English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Haberiniz olsun

Haberiniz olsun translate French

237 parallel translation
- Haberiniz olsun diye söylüyorum, ona aşığım.
- Officiellement : je l'aime.
Haberiniz olsun, bir fabrikada çalışıyormuş.
Vous devez être au courant, il travaillait dans une usine.
Bu durum beni de korkutuyor, haberiniz olsun.
Oui et ça me fait peur.
Albay, haberiniz olsun, savaş bizim lehimize gelişme göstermiyor.
Colonel, vous devez apprendre que cette guerre, quand à nous, ne va pas bien du tout.
Haberiniz olsun, bu kadını dün geceye kadar hiç görmemiştim.
Je n'ai vu cette femme qu'hier soir!
Haberiniz olsun, James A. Corry hüküm giymiş ve hücre hapsine çarptırılmış bir suçlu.
Pour information, sachez que James A. Corey est un criminel, condamné à l'isolement et au confinement.
Haberiniz olsun :
Sachez que :
Şimdiden haberiniz olsun.
Il est préférable que vous le sachiez.
- Haberiniz olsun, dışarıda polis köpeği Josephine var. Yalnızca bazı maddeleri kokusundan tanımıyor, aynı zamanda eroinman.
Je dois vous avertir, Monsieur, que dehors se trouve le chien policier Joséphine, qui n'est pas seulement armé et entraîné à détecter certaines substances, mais qui est aussi un drogué.
Haberiniz olsun, silah taşımıyorum.
Les gars, sachez que je suis pas armé.
Haberiniz olsun, dünyanın en aptal... en huysuz yaratığıyla uğraşacaksınız.
Vous avez affaire à la créature la plus stupide de Dieu.
Haberiniz olsun, binanın her yerine patlayıcı döşedik.
Je vous avertis que le bâtiment est truffé d'explosifs.
Haberiniz olsun, Mr. Icelan görev başında paranoit bir şizofrenimiz yok.
Pour votre information, M. Icelan... nous n'avons pas de schizophrènes paranoïaques dans nos services.
Sizi bölgemde bir daha serserilik yaparken yakalarsam vururum, haberiniz olsun.
Bon. Alors, rôde pas dans mon secteur... ou tu auras affaire à mes élans.
Pardon, hala evdeyseniz haberiniz olsun, polisi çağırdım.
Si vous êtes toujours là, sachez que j'ai appelé la police.
Üçüncü Müfreze yukarıya ardımıza geliyor, haberiniz olsun.
La troisième section arrive derrière, guettez-les.
Dr. Meddows, haberiniz olsun... ben bunu hiç onaylamıyorum.
Dr Meddows, pour le procés-verbal, je ne suis pas d'accord avec tout ça.
O zamana kadar, bana ihtiyacınız olursa, haberiniz olsun, gölgelerin ardında olacağım.
D'ici là, Je serai dans l'ombre si vous avez besoin de moi.
Haberiniz olsun, restoran masamızı daha fazla bekletmez.
Je vous informer juste que ce restaurant ne retiendra pas notre table. - Bonjour, Marlene.
Biraz daha ileri giderseniz hepiniz hapsi boylarsınız haberiniz olsun.
Vous allez toutes vous retrouver en prison si vous continuez.
Ertelerim de, haberiniz olsun fazla uzun değil.
Oui, mais je n'attendrai pas longtemps, je vous préviens.
Haberiniz olsun, bununla mahkemeye çıkarsanız, yine başarısızlığa uğrarsınız.
Comprenez que si vous allez devant un tribunal avec ça, vous perdrez de nouveau.
Bay Van Doren, haberiniz olsun, bulduğumuz kan örneği kızınkiyle uyuşuyor.
A propos, M. Van Doren, il s'agissait bien de son sang.
Haberiniz olsun... adam geçide girdi.
Je dois vous dire que le type est parti.
Yine de haberiniz olsun.
Il y a une faute dans cette affaire.
Haberiniz olsun, bu adam için deliriyorum ben.
Sachez que je suis folle de lui!
Haberiniz olsun, bu tam da benim istediğim şey.
Si je peux me permettre, c'est exactement ce que je voulais.
Ama az kaldı, haberiniz olsun.
Il en reste deux. A bon entendeur...
Önceden haberiniz olsun istedim.
Je voulais juste vous prévenir.
Yalnız listeyi gözaltı ajanları yaptı haberiniz olsun.
Mais j'ai dû mettre mon inspecteur sur la liste.
Kartona alerjim var. Haberiniz olsun.
Je suis allergique au carton.
Haberiniz olsun :
Je vous préviens :
Bu arada haberiniz olsun, bu sene hindi yapmıyorum.
Ok, pour ta gouverne, je ne vais pas faire de dinde cette année.
Haberiniz olsun, umursamıyorum.
Soyons clairs : ça ne m'intéresse pas.
Haberiniz olsun, gözlerinizi açın, karanlık yerlere bakın ve hükümet kontrollü medyanın...
... vous ouvrir les yeux, vous faire découvrir... ce que les médias de l'Etat vous cachent!
Biz biraderlerle taklıyoz haberiniz olsun, Hadi biz gittik çayıda aldık.
Allez, les garçons. Allons boire du thé
Haberiniz olsun, kredi kartı ve çek kabul etmiyorum.
Je ne prends ni les chèques, ni les cartes de crédit.
Ve haberiniz olsun, söylediğiniz her şeyi duyabilirim.
Et je vous préviens, j'entends tout ce que vous dites.
Paramı buradan çekeceğim, haberiniz olsun.
J'en ai marre d'investir dans rien.
Yanlış yerde güldünüz, haberiniz olsun.
Vous avez ri au mauvais moment. Je vous le dis.
Haberiniz olsun, teyzem gelecek haftaya kadar görüşme yapmıyor.
Ma tante reprendra les entretiens la semaine prochaine.
Haberiniz olsun, içeride iki ya da üç şüpheli var.
On est impuissants. Coups de feu!
Sizi şu konuda uyarsam iyi olur, beni öldürürseniz çizgiyi aşmış olur buradan Guantanamo Körfezi'ne kadar her bir denizciyi yakanızda bulursunuz, bayım. Haberiniz olsun.
Pour être honnête, je dois t'avertir qu'en me tuant, tu dépasses les limites et tu auras aux fesses tous les marines de Guantánamo Bay, mon cher monsieur, fallait que tu le saches.
Haberiniz olsun, güvenmiyorum. Asla güvenmeyeceğim.
Pour information, je ne lui ai jamais fait confiance.
Haberiniz olsun, bu Çin partisi Debra'nın fikriydi.
Pour information, c'était l'idée de Debra.
Bu arada, haberiniz olsun, posta bu sabah toplandı.
Pour votre information, le ramassage du courrier, c'était ce matin.
Dünya ve Şili'den haberiniz olsun, sadece 3 pesos
Des nouvelles du Chili et du monde, pour seulement 3 pesos!
Benimle her gün her dakika hayatınızda hiç kaymadığınız kadar çok kayacaksınız, haberiniz olsun.
Vous allez patiner plus dur chaque minute que vous passerez avec moi.
Haberiniz olsun. Bu benim sorumluluğum.
Je te rappelle que c'est moi le responsable.
Yarakların kralını kaçırdınız, haberiniz olsun.
Vous avez raté la reine des queues.
Haberiniz olsun, Nevada'da kadınlar cezaevinde hiç cinayet işlenmemiştir. Size bir liste verebilirim.
Je peux vous avoir une liste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]