Hış translate French
18,032 parallel translation
S.H.I.E.L.D akademisinde sınıfı birincilikle bitiren kişiyi söylediğini varsayıyorum.
Tu parles de la personne qui a fini première de classe à l'académie du SHIELD.
Benim güçlerimi Kree bahşetti. Seninkileri de S.H.I.E.L.D.
J'ai eu mes pouvoirs grâce aux Krees, toi, grâce au SHIELD.
S.H.I.E.L.D. konusunda neden endişeleniyorsun?
En quoi le SHIELD vous inquiète?
S.H.I.E.L.D.'daki insanlar benim arkadaşım.
Ces agents du SHIELD sont mes amis.
S.H.I.E.L.D. mı?
Le SHIELD?
Kaybolmuş değilim artık. S.H.I.E.L.D beni kurtarmaya çalışmayı bırakabilir artık.
Je ne suis plus perdue, arrêtez de vouloir me sauver.
Yani, S.H.I.E.L.D beni önce Rising Tide'dan kurtardı.
Le SHIELD m'a d'abord sauvée de Marée montante.
Sonra, şüphesiz ki çok iyi sayılmayan ailemden ve şimdi bir kez daha, S.H.I.E.L.D zavallı Daisy'yi kurtarmak için motive olmuş durumda.
Puis, de mes parents pas si géniaux, et là, on rameute à nouveau les troupes pour sauver la pauvre Daisy.
S.H.I.E.L.D.'ın yaptığı da buydu zaten. Hâlimize bak Mack!
Le SHIELD nous manipule, regarde-nous.
S.H.I.E.L.D bizi ihtiyaç duyduğu hâle getirdi.
Le SHIELD nous oblige à être ainsi.
S.H.I.E.L.D.'daki hiç kimse sana bir şey yapmadı.
Personne au SHIELD fait ça.
Bobbi ve Hunter'ın S.H.I.E.L.D.'ı bizi korumak için bıraktığını biliyorsun.
Tu sais que Hunter et elle sont partis pour nous protéger.
S.H.I.E.L.D.'ı bıraktılar çünkü kalmak için bir sebep yoktu.
Ils sont partis, car rien les retenait.
Çünkü S.H.I.E.L.D.'daki hiç kimsenin bir önemi kalmamıştı.
Ils s'intéressaient qu'à eux-mêmes.
Çünkü artık S.H.I.E.L.D'in ajanı olmak istemiyorum.
J'ai plus besoin d'être un agent du SHIELD.
S.H.I.E.L.D.'a olan bağın kabul ettiğinden daha güçlü.
Tu es davantage liée au SHIELD que tu le prétends.
S.H.I.E.L.D ile işim bitti.
J'ai abandonné le SHIELD.
Agents of S.H.I.E.L.D'da daha önce...
Précédemment...
S.H.I.E.L.D.'ın başlangıcında ikisi de oradaydı. Belki biz de sonlandığında orada oluruz.
Ils étaient tous deux présents à la création du S.H.I.E.L.D.
S.H.I.E.L.D.'ın toplum tarafından kabul görmesinin zamanı geldi. - Yeniden yasallaştırmanın.
Il est temps pour le SHIELD de sortir de son isolement, de redevenir légitime.
Hive ve ya S.H.I.E.L.D. olmadan.
pas de Hive, pas de S.H.I.E.L.D.
S.H.I.E.L.D.'ın yardım konusunda son derece vasıflı olduğu sorunlar.
Des problème que seul le SHIELD est qualifié à traiter.
S.H.I.E.L.D.'ın güvenlik sistemine girebildin mi?
As-tu accédé au système de sécurité du S.H.I.E.L.D?
Bu S.H.I.E.L.D.'ın işi değil.
Ce n'est pas un travail pour le S.H.I.E.L.D.
20'den sonra herhangi bir zaman gelebilirsiniz. Sokağın karşısındayız hemen.
Passez n'importe quand après 20 h. On est de l'autre coté de la rue.
Quantico'dakinden daha hızlısın.
Votre mille est plus rapide même que Quantico.
Senin hızına yetişmeye çalışıyorum.
Essayer juste de tenir le rythme de votre temps.
- Peki ya S.H.I.E.L.D.?
Qu'en est-il du S.H.I.E.L.D.?
S.H.I.E.L.D. Yine.
S.H.I.E.L.D. Encore.
Ben S.H.I.E.L.D.'a henüz görmedikleri bir şeyimi göstereceğim.
pendant que je montre au S.H.I.E.L.D. quelque chose qu'ils n'ont jamais vu.
Bulduğunuz herhangi bir S.H.I.E.L.D. Ajanını bana getirin.
Chaque agent que vous trouvez, amenez le moi.
Belki S.H.I.E.L.D.'dan birine.
Je vais aller chez quelqu'un d'autre. Peut être quelqu'un du SHIELD.
Seni S.H.I.E.L.D mi gönderdi?
Est ce que le SHIELD t'a envoyé? L'ont-ils fait?
Evet. Ben S.H.I.E.L.D.'danım.
Je suis du SHIELD.
S.H.I.E.L.D.'ın bir parçası olmana karar vereceğim dediğimi?
Souviens-toi, je t'avais dit... Je décide si tu peux faire partie du S.H.I.E.L.D.?
S.H.I.E.L.D.'da bir geleceğin var. Daisy ne olacak?
Tu as un futur ici au S.H.I.E.L.D. Qu'en sera-t-il de Daisy?
Hive gözaltında. S.H.I.E.L.D o savaş başlığını kurtarmaya gidiyor. Ve bizim de yeteri kadar trajedi yaşadığımızı düşünüyorum.
- Hive est en détention, le S.H.I.E.L.D. veut récupérer une ogive, alors j'ai pensé que...
Onu yap! Hızlı ol, lütfen!
Vite s'il vous plaît!
Ama S.H.I.E.L.D çalışanları var orada.
Mais il y a le personnel du S.H.I.E.L.D. à l'intérieur.
- Tanrım, bitler çok hızlı çalışmış.
- Les poux travaillent vite.
Hemen harekete geçmeliyiz. Sahteleri ortaya çıkmaya başlamadan. Sahtekârlar daima daha hızlı.
Il faut s'y prendre dès maintenant, avant l'arrivée des contrefaçons.
Öyle hırsla dua ettim ki az daha altıma sıçıyordum.
Si fort que j'ai failli chier dans mon froc.
Bütün organizasyonu ışık hızıyla yaptık.
Et on a tout préparé et assemblé à toute vitesse.
Hıristiyan değerlerine göre yaşamaya çalışıyorum.
J'essaye de vivre en accord avec les valeurs chrétiennes
Eobard'ın, Hız Gücü içinde olmuş olması muhtemel. Onu, bir sığınaktaymış gibi koruyup sağ kalmasını ve zaman çizgisinin zarar görmemiş olmasını sağlamış olabilir.
C'est possible qu'Eobard était dans la force véloce, ce qui l'a protégé comme un abri anti-atomique, le gardant en vie et sa chronologie intacte.
Birisini zamanda yolculuk ettirmek için ışıktan daha hızlı bir enerji gerekir.
Tu auras besoin d'énergie supraluminique pour envoyer quelqu'un dans le temps.
Beni durdurabilecek kadar hızlı mısın yani?
Tu penses être assez rapide pour m'arrêter?
S.H.I.E.L.D sana ne yaptı?
Qu'est ce que le S.H.I.E.L.D t'a fait?
S.H.I.E.L.D.'ın bana yaptığından değil.
Ce n'est pas ce que le SHIELD m'a fait.
Bu üssü avucunun içi gibi bilen 28 tane eski S.H.I.E.L.D ajanı var.
Nous avons 28 anciens agents du SHIELD qui connaissent cette base par cœur.
S.H.I.E.L.D ajanlarından iletişim koordinatlarını aldık.
Nous avons obtenu les coordonnées de communication par nos agents
hiss 18
hisset 66
hissettim 36
hissediyorum 210
hissetmek 17
hissettin mi 35
hişt 22
hissetmiyor musun 24
hissediyor musun 79
hissetmiyorum 35
hisset 66
hissettim 36
hissediyorum 210
hissetmek 17
hissettin mi 35
hişt 22
hissetmiyor musun 24
hissediyor musun 79
hissetmiyorum 35