English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kurtulacaksın

Kurtulacaksın translate French

349 parallel translation
Zavallı Letty, yakında tüm bunlardan kurtulacaksın.
Pauvre petite Letty... Tu seras bientôt loin de tout ça!
Güneşin batıdan battığı gibi, sen de yaşamdan kurtulacaksın.
Tu te reposeras de la vie... comme le soleil qui se couche à l'ouest.
Uzun Jack halleder. Kurtulacaksın.
Long Jack va s'en occuper.
Ve buradan kurtulacaksın.
Tu quitteras cette ville.
Tabii ki iyi bir çocuksun, yakında ondan da kurtulacaksın.
Vivement que tu ne mouilles plus ton matelas! Tu seras encore mieux!
Ne zaman kurtulacaksın bu huyundan?
Quand vas-tu enlever ce balai dans le dos?
Bir süreliğine benden kurtulacaksın, buna ne dersin?
Ça te reposera de pas m'avoir.
Sen bu işten nasıl kurtulacaksın?
Vous vous en tirerez?
Bir kereliğine, bu beladan kendin kurtulacaksın.
Cette fois, il faudra t'en sortir seul.
Şakanın zamanı değil. O kızdan ne zaman kurtulacaksın?
Quand vous débarrassez-vous de cette fille?
Ya Bay Trane, ondan nasıl kurtulacaksın?
Et M. Trane, comment vous débarrasserez-vous de lui?
Şu kamburdan ne zaman kurtulacaksın?
Tu te remues la panse?
Bak, parka gidip gazeteleri atıp, kamyondan kurtulacaksınız.
Va au parc. Livre les journaux et laisse tomber le camion.
- Nasıl kurtulacaksın?
Comment tu vas sortir?
O gelince yemek pişirmekten kurtulacaksın.
Si elle vient tôt, cela facilitera les préparatifs pour Bonne maman.
Evet Bowen, anlaşılan bizim için bu Yahudilerden kurtulacaksın.
Je vois que vous allez nous débarrasser de quelques Juifs?
Kurtulacaksın, Akiva amca.
Pas avant longtemps, oncle Akiva.
İstemediğin her şeyden kurtulacaksın.
Je t'ai pris tout ce que tu voulais.
- Peki efendim. Yarın hepimizden kurtulacaksın.
Demain, on ne sera plus dans vos pattes.
Sayemde sekreter maaşından kurtulacaksın.
Ça te fera faire de sacrées économies.
Benimle birlikte sen de kurtulacaksın.
Vous êtes sauvé.
Sonunda benden kurtulacaksın.
- Tu seras enfin débarrassée de moi.
Sen de kurtulacaksın.
Toi aussi tu vas connaître ce sort.
Kapa çeneni, sadece Galyalılar saldırdığında kurtulacaksın, unutma!
Tais-toi! Caligula Minus, tu seras le seul épargné, quand les gaulois nous tomberons dessus, après tout!
O çalıntı olacağından, iş biter bitmez araçtan kurtulacaksın.
Volée! Débarrasse-t'en une fois le travail fini.
Şimdi dünyadan kurtulacaksın.
Vous allez sauver le monde.
Hiç olmazsa Almanların ziyaretlerinden kurtulacaksın.
Au moins, les Boches ne vous rendront pas visite.
Alistair, sen kurtulacaksın.
Vous allez vous en sortir, Alistair.
"Bu şekilde polisin takibinden kurtulacaksınız.. " Daha önce kurtulamamış iseniz.
Cette ruse vous permettra de déjouer toute filature de la police... au cas où vous n'auriez pu vous en débarrasser avant.
Yakında ondan kurtulacaksın, söz veririm.
Tu en seras bientôt débarrassée, je promets.
Öyle bakma. Kurtulacaksın.
Ne fais pas cette tête.
Sen şunu bir bıraksan, dertlerinin çoğundan kurtulacaksın.
Si tu arrêtais de boire, ça réglerait tes problèmes aussi.
Düşünsene matematik hocandan iki hafta kurtulacaksın.
Tu es fâchée? Dis-toi que tu éviteras la prof de math pendant 15 jours.
Bu olay başına geldikten sonra kurtuldun, hatırladıktan sonra da kurtulacaksın.
Vous avez survécu lorsque c'est arrivé. Vous survivrez au souvenir.
Sen o zavallı ihtiyardan ne zaman kurtulacaksın?
Quand vas-tu quitter ton cave de mari?
- Merak etme. Kurtulacaksın.
- Ne t'inquiètes pas, ça ira..
Elbette kurtulacaksın, Carla.
Bien sûr.
Kötü bir şey yapmaya kalktıkları an kafalarına vurup tıpkı bu herife yaptığımız gibi ondan kurtulacaksın.
Dès qu'ils tentent un truc cochon, assomme-les et on s'en débarrasse.
Annenizi öldürdüğünüzü kabul ettiğiniz anda, geçmişin üzerinizdeki etkisinden kurtulacaksınız.
Quand vous avez accepté le fait que vous l'aviez tuée, vos souvenirs d'elle n'avaient plus d'emprise sur vous.
Vergi kaçırdığın için yüklü miktarda ceza ödemen gerekebilir, ama... hapisten kurtulacaksın.
Tu auras peut-être à payer des arriérés, une grosse amende, mais pas de prison.
Şu köpekten kurtulacaksın.
Tu dois te débarrasser de ce chien.
İki dakikaya kurtulacaksınız bizden.
On sera partis dans une minute.
- Onlardan kurtulacaksın.
... en serez débarrassé.
- Bakalım, şimdi nasıl kurtulacaksın.
- Voyons comment vous allez vous en sortir.
Sen de parayı ödersen bu işten kurtulacaksın, öyle mi?
Et il vous foutra la paix si vous lui rendez le fric?
Bugün benden zor kurtulacaksın!
On aura du mal à se débarrasser de moi, aujourd'hui!
- Kurtulacaksın.
- Ça va aller...
Bu yerden kurtulacaksın, şehre geri döneceksin.
Tu vas vendre cette maison. Tu vas retourner en ville.
Bay Bundy, bu evi çadırla kapladıktan sonra birkaç gün içinde termitlerden kurtulacaksınız.
M. Bundy, on mettra une tente sur votre chaumière et en deux jours, adios les termites.
- George... Kurtulacaksın öyle değil mi?
George, tu vas sortir d'ici, hein?
Şu külüstürden ne zaman kurtulacaksın?
Quand vas-tu l'envoyer à la ferraille?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]