Kontrol ettik translate French
807 parallel translation
Yolcu listesini kontrol ettik, hepsi zararsız kişiler.
On a vérifié la liste des passagers, aucun n'est dangereux.
Her şeyi kontrol ettik efendim.
Les réserves sont détruites.
Ayrıca her şeyi kontrol ettik.
On les contrôle toujours avant.
- Ülkeye gizlice girdi. - Bütün gemileri kontrol ettik.
L'homme est arrivé en fraude par mer.
Quebec'teki tüm papazları kontrol ettik.
Nous avons enquêté auprès des prêtres.
Hemencecik dönmen gerekirdi, fakat kontrol ettik ki, öyle yapmamışsın.
On a vérifié. Ça nous a pris du temps.
Bunu kontrol ettik.
Nous avons vérifié.
Ajansları kontrol ettik, iş aradıysa diye.
Les agences théâtrales aussi.
Personelimizi tekrar ve tekrar kontrol ettik.
Nous avons vérifié et revérifié notre personnel.
Bölgeyi kontrol ettik ve arabanın izlerini bulduk.
La voiture a éraflé le mur.
Herşeyi kontrol ettik ve hepsi mükemmel.
Nous venons de tout vérifier et tout est parfait.
Hayır bayım. Biz herşeyi kontrol ettik, sen ve ben.
Nous avons tout vérifié, vous et moi.
- Evet, bunu kontrol ettik.
Oui, on a vérifié.
Tüm olasılıkları kontrol ettik.
Nous avons examiné toutes les possibilités.
Herşeyi kontrol ettik, polis de öyle. Ancak...
Nous avons fouille partout, tout comme la police.
Kontrol ettik.
On a vérifié.
Makineleri kontrol ettik, Komutanım.
Nous avons examiné les machines, commandant.
Bunu kontrol ettik, efendim.
Nous avons vérifié.
Malları kontrol ettik.
Old Log Cabin.
Lisa ve ben kontrol ettik. Bulamadık.
Lisa et moi ne l'avons pas vue.
Buradan götürdüğüm adamı Yüzbaşı Heindorf ile kontrol ettik.
J'ai identifié l'homme arrêté ici avec le capitaine Heindorf.
Kaptan, her şeyi kontrol ettik.
Capitaine, nous avons tout vérifié.
Hikâyeni kontrol ettik, Cooper.
Votre histoire tient debout, Cooper.
Haydi Sheriff, birçok yeri kontrol ettik.
On a cavalé tout le jour, shérif...
Bulgularını bilgisayarda kontrol ettik.
L'ordinateur a vérifié les résultats de l'analyse.
Adresi ve ismi kontrol ettik. Oraya gidiyorum.
J'ai contrôlé le nom et l'adresse, j'y vais de ce pas.
Tom Grunemann'ın arkadaşlarının 42 mektubunu kontrol ettik... ve müstehcen mektupla benzerlik gösteren yalnızca bir mektupla karşılaştık.
J'ai examiné 42 lettres d'amis de Gruneman. Une seule ressemblait à la lettre obscène.
Bir süre sizin yaptığınızı sandım. Ofisinizi de kontrol ettik. Sizin telefonlarınız da dinleniyormuş.
J'ai cru que vous y étiez pour quelque chose, alors j'ai vérifié à votre bureau et vous savez quoi?
Kontrol ettik ne uçakla ne de başka bir yolla Amerika'ya gitmemiş.
Nous avons vérifié. Elle n'est jamais partie en Amérique. Ni par avion, ni par quelque autre moyen de transport.
Pasaport Bürosundan da kontrol ettik.
Nous avons vérifié avec le bureau des passeports.
Kontrol ettik. Bu o adam.
On a vérifié, c'est lui.
Telsizden kontrol ettik, soygun yüzünden aldığı suçun, 5 yılın 42 ayını doldurmuş.
Il a fait 42 mois de prison pour vol qualifié.
Evet, kontrol ettik.
Je sais, j ´ ai contrôlé.
Gramercy ve Imperial bölgelerini kontrol ettik
Nous avons contrôlé le secteur entre Gramercy et Imperial.
Her neyse bunu kontrol ettik.
On a vérifié.
Bu uçağın mümkün olan tüm rotalarını kontrol ettik, burada sözü geçen kara parçası, sadece Midway Adaları olabilirdi.
Dn a etudie toutes Ies trajectoires possibles de cet avion, et Ies seules iIes qui puissent correspondre sont Ies iIes Midway.
Vagonları kontrol ettik. Koltukların altında ya da önünde bir şey yok.
Rien sous les sièges ni sur les voitures.
- Evet, kontrol ettik.
- Oui. On vient de vérifier.
Emin olmak için diğer katları da kontrol ettik.
Pour être sur, on a même regardé les autres étages.
Tüm çocukların akciğerlerini kontrol ettik.
On a examiné leurs poumons.
- Dosyasındaki her şeyi kontrol ettik. Bilinen suç ortakları, sık gittiği yerler... Kulüpler, barlar.
- Nous avons vérifié tout ce qui est consigné dans son dossier, ses relations connues, les endroits qu'il fréquente, clubs, bars...
- Pompayı kontrol ettik.
- Pas la pompe.
Kaptan, Şu anda hiçbiriyle temas kuramıyoruz. Antenleri kontrol ettik, ama şu anda alış alanı dışındayız.
Les antennes fonctionnent mais on n'a pas de réception.
Derhal Bilyarsk'taki kaynağımızdan kontrol ettik. Firefox uçmuş. Hem de aynen Dr. Baranovich'in verdiği saat ve koordinatlarda.
Notre source de Bilyarsk a confirmé... que Firefox avait volé, à l'heure exacte... et selon le trajet indiqué par le Dr Baranovich.
Kredi kartı numarasını, ehliyetini kontrol ettik. 3 ay öncesine kadar Michael Knight diye biri yokmuş.
On a vérifié ses cartes de crédit, son permis de conduire, tout. Il y a encore trois mois, il n'y avait pas de Michael Knight.
Her yeri kontrol ettik, hiç iz yok.
On a cherché partout. Aucune trace.
( Silvio ) Cooper'ın da kim olduğunu kontrol ettik bu arada.
Malheureusement, Cooper a l'air OK.
Hikayenizi kontrol ettik, Bayan Novotny...
Nous avons vérifié vos dires.
Demin kontrol ettik.
On vient de vérifier.
Bir kontrol esnasında simülasyon modelimize araştırmalarımızla hiç ilgisi olmayan bir programın yüklendiğini fark ettik.
Nous avons constaté qu'on avait ajouté dans notre simulateur un programme étranger au sujet de notre recherche.
Geri gelmeden, her şeyi kontrol edin... — Zaten ettik, şef.
Quand elle en sortira, fouillez à fond. - On l'a déjà fait, chef.