Merak ettim translate French
3,773 parallel translation
İfadende belirttiğin gibi misafir odasında kalıp kalmadığını merak ettim.
Je me demandais si vous étiez venu dormir dans la chambre d'ami, comme vous l'avez déclaré dans votre entretien.
- Bu herif neden korkuyor merak ettim.
Il craint quoi?
Merak ettim.
Pure curiosité.
Kalanı nasıl diye merak ettim.
Ça m'a donné envie de voir le reste.
Merak ettim şimdi.
Je suis curieuse.
Merak ettim de, bu kadar gelişmiş olanakların varken neden özel laboratuvar kullanıyorsun?
Je suis curieuse. Vos locaux sont les mieux équipés. Pourquoi passer par un labo privé?
- Merak ettim.
Je suis juste curieux.
Merak ettim şimdi, nerede bu çanta?
Donc je me demande où se trouve la mallette?
Merak ettim.
Simple curiosité.
Eline vermek deyimi nereden gelmis merak ettim.
Est ce que tu sais d'où vient l'expression "battu à plate couture"?
- Merak ettim. - Hepsi benim eşyalarım işte!
Je suis curieux, c'est tout.
Yarım saattir kimse seni bulamadı. Arayın dedim ve hemen buraya geldim. Resmen öldün mü diye merak ettim.
Il y a une demie heure de ça, personne ne pouvait te trouver, alors je les ai envoyés à ta recherche et j'ai couru jusqu'ici, me demandant si tu étais morte.
- Bir gelişme var mı diye merak ettim.
je suis juste en train de vérifié.
Evet. Sadece, bilirsin, merak ettim çok mu hızlı ilerliyoruz?
Je me demande juste tu sais, si je... suis pas allé un peu vite.
Pekâlâ, şey, onu merak ettim işte.
Et bien, je me fais du soucis pour elle.
Şimdi acayip merak ettim bak.
Maintenant je suis officiellement curieuse.
Kaç kere bu günü hiç görür müyüz diye merak ettim, biliyor musun?
As-tu une idée de combien de fois je me suis demandé si on allait pouvoir arriver jusqu'à ce jour?
Ben de aynı şeyi merak ettim.
Je me demandais la même chose.
Sadece ne yaptığını merak ettim.
Rien, je demandais c'est tout.
Yoon oppa ne yapıyor, merak ettim.
Je voulais juste savoir comment allait Yun oppa.
Benim yerime kimi hatırladı merak ettim.
Et bien, je me demande de qui elle s'est rappelée au lieu de moi.
Kimse yoktu. Seni hep merak ettim. Anlıyorum.
Tu te rappelles quand on allait chez lui pour les barbecues du Memorial Day?
Ne yapıyor, merak ettim.
Elle devient quoi?
Ne yapacağımızı merak ettim o yüzden.
Que devrions-nous faire?
Senin ne yapmak istediğini merak ettim.
Tu préfères quoi?
- Sonra düşündüm ki hediyeyi doğum günü partim sırasında bırakmış olmalıydın. Ki partide de epey margarita vardı. Ben de merak ettim de hediyeyi bıraktığın da şeyi de görmüş...
Et j'ai réalisé que tu avais dû le laisser pendant ma fête d'anniversaire, qui impliquait beaucoup de margaritas, et, je me demandais, si, peut-être, quand tu l'as laissé, tu nous as vu moi et...
Icindekini merak ettim.
Je me demande ce qu'il y a à l'intérieur
Sadece, tekrar seks arkadaşlığı yapıp yapmayacağını merak ettim ama sonra mastürbasyon yaptım, yani şimdi iyiyim.
Je me demandais si tu voulais encore un plan cul mais je me suis masturbée donc maintenant, c'est bon.
Dün bana dışarı çıkmak istediğini ve çılgınca bir şey yapmak istediğini söyledin, ben de yapıp yapmadığını merak ettim.
Et bien, vous m'avez dit hier que vous vouliez sortir et faire quelque chose de fou, donc je me demandais si... vous l'aviez fait.
Benim hakkımda bu kadar çok şeyi nereden bildiğini işim hakkında bu kadar çok şeyi nereden bildiğini merak ettim.
Je me demandais.. Comment en savais vous autant a propos de moi..
Seni merak ettim.
J'étais inquiet, tout va bien?
Dinleyin, biliyorum bu Sam'in programı ama merak ettim de yerel haber programlarıyla iletişiminiz var mı?
Hé, écoute, Je... je sais que c'est le truc de Sam, mais, euh, je... je me demandais si vous aviez des contacts avec un programme de news nationales.
Merak ettim öyle.
Je suis juste... curieux.
8 yaşlarında, belki daha genç... küçük boyda.. koyu renk saçlı, biri hakkında Kayıp ilanı var mı diye merak ettim.
Est-ce qu'on vous a signalé la disparition d'un... jeune garçon... peut-être moins?
Tam kafandan vurulmak nasıl hissettirir diye merak ettim.
Je me demande ce que ça fait de recevoir une balle dans la tête.
merak ettim sizigeride kalmış gibi görünyor diyecek br şeyim yok.
Ceci était dans la voiture volée. Comment se fait-il que vous laissiez partout un cadavre derrière vous?
Çok merak ettim. - Biraz para alıp, gel beni al.
Faut me libérer, je suis en cabane.
Ve burada yaptığımız muhteşem aktivitelere bakma imkânınız olup olmadığını merak ettim.
Et je me demandais si vous aviez vu toutes les fantastiques activités que nous avons ici.
Merak ettim.
La curiosité.
Peki ya İsa nasıldı? Merak ettim, çok mu karizmatikti?
Dis-moi, Jésus, il était sympa?
Acil durum neymiş merak ettim.
Je veux savoir ce qu'il y a de si urgent.
Hey, dövmenin manasını merak ettim.
Hé, Simon, j'ai toujours voulu savoir ce que ce tatouage signifie.
Ben fark etmedim. Merak ettim. Kusura bakmayın.
Je n'ai pas remarqué, j'étais anxieux.
O zamandan beri öksürmüyorsunuz. Merak ettim.
Vous n'avez plus toussé depuis, c'est... curieux
Tamam, ama çok çabuk uzlaştın. Merak ettim, ona başka neler söyledin?
Réparons ça.
- Ne kurduğunu merak ettim.
Il construit quoi?
Hayır, merak ettim.
- Non, ça m'intéresse.
Merak ettim sadece.
Hein? Eh bien, je me posais seulement la question.
Babanı merak ettim. Daha mı iyi, daha mı kötü?
Et nous n'avons jamais eu la chance de parler de cela, parce que, et bien, l'enfer s'est déchaîné avec Fitz et la fusillade, alors je me demandais, comment va ton père?
Merak ediyorum, neden kabul ettim?
Qui sait? Pourquoi je l'ai acceptée?
- Merak ettim.
C'est tout.
merak ettim de 48
ettim 71
merak 30
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak etme canım 16
ettim 71
merak 30
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak etme canım 16