Ne diyor translate French
5,054 parallel translation
Ne diyor?
Qu'est-ce qu'elle dit?
- Sorgu hakimi ne diyor?
- Qu'a dit le médecin légiste?
- Ne diyor?
- Que dit-il?
Ne diyor?
Qu'est-ce que ça dit?
- Ne diyor?
- Qui est-ce?
Dewey seksi Almanca Hocası Pozman Hanım'a molada ne diyor biliyor musun?
Quand Dewey marche dans la prof d'Allemand sexy - Mme Pozman - - dans la salle de pause, il dit...
- Graham, ne diyor bu adam?
Graham, de quoi parle-t-il?
- Ne diyor?
- Qu'est ce qu'il dit?
Ne diyor?
Cela dit quoi?
Bu Tanrı tam olarak ne diyor?
Qu'est-ce que dit ce Dieu exactement?
Peki bu çocuk ne diyor?
Qu'est-ce que ce gars a dit?
- Ne diyor?
Qu'est-ce qu'il dit?
Ne diyor?
Qu'est-ce qu'il dit?
Umurumda değil senin tabela ne diyor.
Je m'en fous de ce que votre plaque dit.
Ne diyor o?
De quoi elle parle?
Dinleyelim savunma ne diyor, ama bu görünüyor güzel kesme-ve-kuru.
Nous entendrons ce que la défense a à dire, mais ça a l'air clair et net.
Bay Moray ne diyor peki?
Et qu'en pense Moray?
Yanlışlıkla mektubunu açtım, bak ne diyor :
J'ai ouvert ton courrier par erreur :
- Ne diyor bu adam?
- De quoi ils parlent?
Hükümet bu konuda ne diyor, Suzanne?
Comment l'état réagit-il, Suzanne?
Hayatım, Köpek Evi'nden hiç bahsetmedin ama. - Ne diyor? - Listende yok ki.
Tu n'en as jamais parlé, ce n'est pas sur ta liste.
Bu moronlar ne diyor?
- Ils en disent quoi, ces crétins?
Annen ne diyor?
Et votre mère?
Kocan buna ne diyor?
Qu'est-ce que votre mari pense de tout ça?
İçgüdülerin ne diyor?
Que vous dit votre instinct?
- Ne diyor?
- Qu'est-ce qu'il dit?
- Anna ne diyor?
Anna, qu'est-ce qu'elle dit?
- İç uzuvlar ne diyor?
- Que disent les entrailles?
Ne diyor bu?
Mais enfin, je comprends rien.
Ne diyor?
Mais enfin, qu'est-ce qu'il dit?
Buna ben de inanmak istemiyorum ama bir yanım doğru söylüyor olabilir diyor.
Je ne veux pas, non plus, y croire, mais une part de moi... pense que peut être, il dit la vérité.
Pantolonu olmayan adam diyor bunu.
Dit l'homme qui ne porte pas de pantalon.
İçimden bir ses aynı hatayı ikinci kez yapmayacak diyor.
Elle l'a laissé partir une fois. Quelque chose me dit qu'elle ne va pas faire cette erreur une nouvelle fois.
Bir yanım keşke şimdi senin yerinde olabilseydim diyor. Çünkü anılar olmadan belki bu kadar acı çekmezdim.
Une part de moi souhaite pouvoir changer de place avec toi parce que sans tous ces souvenirs, peut-être que ça ne ferait pas aussi mal.
8. Ayet diyor ki, "Sadaka asla ihmal edilmemeli"
Le verset 8 dit, "la charité ne périt jamais."
"Yaşamalısın." diyor. Yani o ölmeyecek.
Elle dit "Tu dois vivre," donc il ne va pas mourir.
Ne diyor.
Qu'est-ce qu'elle dit?
Pantolondan geçer ama Leonard seks sayılmaz diyor.
Pantalon, mais Léonard dit que le sexe ne compte pas.
Tamam, tamam. Bazı aktivist yargıç kuralları son derece etkili olan NYPD kuralları ihlal ediyor mu? vatandaşların sivil haklar o zaman, arkadaşları gidiyor Dewey, Cheatem ve Howe, ve diyor ki, " Ne kadar istiyorsunuz bill şehre
Un juge activiste décide que la très efficace police de New-York empiète sur les droits civiques des citoyens, alors il va voir ses copains à Dewey, Cheatem et Howe et leur dit " Vous êtes d'accord pour facturer à la ville
Evet. O da olmayan bir kanıta dayanarak dava açamazsın diyor.
Mais il dit qu'on ne peut pas ouvrir une enquête à partir d'une preuve qui n'existe pas.
12.58 diyor. Rahatladın mı?
Tu ne frissonnes pas?
Rosa, bil bakalım ne oldu? Yanlışlıkla mektubunu açtım, şöyle diyor :
J'ai ouvert ton courrier par erreur et voilà :
- Adam ne çok "sürtük" diyor!
Bon sang, il dit souvent "salope"!
- Ne diyor, Bill?
Qu'est-ce qu'elle dit, Bill?
Aynı kurallar "İş yerinde içki yasak" da diyor ama...
Et les règles disent aussi "on ne boit pas durant le service", mais...
- Gerçekten böyle diyor olamazsın.
- Tu ne penses pas ça.
Pat diyor ki "Amına koduğumun domuzları Ne sikim oluyor?"
Pat dit : "Poulets de merde, qu'est-ce qu'ils foutent?"
Ayrıca Fogleman Morgan'ın itiraflarına ait... -... bir kayıt yok diyor. - Ne?
Et en plus, Fogleman prétend que la confession de Morgan ne figure pas sur la cassette vidéo.
Hırsızların daha fazla çalmasına izin verme. " diyor.
"Que le voleur ne vole plus."
Tanrı sana ne diyor?
Que te dit Dieu?
Şimdi de herkes "Frank'e ne oldu?" diyor.
Et maintenant, tout le monde dit, "Qu'est-il arrivé à Frank?"