Kadının translate French
111,818 parallel translation
Açüklama : bir adamın küçümser bir şekilde, bir kadının halihazırda bildiği şeyleri açıklamasıdır.
Le paternalisme, c'est quand un homme explique de manière condescendante à une femme quelque chose qu'elle sait déjà.
Kadının orada olduğunu bile bilmiyordum.
Je ne savais même pas qu'elle était là.
Bir kadının hayatı bu, hayatının sonu.
C'est la vie d'une femme... La fin de sa vie.
Bir kadının hayatı tehlikede.
Une femme est en danger.
Bu kadının beni sevdiğini söylüyorsun.
Tu as dit que cette femme m'aimait.
Çoğu adamın tamamen kadınlardan oluşan bir yatırımcılık şirketine girmeye götü yemez. Ben öyle değilim ama.
Aucun d'eux n'a assez de couilles pour bosser pour des femmes VC.
Ajan May. Muhtemelen annem dışında tanıdığım en korkutucu kadın sensin.
Agent May, à l'exception de ma mère, vous êtes la femme la plus intimidante que j'ai jamais rencontrée.
Bu kadını beni korkutmak için mi getirdin?
Vous amenez une femme pour me faire peur?
O kadınla yapılan hiçbir konuşmanın eğlenceli olmayacağına eminim.
J'ai l'impression qu'aucune conversation avec cette femme ne l'est. Elle savait qu'on serait là.
Ama bu... Ben kıskanç bir kadın değilim.
Je ne suis pas du genre jalouse.
Yani, sırları olan, çekip giden ve başka kadınlarla görüşen adam olmak istiyorsan sorun değil.
Alors, si tu veux être un homme qui a des secrets, et qui va voir d'autres femmes, ce n'est pas un problème.
Bu kadın önceki hayatında ortadan kaybolmuştu.
Cette femme a disparu de son ancienne vie.
Onu birinden modellemiş. Agnes Kitsworth adında bir kadın.
Il l'a modélisée à l'image de... d'une femme nommée Agnes Kitsworth.
O kadın senin türünden nefret ediyordu.
Elle détestait les choses comme vous.
Sevdim bu kadını.
J'aime cette femme.
Burada ölü bir kadın olduğu yazıyor.
Ça dit qu'elle est décédée.
- Evsiz bir kadın gibi görünüyorsun.
Vous avez l'air d'une clocharde.
S.H.I.E.L.D. kimliği taşıyan bir kadın. Sahi mi?
Une activité extrémiste à l'école... une femme avec un badge du SHIELD.
Kadın kim?
Qui est la fille?
Taktiklerimizi bilen birinden yardım alan bir kadın.
Une fille avec de l'aide, qui connaissait nos tactiques.
S.H.I.E.L.D. kimliği olan bir kadın.
Une femme avec une carte du SHIELD.
Kim bu kadın?
Qui est-elle?
Alanda bulunan bütün isyancıları yakalayın ama sakın bu kadını hafife almayın.
Capturez tout révolutionnaire présent, mais ne sous-estimez pas cette femme.
Bu kadın buradan değil.
Cet femme ne vient pas d'ici.
Ben gidip kadını getiririm.
Je vais la chercher. Ne la mêlez pas à ça!
O kadını da alıp gidiyoruz.
On récupère cette femme, puis on part.
O kadın, Madam Hydra.
Cette femme, Madame Hydra?
Peki ya kadın?
Et la femme?
Madam Hydra'ın Doktorun beynini yıkadığını söyledi.
- Madame Hydra lui a lavé le cerveau.
Bu kadın bu dünyadan değil.
Cette femme ne vient pas d'ici.
Doktor o kadını vurduğundan beri kafasını toparlayamadı.
Il n'est plus concentré depuis que le Docteur a tué cette femme.
Dur tahmin edeyim. Bir kadın yüzünden.
Laisse-moi deviner... une femme.
Bak, eğer o kadın bir çeşit kıyamet silahı yapıyorsa...
Si elle construit un appareil du type fin du monde...
Bu kadın Skye takma adına sahip bir Nainsan hareketinin üyesi.
Cette femme, connu sous son alias "Skye", fait partie du mouvement "les Inhumains D'abord".
- Gerçek bir kadın mı? Şimdi ne ki?
- Une personne réelle, au lieu de?
- Sevdiğim kadını yok etmek istiyorsun!
Tu veux détruire la femme que j'aime.
- O kadın sana yalan söylüyor!
Cette femme te ment!
Beni o kadını vururken gördüğü anı.
Le souvenir de moi tuant cette femme...
Kadın her yerde!
Aah!
"Kadın her yerde." Her yerde olan kim?
Qui est cette fille à la Speedy Gonzalez?
O hızlı Gonzalez kadın nerede?
Qui nous attaque? !
[Kadın kahkahası] Bak taşı racağım şimdi.
Ça va déborder.
Onun karşısında da bir yaşlı kadın. [Güler]
Et lui trouve une vieille.
Şişko kadınların, güzel, harika şeylere dönüşmesini izliyorum.
Regarder ces grosses se transformer, c'est beau.
Kumandanın kapısının ardında kadınların girmediği bir yer var.
La porte du Commandant, les femmes ne la franchissent pas.
- Normalde burada çalışan kadın.
La femme qui est là, d'habitude.
Kadınların mülk sahibi olması yasaklanmış.
Les femmes n'ont plus droit à la propriété.
Ne kadar para kazandığın ya da kaç kadınla yattığın umurumda değil. Seni gerçek bir ilişkiden alıkoyan ciddi sorunların var.
Qu'importe ce que vous gagnez, ou le nombre de vos conquêtes, vous avez des soucis incompatibles avec toutes relations sérieuses.
Vakti gelince kadın olacak.
Il y en aura. En temps voulu.
Sadece verimli kadınlar ve kısır kadınlar var.
Il n'y a plus que des femmes fertiles et des femmes infécondes.
Hayatımdaki en önemli kadını kaybediyor olabilirim ama ikinci en önemli sensin.
Je vais perdre la femme dont je suis le plus proche, mais tu es la deuxième.