Iki tane var translate French
1,874 parallel translation
Karşıda iki tane var.
Y a deux hadjis juste en face.
- Yukarıda iki tane var!
- Y en a deux là-haut!
Bu tarafta iki tane var!
Ennemi en vue!
Artık iki tane var.
Nous serons deux, dorénavant.
Evlerinde her şeyden iki tane var.
Ils ont tout en double.
Bunun için endişelenmeyin. Bizde iki tane var.
C'est bon, on en a deux.
Dünyada yalnız iki tane var.
Il n'y en a que deux modèles au monde.
Önemli değil, iki tane var.
C'est pas grave. J'en ai deux.
Çıkmayı başarsak bile iki tane yaralımız var.
Même si on arrive à passer nous avons deux blessés.
Ne yazıkki şu an var olan teknoloji ile şimdiye kadar sadece iki tane başarılı vaka kaydedildi, o yüzden pek tavsiye etmiyorum.
Pas dans son intégralité et il peut rester des bribes de simulation. On ne sait pas encore très bien gérer ça.
Evet, iki tane lüks araba var burada ama hiçbiri araba süren tipe benzemiyor.
Exact. Aucun des deux n'est du genre à conduire.
Bir evimiz var, birbirimize sahibiz. Bize yeten bir işimiz var. Ve bizi.. dondurmadan daha çok seven iki tane güzel kızımız var.
On a un toit, on a notre couple, on a un gagne-pain, et on a deux ravissantes petites filles qui... nous aiment plus que de la glace.
Efendim? Burada niye iki tane yığın var?
Pourquoi il y a deux tas?
İki tane var.
Mais 2.
Niçin iki tane kapısı var?
- Pourquoi il a 2 portes?
İki tane esaslı sabıkası var.
Voyons... deux agressions.
- Evde onun gibi iki tane daha var.
Deux autres à la maison comme lui.
Sanırım, yüzyıllardır birbirleriyle savaşan iki tane uzaylı robot ırkı var ve en büyük savaşları için bizim gezegenimizi seçmişler.
Euh... si je devais deviner. Je pense que les 2 races de robots qui se battent depuis des siècles... ont choisi notre planète pour leur ultime confrontation.
İki tane'kötü'm var.
Ça fait deux "mauvais".
Ama elimizde sadece iki tane e, bir tane a ve ilginç bir şekilde üzerine z harfi basılı naneli şeker var.
Sauf qu'on a seulement... deux E, un A et une pastille à la menthe avec un Z dessus.
Ama tabii ki sağlamım, Zenith ve Quasar adında iki tane çocuğumuz var.
Mais... oui, je suis très bien classé : nous avons 2 enfants, Zenith and Quasar.
Ve bu pazarki Giants-Eagles maçına da fazladan iki tane bileti var.
Il a deux billets de plus pour dimanche. Les Giants contre les Eagles.
Aynı tüzel lobiciler gurubunun sahip olduğu iki tane siyasi partimiz var.
Nous avons deux parties politiques possédés par le même ensemble d'entreprises lobbyistes.
İki tane kızın var, düşün.
Pense à tes deux filles.
İki tane topu var, George, iki patates kesesi.
Il a deux mandarines, deux petites pommes de terre.
Denizaltı için 3 bilete ihtiyacım var, ve diğer tarafta iki tane kar motosikleti.
J'ai besoin de 3 places sur le bateau... et deux moto-neige de l'autre côté.
Beşer tane var ve iki artıyor.
Cinq pour chacun, deux en trop.
Küvetimde yüzen iki tane adam var şu an.
Il y a deux cadavres qui flottent dans ma baignoire.
- İki tane kedim var.
- J'ai deux chats, alors...
Neden burada iki tane güç kaynağı var?
Pourquoi est-ce que je trouve deux transducteurs?
- Dahası da mı var? İki tane daha!
- Vous êtes plusieurs?
- İki tane çocuğum var.
- J'ai deux enfants.
Benim iki tane yetişkin çocuğum var.
J'ai deux enfants devenus grands.
Kopyalaman gereken bir iki tane vize damgası var.
Il y a moins de timbres et de visas à copier.
Teknik olarak, bir kocam var. - Ama iki tane oldu.
Vous en avez bien eu deux.
- N-N. İki tane N var. - İki tane M var.
Avec deux N.
İki tane çocuğum var, kocam var, güzel bir evim.
Je suis maman. J'ai deux enfants, un mari, une belle maison.
Altı tane bar ve üç tane restaurant var ve iki tanesi daha katılmak istiyor.
On a 6 bars, 3 restos et 2 en projet.
Bende de iki tane bebek annesi var.
J'ai eu deux mamans porteuses.
- İki tane mi var? - Evet, iki tane.
On a tout ce qu'il faut?
Bu benim ama iki tane daha var.
Celui-là est à moi, mais t'en as deux autres.
İki tane kuzenim var, onlar sınırı geçmeye çalıştı.
J'ai deux cousins, ils ont essayé de passer de l'autre côté...
Neden sadece iki tane pedal var?
Alors?
Alt katta iki tane daha kovam var.
Y a deux autres seaux en bas.
İki tane çocuk aktörle çekilmiş pozu var.
Il pose avec deux enfants acteurs.
Köşede iki tane genç var.
Y'a deux jeunes noirs au coin.
Bir ciğerin kanla doluyor ama Allah'tan iki tane ciğerin var.
Ton sang se propage mais Dieu t'a donné deux poumons.
- İki tane var.
- Il m'en reste deux.
Ve içinde iki tane mermi var.
Et il y a deux balles dans la chambre.
İyi haberlerim var, Cox iki tane negatif basınç odası ekledi.
J.D., bonne nouvelle, Cox a rajouté deux chambres en pression négative.
Ayrıca, iki tane de sekizlisi var.
Et elle a aussi deux huit.
iki tane 162
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248