Nefes kesici translate French
306 parallel translation
İddia makamının sunduğu kanıtlar da alaycılığı kadar nefes kesici olsaydı ki bunu kendi tanıkları ile içi boş iddialarını desteklemekteki başarısızlığını jüriden gizlemek için kullandığını öne sürüyorum...
Les sarcasmes du procureur veulent faire oublier l'inanité des témoignages qu'il a produits et qui n'ont laissé à l'accusation que des trous!
Nefes kesici, öyle değil mi, John?
Comme c'est beau!
Amazonlar ormanlarından gelen egzotik ateş kuşları, Nefes kesici amazon güzelleri geçidi.
Des oiseaux de feu des forêts de l'Amazone, d'une beauté à couper le souffle.
Bir İngiliz'in gözüyle bakarsanız, sırf büyüklüğü bile nefes kesici.
Pour nous, Anglais, son étendue nous étonne.
Ve terasın manzarası! Tam anlamıyla nefes kesici.
Et la vue de la terrasse est à vous couper le souffle.
Oh, Mitch. O sadece nefes kesici. Ben de aynı şeyi düşünüyordum sizin hakkınızda, tatlım.
Si mon avis a quelque poids, ce dont je doute, ça me plaît beaucoup ainsi.
O nefes kesici, muhteşem. Bugün ilk buluşmaları hakkında konuştuk.
Ces oursons ne feraient pas de mal à une mouche.
- Çok güzel, nefes kesici!
- C'est beau. Incroyable.
Neyse ki giyebileceğiniz yüzden fazla nefes kesici tuvaletiniz vardır.
Votre garde-robe est si fournie que vous aurez l'embarras du choix.
Gel hayatım. Manzara gerçekten nefes kesici.
Venez ma chère, la vue est admirable.
Gecenin nefes kesici ateşini sever
Il passera la nuit sur votre sein
Daisy, önümüzde nefes kesici bir macera var.
Nous avons une aventure à vivre.
Nefes kesici eşinizin adı nedir acaba? Durun.
Et quel est le nom de votre- - ravissante femme?
Bu nefes kesici gizemli vadi İsa'nın doğuşunu takip eden 2000 yıl boyunca, birçok yerli kabileye yuva oldu.
Cette vallée étoufante et secrète a été habitée par des tribus indiennes l ´ une après l ´ autre, presque sans interruption, pendant 2.000 ans depuis la naissance du Christ, plus longtemps que tout autre endroit en Amérique du nord.
Nefes kesici!
Incroyable!
Burada gözleriniz nefes kesici güzellik karşısında bayram edebilir fakat mideniz için, görünürde hiçbirşey yoktur.
L'œil se régale de ce spectacle à couper le souffle... mais pour la bouche il n'y a rien.
- Nefes kesici!
- Non, épatant!
Nefes kesici!
C'est à couper le souffle.
Onları, balkonunuzun ya da manzara pencerenizin nefes kesici görüntüsüne davet edin.
Faites-leur partager la vue saisissante de votre balcon.
Nefes kesici. - Eviniz.
Très jolie... la maison.
Kesinlikle nefes kesici olabilir.
La vue est vraiment superbe.
Ama nefes kesici bir maceradan sonra yaşam karaya çıktı.
Mais dans un grand élan, elle s'aventure sur la terre ferme.
Ünlü isimler, nefes kesici hanımlar, çarpışan arabalar benim gibi süperstarlar.
Des noms célèbres, des femmes sublimes, des voitures qui s'écrasent... des superstars... comme moi.
Ekranlarını yeni açanlar için hemen belirteyeyim,... görmüş olduğunuz görüntüler, sizlere uydu aracılığıyla... canlı olarak ulaştırıyoruz. Nefes kesici! Bugün Özgürlük Gününün birinci yıldönümü.
Je signale aux téléspectateurs qui prendraient l'émission en cours, que ces images leur sont transmises par satellite de Virgin, où un feu d'artifice illumine la nuit pour le premier anniversaire de la libération du jour où les Visiteurs ont été définitivement chassés de la Terre.
Belki de sen bize... böylesine büyülü, nefes kesici bu olayın nasıl gerçekleştiğini anlatabilirsin?
Pouvez-vous nous dire ce qui est à l'origine de cet inoubliable spectacle?
Memnun oldum. Nefes kesici bir şey olmalı.
Quelle percée dans le monde de l'art!
Nefes kesici.
C'est époustouflant.
Gerçekten. Nefes kesici.
Époustouflante.
ve pizzadan kafasını kaldırıp, nefes kesici sesiyle, şu şarkıyı söyledi.
Et il a levé les yeux de sa pizza et l'haleine parfumée au salami, il m'a chanté :
Her oda bir diğerinden daha nefes kesici.
Les pièces sont plus époustouflantes les unes que les autres.
Nefes kesici.
C'était émouvant.
Nefes kesici!
- C'est à vous couper le souffle!
Kesinlikle nefes kesici!
Je vous félicite... Quel souffle héroïque!
Çünkü bir detektife bu sayılar... Şey, onlar nefes kesici.
Pour un officier de police, ces chiffres, c'est un bonheur!
Ve nefes kesici.
C'est à couper le souffle!
Oh, nefes kesici!
C'est époustouflant.
A noktasında yarışacak yarışmacıların nefes kesici bir gösteri sunacaklarını tahmin ediyoruz.
Les surfers de la catégorie A sont normalement les meilleurs. .
Büyük, nefes kesici metal heykeller yaptı.
Ses sculptures en métal étaient d'une beauté à couper le souffle.
Ama bu nefes kesici
Oh, c'est suffocant!
Bunu söylediğim için umarım kızmazsınız ama kızınız nefes kesici.
Permettez que je vous dise... elle est à couper le souffle.
Hazır olun, bayanlar. Nefes kesici Bang Bang Bart şovuna hazırlanın.
Mesdames, préparez-vous à craquer pour Bang-Bang Bart.
Yeraltı mezarları, nadir görülen, nefes kesici bir taş olan jevonitten yapılmış, hayal edilemeyecek güzellikte eserler içeriyor ;
Ils renfermaient des merveilles taillées dans de la jévonite, une pierre d'une beauté à couper le souffle.
Nefes kesici.
C'est ahurissant.
Nefes kesici mi?
Sublime?
Evet, gerçekten nefes kesici.
Il est sublime.
O bebeğin nefes kesici olduğunu düşünüyorsa kim nefes kesici değildir ki?
S'il trouve que ce bébé est sublime, qui n'est pas sublime?
Doğrusunu söylemek gerekirse, Dr. Pfeffer bir bebek için "nefes kesici" kelimesini kullanmanız bana garip geldi.
A vrai dire, Dr Pfeffer, j'ai été surprise d'entendre l'expression "sublime" pour décrire un bébé.
- Nefes kesici.
Immensément.
Nefes kesici!
- À couper le souffle.
Nefes kesici olmuş. - Kimin aklına gelirdi ki, onun- -?
Elle est à couper le souffle.
Nefes kesici bir kadın, değil mi?
Elle était à couper le souffle, n'est ce pas?