Getirdim translate French
14,036 parallel translation
Buraya geleceğimi bilseydim daha fazla film yüklerdim ama sadece "Komando" ve "Harold ve Maude" u getirdim.
Si j'avais su que je viendrais, j'en aurais téléchargé plus, mais j'ai amené "Commando" et "Harold et Maude."
Hançeri ve alevi getirdim ama ailemi serbest bırakana kadar alamazsın.
J'ai amené la flamme et la dague, mais tu ne l'auras pas tant que ma famille ne se pas libre.
- Yanımda bir arkadaş getirdim.
- J'ai amené une amie.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
J'ai chassé l'homme qui a tué ma mère, mais en le faisant, j'ai exposé notre monde à de nouvelles menaces, et je suis le seul assez rapide pour les arrêter.
Babamın kulübesinde bıraktığın bazı eşyaları getirdim.
J'étais en train rassembler quelques affaires que tu avais laissé dans la cabane de mon père.
Bay Duchamps için paket getirdim.
C'est une livraison pour M. Duchamps. Un colis contre une signature.
- Sana bir şey getirdim.
J'ai quelque chose pour toi.
Seni buraya sana yardım etmek için getirdim.
Je t'ai attirée ici pour t'aider.
Sana su getirdim.
Je t'ai apporté de l'eau.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
J'ai chassé l'homme qui a tué ma mère, mais ce faisant, j'ai exposé notre monde à de nouvelles menaces, et je suis le seul assez rapide pour les arrêter.
Onlara yolunu kaybetmişleri, sorunlu ve umutsuz olanları getirdim.
Je leur ai apporté les égarés, les perturbés, les désespérés.
Çoktan getirdim.
C'est déjà fait.
Sana bornoz getirdim.
Je t'ai amené une robe.
- Incubusu buraya ben getirdim.
C'est moi qui ai amené l'incube.
Kızımı işe getirdim, güçlendi ve şimdi rahatça çalışabilmem için kızımı işimden uzak tutmanı istiyorum.
Ça l'a rendue plus forte. Maintenant, j'ai besoin que vous la preniez avec vous pour que je puisse bosser.
Ayrıca size burrito kamyonu getirdim! - Yaşasın!
Et j'ai demandé au camion de burritos de venir!
Size bu sabah çay ve kahve getirdim.
Je vous ai pris du café et du thé ce matin.
- Ben Louis Litt. Hesabınızı ödemekle kalmayıp size bir çek de getirdim.
Je n'ai pas seulement payé votre note, je vous en apporte une autre.
- Görmek istedikleri bir eser getirdim.
J'ai apporté une oeuvre d'art qu'ils voulaient voir.
Sana sandviç getirdim.
Je vous ai apporté un sandwich.
Sana biraz meyve getirdim.
Je vous ai amené des fruits.
Onu bize getirdim!
Je l'ai dénoncé.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
J'ai traqué l'homme qui a tué ma mère, mais en faisant cela, j'ai exposé notre monde à de nouvelles menaces, et je suis le seul assez rapide pour les arrêter.
Baş komiser Lance'in bana verdiği ağ iznini kullanarak ve son 12 saat için her üniforma ve polis arabası kamerasını aktif hale getirdim.
J'ai utilisé l'accès au réseau que le Capitaine Lance nous a donné et j'ai allumé les caméras de chaque uniforme et voiture en poste ces dernières 12h.
Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim.
Je ai ouvert notre monde aux nouvelles menaces.
Sara'yı nasıl kontrol edeceğimiz hakkında düşünmeden geri getirdim.
J'ai ramené Sara sans avoir aucune idée de comment la contrôler.
- Sıcak süt getirdim.
Je t'ai apporté du lait chaud.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim.
J'ai retrouvé l'homme qui a tué ma mère, mais en le faisant, j'ai livré notre monde à de nouvelles menaces.
- Selam. Sana kahve getirdim.
Je t'apporte du café.
Size basit ama pahalı kahve getirdim bir krema, iki şeker tıpkı sevdiğiniz gibi.
Je vous apporte du café hors de prix. Un dose de crème, deux sucres, comme tu l'aimes.
Kızılcık sosu getirdim.
Je apporté canneberges.
Bir ufaklık için oyuncak getirdim.
J'ai un jouet pour un bambin.
Yani sana okuyacak bir şeyler getirdim. "Sunday Circular" daki bulmaca.
Alors, j'ai apporté de la lecture, les mots mêlés du Journal du dimanche.
Selam koca götlü. Sana çiçek getirdim ama artık kanalizasyona girme!
Salut gros cul, voilà des fleurs.
İstediğin gibi hamburger ekmeği getirdim.
J'ai pris des miches de pain.
Pazardan sana biraz yiyecek getirdim.
Je t'ai ramené de la nourriture du marché.
Öğle yemeği için sana turta getirdim.
Je t'ai amené une tarte pour déjeuner.
- Lanet şeyi getirdim.
J'ai ramené ma chose.
Sayfaların yarısını koparıp atmak istedim ama getirdim yine de.
J'ai voulu en déchirer la moitié, mais... le voici.
Size kralımdan bir hediye getirdim.
Je vous apporte un cadeau de mon roi.
Joe Blake için olan parayı getirdim.
J'apporte l'argent pour Joe Blake.
Çalıştığın adam için kocamdan mesaj getirdim.
J'ai un mot de mon mari pour l'homme qui t'emploie.
Sana kıyafet getirdim.
Je vous ai apporté des vêtements.
Sana battaniye getirdim.
Je t'ai apporté une couverture.
- Meyve getirdim.
- J'ai cueilli des baies.
Seçecek pek fazla şey yoktu. Benim gömleklerimden birini getirdim.
Il n'y avait pas beaucoup de choix, alors je t'ai pris l'une de mes chemises.
Güzeller güzeli porselen çay setimi ta Sri Lankalar'dan getirdim.
C'est l'adorable porcelaine chinoise que je ramène de Ceylan.
Ben ikimiz için de tüfek getirdim John.
J'ai apporté des fusils pour nous deux, John.
Baktığım izleri, yanıkları ve simetrik yaraları bir araya getirdim.
J'ai cherché des marques de ligatures, des brûlures, des cicatrices symétriques.
- Curtis. - Dosyaları geri getirdim.
Curtis.
- Seni ben getirdim.
- Je vous ai mis ici,
getir 116
getireceğim 51
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20
getireceğim 51
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20