin jour et nuit.
Gece gündüz huzursuz...
Agité le jour et la nuit.
Gece gündüz sadece seni düşünür oldum.
"Je pense seulement de toi jour et nuit."
Bu dava için gece gündüz çalışacağım.
Je vais y travailler 24 heures sur 24 et 7 jours sur 7.
Sen ve Amir Ali için gece gündüz sürekli çalışıyor.
Il travaille dur jour et nuit, pour toi et Amir-Ali.
Gece gündüz sürekli çalıyor.
Il joue jour et nuit.
Senin sayende burası artık bir "Terlik" dükkânı olmaktan çıkmış. Sadece üç kuruş para için, gece gündüz kendini paralayan insanların iş yeri artık burası.
Grâce à toi, on ne suinte plus dans cette pièce, ce n'est plus qu'un endroit ou les gens travaillent des journées entières pour un salaire ridicule.
Ah canım! Gece gündüz, yazıp öğreniyorsun.
Tu écris et apprends jour et nuit.
Gece gündüz. Başka ne olurdu biliyor musun?
Tu sais ce qui serait bien aussi?
Gece gündüz evime pizza ısmarlıyorlar.
- J'en suis sûr. Ils font venir des pizzas chez moi, jour et nuit.
Gece gündüz tuvalet temizliyorum, kıçıma bozuk para fırlatan sarhoş zavallılar için dans ediyorum.
Je nettoie des W.C. toute la journée... et le soir je danse pour des ivrognes qui m'envoient des pièces au cul.
Tutsak gibi onları gemide tutup gece gündüz etrafta dolanıp, kıyameti mi bekleyeceksin?
Les garder là haut comme des prisonniers, à tourner en rond, nuit et jour, en attendant l'apocalypse?
Rüyalarından daha zorlayıcı bir sebep olmadan şehri terk etmeyeceğimi açıkladığımda, Emniyeti kaynaklarını yönlendirip, bana gece gündüz koruma sağlaması için ikna etmiş.
Quand je lui ai expliqué que je ne pouvais pas et que je ne voulais pas quitter la ville sans une preuve autre que ses rêves, elle a persuadé le département de la police de me faire surveiller par des policiers
Babam kim bilir ne yapıyorken sen gece gündüz örgü örüyorsun.
Là, à broder toute la soirée pendant que père fait dieu sait quoi.
Aslında, Palm, gece gündüz fark etmez basketbol süiti kiralardı.
Bien, le Palms loue une suite "Basket ball" Pour 20 000 $ la nuit.
Seninle gece gündüz laboratuvarda birlikteyiz.
Toi et moi, nous sommes dans le labo jour et nuit.
Gerektiği sürece gece gündüz yaparız.
Nous continuerons jour et nuit aussi longtemps que nécessaire.
Gerektiği sürece gece gündüz yaparız.
Nous continuerons tant que ça sera nécessaire.
Savaş gittikçe kötüleşiyor, madenlerin gece gündüz bombalandığını duyabiliyorum.
La guerre s'aggrave. J'entends les mines sauter jour et nuit.
- Dinle beni, annen ve ben sırf sen başına buyruk ol diye gece gündüz çalışmıyoruz.
- Ta mère et moi on a travaillé dur, pour que tu puisses t'en sortir et faire ce que tu veux plus tard.
Annen ve ben sırf sen başına buyruk ol diye gece gündüz çalışmıyoruz.
On n'a pas travaillé si dur pour que tu fasses comme bon te semble.
Telefonlar gece gündüz susmuyor.
On est submergé d'appels nuit et jour.
Sevdiğinin boş yere ölmemiş olduğu haberi ile güçlenen başkaları,... yardım isteğinde bulundular ve ihtiyaç duydukları şekilde bir beslenme uzmanı tarafından gece gündüz gözetim altına alındılar.
D'autres, plus forts sachant que leurs bien-aimés, n'étaient pas morts en vain acceptèrent de se faire aider et d'être surveillés toute la journée par une nutritionniste professionnelle dont ils avaient besoin.
Gece gündüz evimizin etrafında ses yapması hayret verici.
Il traîne vers chez nous en faisant du bruit.
Sana ne yapman gerektiğini söylemeye çalışmıyorum ama seni böyle gece gündüz yatarken görmek hoşuma gitmiyor.
Je te fais pas la leçon, mais j'aime pas te voir traîner comme ça... soir après soir.
Gece gündüz iş başında her türlü boku yutabiliriz.
- Quel est le mot que je cherche?
Beni gece ve gündüz aradılar.
Ils m'ont traqué nuit et jour.
Gece ve gündüz sadece seni düşünüyorum.
"Je pense seulement de toi jour et nuit."
Gece ve gündüz sadece seni düşünüyorum'
"Je pense seulement de toi jour et nuit."
Siz olsaydınız... Siz olsaydınız, gündüz gece on saniyede bir sizi kontrol eden on doktor ve hemşireyle yoğun bakımda olurdunuz.
Si c'était vous, si c'était vous, vous seriez aux soins intensifs avec... avec... 10 docteurs et infirmières qui se relayent chaque seconde jour et nuit.
Gündüz sakinlerinin kendini beğenmişliği gece vakti sakinlerinin istediği şeydir.
Le Peuple de la Nuit attend la vanité du Peuple du Jour.
Teşekkür ederim.. Ve, gece veya gündüz, neye ihtiyacın olursa, bi'alo de yeter.
Hey, merci... et, hey, si tu as besoin de quelque chose, de jour comme de nuit, appelle-moi...
Gündüz evleri yağmaladılar, gece de aileleri kamplara gönderdiler.
Ils pillaient les maisons le jour, et déportaient les familles la nuit suivante.
Gündüz veya gece işim olması fark etmez. Ben servis garsonuyum.
Que ce soit mon boulot de jour ou de nuit, on s'en fiche.
Gece veya gündüz, önemli değil, hemen ara ve dikkatli ol, bu benim için önemli.
De nuit comme de jour, peu importe, appelle-nous. Et fait attention, c'est important pour moi.
Gece 3'ten gündüz 11'e kadar çalışırım.
Je travaille de 3 à 11 heures.
Eskiden olduğu gibi gece, gündüz kıçını kurtarmıyor mu artık?
Il ne couvre plus vos arrières?
Bakımını hallettim ama bu gündüz hemşireleri, gece hemşireleri,.. ... hafta sonu hemşireleriyle dolu bir karambol.
Je pense avoir trouvé qui va s'en occuper, mais entre les infirmières de jour, de nuit et du week-end, c'est un vrai casse-tête.
Gündüz ve gece gibi.
Jour et nuit.
Zor zamanlar geçirdiğinde, ki bu kesinlikle olacak gece veya gündüz, ne zaman istersen bu numaradan bana ulaşabilirsin.
Quand les temps sont durs, et ils le seront, tu peux m'appeler à ce numéro. N'importe quand.
Bu gece çalışmam gerekiyor çünkü yarın gündüz yapılacak işlerim var.
Aujourd'hui, oui, parce que je devais faire mes choses durant la journée.
Gece mi, gündüz mü?
Du matin ou de l'après-midi?
Eğer bize karşı gerçekten acımasız olacaksanız belki şöyle birşey yapabilirsiniz bizi gece-gündüz, mavi önlük giyerek... çalışmaya zorlayabilirsiniz.
Si tu voulais être vraiment méchant, tu sais, tu pourrais... nous faire travailler ici. A porter d'affreux tabliers bleus.
İster gece olsun, isterse gündüz, hâlâ dışarıda ve bizimle birlikteler.
Et ils sont toujours parmi nous, dans l'obscurité, dans la lumière.
Herhangi bir sorun ya da endişen olursa, bizi aramanı istiyorum. Gündüz ya da gece, hiç fark etmez.
Si vous avez des questions ou des problèmes, appelez-nous n'importe quand, jour et nuit.
Tüm öğrencilerim gece yada gündüz olsun dersten önce ve sonra, ne zaman karşılaşsak, "Madam" derler ve reverans verirler.
Tous mes élèves, le matin comme le soir, avant comme après les cours... à chaque fois que nous nous voyons, me disent "Madame"... et font une révérence!
gündüz 49
gece vakti 17
gece ve gündüz 94
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27
gece vakti 17
gece ve gündüz 94
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27