Kadınlara translate French
3,071 parallel translation
Evet, annesiz kadınlara ben de hep özenirim.
Je sais. J'envie ces femmes qui n'ont pas de mère.
Sonra buraya dönüp Arnavut nüfusun yoğun olduğu mahallelere giderek düzmece olduğunu düşündüğü işyerlerine uğrayıp genç kadınlara kartını vererek yardıma ihtiyaçları olduğunda arayabileceklerini söylüyormuş.
Et ici, elle allait dans les quartiers avec une grande population albanaise... et visitait des commerces qu'elle pensait pouvoir servir de couverture... donnant toujours son numéro aux jeunes femmes, disant d'appeler si nécessaire.
Tabii eğer yardıma ihtiyacı olan kadınlara verdiği numara değilse.
À moins que ce soit le numéro qu'elle donnait aux femmes ayant besoin d'aide.
Stacey'nin tek istediği evliliklerinde dolandırılan o kadınlara yardım etmekti.
Stacey voulait éviter à ces femmes de se faire plumer en divorçant.
- Beyler, mutlu olmak istiyorsanız kadınlara ne istiyorlarsa verin.
Si vous voulez être heureux, donnez aux femmes ce qu'elles veulent.
* ve her zaman ver kadınlara * * her ne isterlerse * Bu iyi oldu.
Donnez toujours aux femmes Ce qu'elles veulent
Tabii sen de istiyorsan. * Her zaman, ver kadınlara *
Je me lâcherai complètement Si c'est ce que tu veux.
* Her zaman kadınlara ne isterlerse ver * Bunu yapamam.
C'est moi qui ne peux pas faire ça.
İşte bu, benim kadınlara karşı olan güven eksikliğimi açıklıyor.
Ça explique ma grande méfiance envers les femmes.
- ama kadınlara kilosu sorulmaz.
- je suis merveilleuse.
Düşük yapan kadınlara yardım etmek için bu grup davasını istiyor olabilir miyim sence?
vous pensez que c'est une raison suffisante pour vouloir aider ces femmes qui ont fait des fausses-couches?
Kadınlara nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorsun.
Tu t'y prends mal avec les femmes.
Ben kadınlara destek oluyorum.
Je soutiens les femmes.
Sonuçta bütün bölümü genç kadınlara yardım etmekle geçirdiler.
Ils ont passé l'épisode à aider des jeunes femmes.
- Veya korkunç araba kazalarından kurtulan genç kadınlara olduğu gibi. Arkadaşı ve yol göstericisi kollarında ölmüş olan.
Les jeunes femmes qui survivent à de graves accidents de voiture, où leur ami et mentor meurt dans leurs bras.
Şu yaşlı kadınlara işimi yaptırma zamanı.
Je dois faire bosser ces vieilles dames.
Sonradan okkalı bir yükseklikten üstüme sıçacak kadınlara aşık olmakla.
Tomber amoureux de femmes qui chient sur moi de très haut.
Kadınlara has bir elbise giymeyecektim. Pantolon yanakların içine kaçıyor olsa bile.
Je voulais pas de robe, même si ce futal me rentre dans la raie.
- Yatak odama giren kadınlara en azından teklifte bulunmazsam ayıp olur.
Quand y a une femme dans cette pièce, je me dois d'au moins proposer.
Bir şey söyleyeyim mi Larry? Bence kadınlara yanlış yaklaşıyorsun. Sahiden.
Je pense vraiment que tu t'y prends mal avec les femmes.
- Temizlikçi kadınlara.
- Femme de ménage.
Ama Sofiane sadece göçmen kadınlara eğitim verdiğini söylemişti.
- Sofiane m'a dit que vous faisiez cette formation pour des femmes immigrées.
Yaşlı kadınlara bayılırım.
J'aime les femmes matures.
Kadınlara güven olmaz.
Tu ne peux pas faire confiance aux femmes.
Evet, çoğu erkek tanıdığı kadınlara bile para vermiyor.
La plupart des garçons n'invitent pas leurs amies.
Özellikle de kadınlara karşı.
Surtout aux femmes.
- Genelde kadınlara.
Avec qui? - Avec des femmes.
Senin ülkende kadınlara böyle mi davranılıyor?
Tu vas frapper, comme on fait chez toi?
Endişe etmemem gereken bir şey varsa, o da Ian'ın başka kadınlara bakması.
Ian qui s'intéresserait à une autre? Ça ne m'inquiète pas du tout.
Çok parası olduğunu göstermek için çıktığı kadınlara aynı zarfı veriyordu.
Il les donnait à celles qu'il voyait pour montrer qu'il était plein aux as.
Cade'den ben de hoşlandım. O kadar boylu poslu bir adamın kadınlara çekici gelmesini anlıyorum.
J'aime bien Cade et je comprends qu'un homme... un homme comme lui intrigue les femmes...
Vampirlere, insanlara, erkeklere, kadınlara, ailelere, hayvanlara.
Aux vampires, aux humains, aux familles, aux animaux.
Sokakta kadınlara sarkmana dikkat çekmek için kendini göt durumuna sokmana bir de para teklif etmene çünkü başka hiçbir şeyin sevilecek gibi değil.
C'est triste de devoir harceler des femmes dans la rue. Triste de devoir être un con pour attirer l'attention, et triste de devoir donner du fric parce que c'est tout ce qu'on peut aimer chez toi.
Yapma şimdi, sen de başka kadınlara bakıyorsun.
Tu mates bien les autres femmes.
Bu film, mezar başlarında sessizce ağlayan mahkumlar için kendilerini feda eden karakollarda, hapishanelerde ve infaz mangaları önünde hayatını yitiren tüm kadınlara bir saygı duruşudur.
Ce film est un hommage à toutes les femmes qui ont pleuré en silence aux portes des cimetières. A celles qui se sont sacrifiées aidant prisonniers et persécutés. A toutes celles mortes en résistant aux persécuteurs ou face aux pelotons.
Anders'ın en kötü özelliği kadınlara saygılı olmayışıdır.
Ce que personne n'aime, à propos d'Anders, c'est son manque de respect pour les femmes.
Peki siz mecliste olmadığınız ya da Washingtonlu kadınlara gösteriş yapmadığınız zamanlarda ne yaparsınız?
Et vous, en dehors du Congrès? Et de la pêche aux femmes dans Washington?
Kadınlara "am" diye hitap eden birini daha görürsem çığlık atacağım.
Si j'entends encore un mec utiliser "chatte" pour parler d'une femme, je vais crier.
Koruma olmadan seyahat etmek. Kadınlara...
C'est un long voyage et sans protection...
Kadınlara ne yapacaklar... Sence diğer köylerde de bunlar oluyor mudur?
Ce qu'ils font aux femmes... c'est usage courant?
Savaş alanı, kadınlara uygun bir yer değildir.
Les femmes n'ont pas à combattre.
Sana söylemeliyim ki konu kadınlara gelince o tam bir domuz.
Et je dois dire que lorsqu'il est question de femmes,
- Aman Tanrım. - Vay anasını! Takım giyen kadınlara bayılıyorum.
Bon sang, j'adore les filles en costard.
Yaşlanmak kadınlara göre değildir.
Je suis vieille, mais j'ai du cran.
Rex ve Leigh'in partisinden sonra şu cinsel rol meselesi canını sıkıyor olsa gerek. Kadınlara ikinci sınıf vatandaşlarmış gibi davranılıyordu. Biliyorum, biliyorum.
Si on se taisait, ce serait bien de temps en temps.
Listendeki kadınlara sor.
Demande aux femmes de ta liste.
Garip olan şu ki, erkekler bedava yatan kadınlara değer veriyorlar.
Curieusement, les hommes veulent baiser des femmes gratuitement.
Para isteyen kadınlara tepeden bakıyorlar.
Ils regardent de haut celles qui demandent de l'argent.
Virüsün ilk kadınlara saldırması belki de, yalnızca bir tesadüftü.
C'est peut-être par hasard que l'infection a atteint les femmes.
Amerika Birleşik Devletleri hakkında bir şey söyle, ama Ay'a adam göndermemiz ve kadınlara iç çamaşırı ile futbol oynatmamız haricinde.
Dit que ce que tu veux au sujet des Etats Unis, mais on a mis un homme sur la lune, et des femmes jouent au foot us dans leurs sous-vêtements.
Kadınlara o şekilde seslenilmez.
Et cessez ce "madame".