Merak etmeyin translate French
3,174 parallel translation
Cam maskeyi merak etmeyin.
Ne vous inquiétez pas pour le masque de verre.
Merak etmeyin. Sadece ilk adınızı öterim.
Vous bilez pas, je donnerai que vos prénoms.
Merak etmeyin, ısırmaz!
Ne craignez rien, il mord pas! "
Merak etmeyin, onu yakalarım.
Un landau? Un bébé angliche? Igor, la bombe!
Merak etmeyin.
Pas de souci,
- Evet, merak etmeyin, onunla ilgileneceğiz, memur bey. Teşekkürler.
- On s'en occupe, vous inquiétez pas.
Merak etmeyin, hala umut var.
L'espoir n'est pas perdu.
Ama merak etmeyin. Her şey kontrolüm altın...
Mais t'inquiète, je gère...
"Ama merak etmeyin. Çünkü polis ve korumalar kimseyi yanımıza yaklaştırmıyor."
"mais ne t'inquiète pas, la sécurité nous protège bien."
" Şayet seni rahatlatacaksa beni merak etmeyin...
" Ne t'inquiète pas pour moi
Ama merak etmeyin. Bunu da aşarız.
Mais ne vous en faites pas, tout ira bien.
- İyi olacaksın, değil mi? - Beni merak etmeyin.
- Ne vous inquiétez pas pour moi.
Tanrım, merak etmeyin. Merak etmeyin.
Ne vous inquiétez pas.
Merak etmeyin, Bay Lee. Ben onları oyalarım.
Je vais les distraire.
Merak etmeyin. Bir şey söylemenize gerek yok.
Et ne vous inquiétez pas, vous n'avez pas besoin de parler.
Merak etmeyin, kalıpları alacaksınız.
Ne vous inquiétez pas. Vous les aurez.
Merak etmeyin.
Ne t'inquiète pas.
Merak etmeyin.
Vous inquiétez pas.
Baba, Fred, merak etmeyin.
Vous inquiétez pas!
Hiç merak etmeyin. ParanızI iade edeceğim.
Je vous rembourserai en totalité.
Merak etmeyin. Teşekkürler.
Ça va aller.
Merak etmeyin, hapiste olan bir sürü arkadaşım var.
Oui, j'ai des amis en prison.
Merak etmeyin, içgüdüleri her zaman devreye girer.
- L'instinct revient toujours!
Bizi alt ettiler patron ama merak etmeyin onları bulacağız.
Ils ont été malins, patron. Mais t'inquiète, on va les récupérer!
Merak etmeyin. Ben hallederim.
C'est bon, je m'en occupe.
Merak etmeyin.
Rilax!
Merak etmeyin. Bu işin ustasıdır.
Vous inquiétez pas, c'est un vrai pro!
- Merak etmeyin bizden kaçamazlar.
- Nous les retrouverons.
Merak etmeyin.
Je m'en occupe.
Merak etmeyin. Ha bir de sana mutfakta börek bıraktım.
Au fait, je vous ai laissé de l'omelette faite maison.
Evet, merak etmeyin. Bir şeyler ayarlarım.
Oui, je trouverai autre chose.
Merak etmeyin, sizi yüzüstü bırakmam.
Sérieusement, je vais m'occuper de vous.
Merak etmeyin, Londra'da güvende meslektaşlarım onu iyi kullanıyordur.
Laissez. Il est à Londres en lieu sûr. Et mes collègues en font bon usage.
Merak etmeyin, sizi öldürmez.
N'ayez pas peur, vous n'en mourrez pas!
Merak etmeyin hiç kimse kovulmayacak.
Je ne virerais personne.
Merak etmeyin, o yaşıyor.
Pas d'inquiétude, il est vivant.
Ama merak etmeyin bu tarifı Fransızca anlatmayacağım.
Mais ne vous en faites pas, je parlerai français.
Hadi, merak etmeyin.
C'est bien, vous serez à l'abri.
Merak etmeyin, biz yardım konvoyuyuz.
C'est bon, nous sommes un convoi d'aide.
Beni merak etmeyin pislikler.
Vous inquiétez surtout pas de moi, bande d'enculés.
# Ama merak etmeyin.
Ne vous en faites pas.
Onlara söylemek için mükemmel bir şarkı buldum ve merak etmeyin, ödeve uygun, Bay Shue.
J'ai la chanson parfaite, c'est parfait pour l'exercice.
Ama merak etmeyin, bu evdeki tüm lambalarda solaryum ışığı var.
Mais ne vous inquiétez pas. chaque lumière dans cette maison est une lumière bronzante.
Merak etmeyin sorun yok.
- C'est pas grave.
- Merak etmeyin, Bayan Hardcastle!
Ne vous inquiétez pas, Mme Hardcastle!
Merak etmeyin, bir yere gitmeyeceğim.
- Je reste là.
Yanınızdayım merak etmeyin.
- En biais, ça passe.
Tabii, merak etmeyin.
Aucun problème.
Merak etmeyin.
Ne vous inquiétez pas, on va tout réparer.
Merak etmeyin. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Ne vous inquiétez pas pour moi.
Tamam merak etmeyin.
N'ayez pas peur.
merak etmeyin efendim 16
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak ettim de 48
merak etme canım 16