Ne istersiniz translate French
947 parallel translation
Kanalizasyona düşmek için ne istersiniz?
Combien pour tomber dans une bouche d'égout?
Böyle bir yolculuk için ne istersiniz?
Que demanderiez-vous pour un tel voyage?
- Ne istersiniz?
- Que désirez-vous?
Öğle yemeği için ne istersiniz?
Qu'avez-vous envie de manger?
Ne istersiniz, Trehearne?
Que voulez-vous, Trehearne?
Ne istersiniz efendim?
Qu'est-ce que je vous sers?
Ne istersiniz?
Que désirez-vous?
- Top ya da çember ne istersiniz?
- avec des toupies, des cerceaux.
Ne istersiniz Bayan? Kahve.
Qu'est-ce que ça sera, M'dame?
- Bayan Greene, ne istersiniz?
- M. Greene. - Que désirez-vous, Mme Greene?
Ne istersiniz? Jambon mu ciğer mi?
Jambon ou pâté de foie?
- İçecek ne istersiniz?
- Vous buvez quoi?
- Elbette. Ne istersiniz? - Siz seçin.
Que voulez-vous entendre?
- Ya siz Bay Emery, ne istersiniz? - Ben de şu her zamankinden alayım.
- Et vous, que souhaiteriez-vous?
Ne istersiniz, viski mi?
Alors, whisky?
Başka ne istersiniz, efendim?
Puis-je faire autre chose, maître?
- Ne istersiniz kızlar?
- Que prenez-vous, les filles?
Ne istersiniz?
Que voulez-vous?
Söyleyin bana, ne istersiniz?
Choisis toi-même.
Akşam yemeğine ne istersiniz?
Et pour le dîner?
Ne çeşit bir sigara istersiniz? Mesela...
Quel genre de cigare voulez-vous?
Ne içmek istersiniz? Brandy soda rica edeyim lütfen.
Je crois qu'un cognac avec seltz.
- Ne yapmak istersiniz?
- Qu'allez-vous faire?
Bu gece ne tür bir eğlence istersiniz?
Bien, et ce soir? Que pensez-vous des distractions?
Ne de olsa sizin himayenizdeki kişiyim. Kendimi geliştirmemi istersiniz, değil mi?
Je suis votre protégé, vous voulez que je m'améliore, non?
Kiminle tanışmak istersiniz? Ne yapmak istersiniz?
Qu'est-ce que vous aimeriez faire?
Ne sormak istersiniz?
Posez vos questions.
- Ne zaman başlamak istersiniz?
- Quand aimeriez-vous commencer?
Yemekte ne yemek istersiniz?
Vous voulez manger quoi?
Ancak kızınızın mutluluğunu benim ellerime bırakmayı düşünmeden önce eminim ki hakkımdaki her şeyi bilmek istersiniz.
Avant que vous ne me jugiez digne de faire le bonheur de votre fille... je suis sûr que vous voudrez avoir des renseignements sur moi.
Ve simdi bayim... fiyati konusmaya baslamadan önce, tam olarak ne zaman... kusu bana iletebilir veya iletmek istersiniz?
Avant de parler chiffres, quand pourrez-vous ou consentirez-vous à me le remettre?
Ne çeşit bir baston istersiniz?
Quel genre de canne désirez-vous?
Ne istersiniz Albay?
Et pour vous, Colonel?
- Ne istersiniz? - Sert bir brandy!
- Si tu avais frappé plus vite, tu ne les aurais pas vus.
Ne söylemek istersiniz?
Qu'avez-vous à dire?
Davaya hazırlanmak için çok az vaktiniz oldu. Ne gibi kolaylıklar istersiniz?
Quelles sont vos requêtes?
- Ne zaman başlamak istersiniz?
- Vous commencez quand?
Dosyaları ve polislerden uzak tutmak istersiniz diye Eels'in cesedini alacaksınız.
Vous aurez les documents et le corps si vous ne voulez pas que ça aille aux flics.
- Ne çalmamı istersiniz?
- Que dois-je jouer?
Küçük hanım, geleceğinizle ilgili ne bilmek istersiniz?
Vous voulez connaître votre avenir?
Ama gerçekler çarpıtılıp Hollywood gazetecilerinin eline geçmeden, belki de olayların gerçek yüzünü, gerçeği öğrenmek istersiniz.
Mais avant d ; entendre des récits déformés et outranciers, avant que les échotiers de Hollywood ne s ; en emparent, vous aimeriez peut-être connaître les faits, toute la vérité.
Ne içmek istersiniz?
Que voulez-vous?
Törenin ne zaman gerçekleştirilmesini istersiniz? Eğer sizin için uygunsa saat altı civarında olabilir. - Kesinlikle, kesinlikle.
Pour sauver mon pauvre garçon, si innocent et confiant, des machinations d'une femme, rien ne m'arrêtera.
- Bunu benden nasıl istersiniz...
- Je ne peux pas me permettre...
Ne içmek istersiniz? Senin için alacağım.
Que boirez-vous?
Eh, ne yapmak istersiniz?
Qu'est-ce que tu veux faire?
Bu sefer ne üzerinde denemek istersiniz?
Sur quoi l'essaie-t-on ce coup-ci?
Tatar bayan, benden kahramanımıza ne yapmamı istersiniz acaba?
La femme tartare, que voudrait-elle que je fasse de son héros?
Ne kadar istersiniz?
Combien tu veux?
Ne kadar istersiniz?
Combien d'argent tu veux?
Ne dediniz? Tavuğunuz nasıl kızarsın istersiniz, diye sormuştum.
Je vous demande comment vous aimez le poulet.
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istiyorsun 3273
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17