Ikimiz birlikte translate French
430 parallel translation
Burayı ikimiz birlikte çalışarak adam ettik.
Tous les deux dans ce monde sauvage.
Biz ikimiz birlikte bu evde yaşayacağız.
Et on vivra tous les trois au bord de la riviére.
- Chick, arayacağız tamam, ikimiz birlikte.
- On va la fouiller ensemble. - Voilà ce que je veux entendre.
Dinle, ikimiz birlikte daha önce de böyle şeyler yaptık, hem de çok daha fazlası için.
Toi et moi... avons souvent agi ainsi, pour des sommes plus importantes.
Bu taş yere düştüğünde ikimiz birlikte çekeceğiz.
Quand la pierre retombera, on tirera ensemble.
- Neden ikimiz birlikte?
- Pourquoi "Nous"?
Beni kurtardı. Clint'in atına ikimiz birlikte sarıldık.
Il m'a fait évader et je me suis retrouvé sur son cheval.
Sonrasında ikimiz birlikte parkta sosisli yeriz.
Avec plaisir, ça va être bien.
Belki de biz ikimiz birlikte ekstra çaba harcayabiliriz.
Peut-être... Nous... pourrions faire tous les deux... un effort.
Söylesene, daha sonra, ikimiz birlikte biraz yürüyüş yapalım mı. - Nerede?
Si on allait se balader?
Şimdi ikimiz birlikte olalım.
Comme ça, je pourrai être avec toi sur la photo.
Ben sadece birlikte sadece ikimiz birlikte iken binerim.
Je conduirai pendant que vous deux faites connaissance.
Ne yapacaksak ikimiz birlikte yapacağız...
On va faire comme lui, tous les deux.
Başta, Sally beni yanında taşıdı sonra da peşine takıldım. Ben yeterince büyüyüp ikimiz birlikte gidene kadar.
Au début, Sally me portait... et quand j'ai eu l'âge... on est allées ensemble.
İlk gitarını aldığı zamanı hatırlıyorum da... o zamanlar ikimiz birlikte takılırdık.
Je me souviens de sa première guitare. On jouait tous les deux.
Ben bir şey demiyorum ama ikimiz birlikte yapmalıydık.
Je veux dire que nous pourrions nous la faire une fois tout les deux.
Aynı anda,..... ikimiz birlikte güvenilir tanıklar önünde boşanma belgelerini imzalayacağız.
Encore faut-il que nous acceptions tous les deux de signer les papiers chez notre avocat.
İkimiz birlikte ilk defa şimdi evden uzak kalıyoruz, galiba balayımızdan beri.
C'est la première fois que nous voyageons ensemble depuis... notre lune de miel.
İkimiz bu konuda neler yapılabileceği ile ilgili birlikte hareket etmiştik. Şimdi hastalık iyice yayıldı, O'da geri dönüyor.
Lui et moi, nous voulons prendre des mesures.
İkimiz birlikte bunu yaşadık.
Nous avons vécu ainsi pendant deux mois.
- Oldukça sıradan olacağını hayal ediyordum. Açık hava partisinde buluşacaktık, akşamları beni arayacaktın... birlikte gezilere çıkacaktık, ve ondan sonra ikimiz...
J'imaginais une rencontre dans les règles, un pique-nique, plusieurs soirées en tête-à-tête, des promenades ensemble...
Kendi kendime şöyle bir hayal bile kurdum ikimiz onu sevsek, birlikte onun yararına çalışsak bir müddet sonra ikimizin çocuğuymuş gibi olurdu.
Je suis même allée jusqu'à caresser l'espoir... qu'en l'aimant ensemble et en s'occupant d'elle... elle deviendrait vraiment comme notre enfant.
İkimiz birlikte bırakacağız.
On t'emmènera tous les deux.
İkimiz birlikte konuşmak için sheriff'e gidiyoruz.
On va aller voir le shérif, tous les deux.
Hayır, birlikte gözetleyeceğiz, ikimiz.
Non, nous la surveillerons ensemble.
Birlikte çok güzel anlarımız olacak, sadece ikimiz.
Nous serons si bien ensemble. Rien que nous deux.
Evet, biliyorum, ama... İkimiz birlikte dans edebilir miyiz?
Je sais... mais pouvons-nous vraiment danser ensemble?
Aynı yemekler ile beslendik ikimiz de. Birlikte göğüs geriyoruz kışın soğuğuna.
Aussi bien nourris, nous supportons aussi bien l'hiver.
İkimiz burdan birlikte çıkıp ve herşeyi olduğu gibi anlatacağız.
On va monter tous les deux et raconter ce qui s'est passé.
İkimiz birlikte mi gidiyoruz?
On irait ensemble?
Teşekkürler.İkimiz birlikte hemen bitiririz
Merci. À deux, nous déterrerons Harry en un rien de temps.
Birlikte yaşayacağız, sadece ikimiz. Sen de okula gideceksin.
Nous vivrons ensemble, tu feras des études.
Farkındayım ama birlikte görülmemizin ikimiz için yıkıcı etkileri olabilir.
Je le sais, mais ça pourrait être un désastre d'être vus ensemble.
İkimiz birlikte onu geri getirebiliriz.
Nous la ferons revenir.
Çünkü ikimiz de diğer insanlardan korkuyoruz ve birlikte olduğumuz zaman her nasılsa bu korkumuzu yenmeyi başarıyoruz.
Nous avons peur des autres, et nous essayons de l'oublier quand nous sommes l'un avec l'autre.
İkimiz birlikte, "şey" olmaktan daha fazlasıyız.
Ensemble, nous sommes tous les deux une seule et même force. Le pouvoir n'est pas qu'une simple formalité.
Birlikte ikimiz de güçlüyüz. Onlardan çok daha güçlü.
ensemble nous sommes puissants, Ie pouvoir n'est pas à eux.
Evet, ikimiz hep birlikte olacağız.
Oui, on restera toujours ensemble, tous les deux.
İkimiz birlikte!
Nous deux, ensemble.
O, karıyla birlikte olurken ikimiz belirivereceğiz.
Pendant qu'ils seront dans la chambre... on s'amène...
İkimiz orada otururuz, Stavros bizimle ilgilenen bir sürü kadınla birlikte.
Des femmes veilleront sur nous.
Mutluluğa birlikte uzanabilirdik, ikimiz, birlikte.
Le bonheur à portée de main, parfait, trop parfait.
İkimiz birlikte büyük işler yapacağız!
On va faire de grandes choses ensemble.
İkimiz birlikte.
Rien que lui et moi.
İkimiz birlikte.
Tous les deux.
Neden burada kaldığımı merak ediyor musunuz? İkimiz, neredeyse yedi yıl bu kulübede birlikte yaşadık.
Nous vivions ici depuis 7 ans, tous les deux.
İkimiz birlikte olunca çocuk oyuncağı gibi olur.
À nous deux, ce sera un jeu d'enfant.
İkimiz hep birlikte olacağız.
Nous serons unis... pour toujours.
Bunu ikimiz de biliyorduk, ama birlikte yemek yiyelim dedik.
Nous le savons tous les deux et nous parvenons à dîner ensemble.
İkimiz birlikte güçlüyüz.
Ensemble, nous sommes forts.
İkimiz birlikte yapıyoruz, Eddie.
Vous aussi, Eddie.