English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kırmızı şarap

Kırmızı şarap translate French

473 parallel translation
Yumurta, tost ve kırmızı şarap.
Des oeufs brouillés, du vin rouge.
Sana biraz kırmızı şarap getireyim mi?
Désirez-vous une coupe de vin rouge?
Kırmızı şarap getirecekti.
Il doit m'apporter une coupe.
- Size kırmızı şarap getireyim.
Je vais vous chercher une coupe de vin.
Ama hâlâ sarımsak ve kırmızı şarap kokusuna bayılırım.
Mais j'aime toujours l'odeur de l'ail et du vin rouge.
- Bir litre de kırmızı şarap. - Tamam.
Et un litre de vin rouge.
Nedir bu? Kırmızı şarap mı?
C'est du vin rouge?
Rosto, Yorkshire pudingi, güzel bir kırmızı şarap...
Du rosbif, du pudding, un bon petit rouge...
Ayrıca, biraz kırmızı şarap güveçle iyi olabilir gibi geldi bana. Şimdiye kadar iki çocuk sahibi ve annelerin en güzel olan, benim çocuklarımın annesine.
Mais toute ma vie j'ai espéré et attendu quelqu'un comme lui, quelqu'un de gentil, mature, bourru mais drôle compréhensif et prudent.
Kırmızı şarap.
Du vin rouge.
Şampanya ve kırmızı şarap arasında!
Entre champagne et vin rouge.
Balıkla kırmızı şarap.
Du vin rouge avec le poisson.
Sıradan bir kırmızı şarap, ama iyi şişelenmiş, efendim.
Merci pour le maître de chais.
Yemekten önce martini içerdik, balıkla da beyaz şarap. Ana yemekle kırmızı şarap, tatlıyla şampanya. Kahveyle konyak ve yemekten sonra porto şarabı.
On prenait des Martinis avant le dîner, du vin blanc avec le poisson, du vin rouge avec le plat de résistance, du champagne avec le dessert, du Cognac avec le café et après le dîner, du Porto.
Ne derler bilirsin "Beyaz şarap ve balık, kırmızı şarap ve kuzu eti."
Vous connaissez les manières... vin blanc avec le poisson, vin rouge avec l'agneau.
Siz doğal kırmızı şarap tadacaksınız.
Vous allez goûter un vin rouge naturel.
- Sıcak kırmızı şarap.
Du vin chaud.
Biliyor musun, bu tam Paris için düşündüğüm şey bunun gibi küçük bir yer, kareli masa örtüleri kırmızı şarap.
J'avais rêvé Paris comme ça. Un bistrot de ce genre, nappe à carreaux, vin rouge...
Beatrice, Henrietta? Kırmızı şarap ve biraz daha yiyecek getirin.
Beatriz, Enriqueta, d'autres bouteilles.
Krema ve kırmızı şarap sosuyla servis edilmiş. Yer mantarı ve egzotik bitki garnitürleriyle.
Servie avec de la sauce au vin rouge, garnie de truffes et d'herbes exotiques.
Maalesef mahzenimizde kırmızı şarap kalmamış.
Malheureusement, notre cave est assez peu pourvue en bordeaux.
Bana gelince, ister istiridye yiyeyim, ister balık, her zaman kırmızı şarap içerim, evet.
Moi, que je mange des huîtres ou du poisson, je marche au vin rouge. Alors...
Kırmızı şarap içilecek, o kadar, daha ne olsun.
Du vin rouge, et c'est tout. Et encore...
- Harmanlanmış kırmızı şarap. Yarı şarap, yarı metil alkol.
Moitié gros rouge, moitié alcool à brûler.
Carsini'nin sadece üç kırmızı şarap ürettiğini biliyorum, iki Burgundy, Pinot Noir ve Gamay ve bir bordo şarabı, Cabernet Sauvignon.
Cassini ne fait que 2 Bourgognes. Un Pinot Noir et un Gamay. Et un Bordeaux.
Uh, beyaz şarap garsonu mu yoksa kırmızı şarap garsonu mu?
Celui pour le vin blanc ou celui pour le vin rouge?
Kırmızı şarap, Ringa balığıyla Akvavit... ve ilk olarak biraz şampanya.
Avec ça, du vin rouge, et de l'Akvavit avec le hareng... ainsi qu'un peu de champagne pour commencer.
- Kırmızı şarap mı, beyaz şarap mı?
- Rouge ou blanc?
Şimdi, kırmızı şarap iyi gider.
Aujourd'hui, j'ai envie d'un Bordeaux rouge.
Bu saatte kırmızı şarap mı?
À déjeuner?
- Kırmızı şarap olur mu?
- Un verre de rouge? .
Ben... bir kadeh kırmızı şarap alayım.
Je prendrai... un verre de vin rouge.
- Ya kırmızı şarap?
- Un verre de rosé?
Her yemekte bir kadeh kırmızı şarap. Mucize yaratır.
Un verre de vin rouge avec chaque repas. ça marche miraculeusement.
Yiyecek bir şeyler ister misiniz? Yanımda biraz ekmek, peynir ve bir şişe de kırmızı şarap var. Ama tirbüşon yok.
II ne renonce pas à Ia volonté de vivre, mais simplement à Ia vie en détruisant sa propre apparition de vie.
Pouilly-Fumé Ladoucette ( Kırmızı Şarap ) 1971.
Pouilly-Fumé Ladoucette. 1971.
Bir bardak kırmızı şarap, lütfen.
Vin rouge, s'il vous plaît.
- kırmızı şarap istiyorum.
- et le brodetto.
Buna kırmızı şarap deriz.
Un "canon", c'est un coup de vin rouge!
Çorba gibi, kırmızı şarap gibi...
C'est comme la soupe, comme le pinard...
Sammy. bana bir Dewars, bir de kırmızı şarap. - Baksana Koç.
Un Dewars avec glaçons et un vin rouge.
- Sanırım kırmızı şarap...
- Du vin rouge.
Taco ve kırmızı şarap severim. en sevdiğim renk ise magenta.
J'aime les tacos et le vin. Ma couleur préférée, c'est le magenta.
- Kahve mi? Şarabım da var, kırmızı şarap.
Il y a du vin... du vin rouge.
İki kırmızı şarap, bir bira ve bir de soda.
Deux verres de vin, une bière et un tonic.
- Bayana da kırmızı şarap.
Patron, du gros rouge!
- Bir kadeh kırmızı şarap.
- Un verre de vin rouge.
Her çeşit ipe sahipti, farklı uzunluklarda bütün renklerde beyaz ve kırmızı yeşil ve sarı turuncu ve şarap rengi, mor ve mavi.
Des cordes, il en avait de toutes les façons, de toutes les longueurs, de toutes les couleurs. Il en avait des blanches, il en avait des rouges, il en avait aussi des vertes et des jaunes.
Majesteleri için kırmızı bordo şarap.
Du vin de bordeaux, pour Sa Majesté.
Kırmızı şarap ve Fransız ekmek ve peyniriyle ilgili eski bir hikaye vardır, düşündüğümde, neredeyse duygulu bir hikaye.
Vous pouvez regarder.
Kırmızı şarap.
- De rouge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]