Ne istersen translate French
6,223 parallel translation
- Sen ne istersen.
Tout ce que tu veux.
Ne istersen yapabilirsin.
Tu peux faire... peu importe.
Ne istersen bulabilirim.
Ce que vous voulez, je peux trouver.
Ne istersen söyle bana.
Tout ce que tu veux. Dis-moi.
Ne istersen veririm. Lütfen. Onu buraya nasıl getireceğimi söyle.
Dites moi comment aller là-bas.
Sonra ne istersen yapabilirsin.
Et après, tu fais ce que tu veux.
Ne istersen o olsun. - Yeter ki durdur.
Faîtes en sorte que ça s'arrête.
Ne istersen Stephen.
Ce que tu veux, Stephen.
Bana ne istediğini söyle ne istersen olabilirim.
Dis-moi ce que tu veux. Quoi que ce soit.
Ne istersen gel.
Venez y faire tout ce qui vous plaît.
Ne istersen yapabilirsin.
Vous pouvez faire ce que vous voulez.
- Ne istersen yap.
Faites ce que vous voulez.
- Ne istersen öğren Tallmadge.
Explorez ce que vous voulez.
Ne istersen, ne ogrenmek istersen.
Tout ce que tu veux savoir.
Ne istersen.
- Tout ce dont tu as besoin.
Ne istersen Carrie.
Tout ce qui te plaira, Carrie.
Ne istersen söyle, yerine getireceğim.
Demande-moi ce que tu veux, je te l'achèterai.
Bana oğlumun bu maskeyi taktığı bir fotograf getireceksin, O zaman ben de sen ne istersen yapacağım.
Donnez-moi une photo de mon fils portant ce masque, je ferai ce que vous voulez.
- Ne istersen onu yap. Bu kararı ben sahiplenmiyorum.
La décision ne m'appartient pas.
Ne istersen. Hayır işleri, uluslararası kalkınma, marka elçisi?
projets caritatifs, développement international, ambassadeur de marque?
Ne istersen giy, bırak da işimi bitireyim.
Porte ce que tu veux bon sang.
- Ne zaman istersen.
Ouais, quand tu veux!
Ne zaman istersen, bana yazabilirsin.
" Écris n'importe quoi, mais écris-moi.
Ne istersen yaparım.
Peu importe ce dont tu as besoin.
İstersen şimdi kullanabilirsin. İstemem Krieger.
- Je ne veux pas, Krieger, mais merci.
Ne istersen yaparım.
Je ferai ce que tu voudras.
Hâkimin kararı her ne olursa olsun. Onu ne zaman görmek istersen görebilirsin, yeter ki bana haber ver.
Malgré le jugement qui a été rendu... tu peux le voir quand tu veux si tu me préviens.
Bölüm "Kapanış Zamanı" - Fatura, ne zaman ödemek istersen.
L'addition, quand tu seras prête?
Kyle dün gece olanlar hakkında veya başka bir şey hakkında konuşmak istersen benimle konuşabileceğini biliyorsun. Her ne olursa olsun.
Si vous voulez parler de ce qui s'est passé hier soir ou d'autre chose, vous pouvez me parler de tout.
- Olayı şu ne zaman istersen çarkı döndürüyorsun sonra da orada gördüğünü gerçek yıldızlarla eşleştiriyorsun.
Tu es supposé faire tourner la roue à l'heure voulue et alors la faire coïncider avec les vraies étoiles.
Ne istersen.
Dis-moi.
Ne zaman istersen.
Quand tu veux.
Bak, benim hakkımda ne istersen düşünebilirsin, Donna.
Écoutes, tu peux bien penser de moi ce que tu veux, Donna.
- Ne zaman istersen, evlat.
Quand tu veux, gamin.
Buna ne dersin? Eğer istersen bana Fa diyebilirsin
Si vous le désirez, vous pouvez m'appeller petite Fleur.
Bo, sakın güçlerini kullanma ne kadar istersen iste sakın kullanma.
Bo, n'utilise pas tes pouvoirs, même si tu es tentée de le faire.
- Sen ne yapmayı istersen.
Tout ce que tu veux faire.
- Ne zaman istersen.
- Quand tu veux!
Eski hayatına geri dönebilmeyi ne kadar istersen iste, dönemezsin.
On a beau rêver de retrouver sa vie d'avant... c'est impossible.
Ama galiba ne düşündüğünü biliyorum. Eğer konuşmak istersen...
Mais je crois savoir à quoi tu penses de toute façon, donc peut-être que si tu veux en parler...
Ne söylememizi istersen onu söyleriz.
Si tu as besoin de quoi que ce soit, n'hésite pas.
Ne yaptığını bilmek istersen, başlamak için iyi bir yer.
Si vous voulez savoir ce qu'il manigance, c'est un bon début.
Sen bana zarar veremezsin. Ama denemek istersen buyur.
Tu ne peux pas me blesser, mais je t'invite à essayer.
Yandaki olukları kapatalım istersen?
Tu es sûre de ne pas vouloir le dispositif pour enfants?
Birinin peşine takıldı yani eğer onunla bir şeyler yapmak istersen falan imkansız, ne demek istediğimi anlıyor musun?
Il veut choper ce soir, alors si tu ne veux pas sortir avec lui, le tente pas, tu vois?
- İstersen git bunu Ben'e anlat. - Ne? Hayır.
Tu devrais le dire à Ben.
Seni çalışmak zorunda bıraktığım için kendimi suçlu hissediyorum o yüzden dışarı çıkmak istersen kimseye söylemem.
Mais je me sens coupable de te faire rester, donc si tu veux y aller, je ne dirai rien.
Ne istersen.
N'importe quoi.
İstersen bağırsaklarımı çıkar, yine de ölmem.
Tu peux m'égorger si tu veux, je ne mourrai pas.
Emma artık ne olmak istersen olabilirsin.
Emma tu peux être tout ce que tu voudras être.
Randevun var mı yok mu bilmiyorum ama eğer yoksa ve gitmek istiyorsan ben buralardayım yani istersen seni götürebilirim.
Et je ne sais pas si tu en as un ou pas, mais si c'est pas le cas et que tu veux y aller, je suis là, alors je pourrais t'emmener si tu veux.
ne istersen onu yap 35
ne istersen yapabilirsin 20
ne istersen yap 53
ne isterseniz 69
ne istersen yaparım 67
ne isterseniz yaparım 34
ne istersen yapacağım 26
ne istersen söyle 25
istersen 241
isterseniz 150
ne istersen yapabilirsin 20
ne istersen yap 53
ne isterseniz 69
ne istersen yaparım 67
ne isterseniz yaparım 34
ne istersen yapacağım 26
ne istersen söyle 25
istersen 241
isterseniz 150
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17