Olduğunu söyleyin translate French
914 parallel translation
Hayati olduğunu söyleyin, çünkü Dr. Ranger'ı bulamıyorum. Teşekkürler.
Dites lui que c'est vital et que le Dr Ranger est injoignable Merci
Ona Dr. Pretorius'un çok gizli bir hayati mesele için buraya geldiğini ve bu gece onunla yalnız görüşmek zorunda olduğunu söyleyin.
Dites-lui que le Dr Pretorius est là pour une affaire grave et confidentielle et qu'il doit le voir seul, ce soir.
Gelmek zorunda olduğunu söyleyin.
Ces guerres sans fin mènent toutes au brigandage.
Aslında, tefeci dükkanındakilere kızın burada olduğunu söyleyin.
Dites aux tenanciers du mont-de-piété qu'elle est ici.
Bir dakika. Bunun ne olduğunu söyleyin.
Pouvez-vous me dire ce que c'est?
Onlara aynısının bende de olduğunu söyleyin.
Et dis-leur que je prendrai la même chose
Sadece müdaafa olduğunu söyleyin belki kendinizi kurtarabilirsiniz.
Dites seulement qu'on vous a forcé et, peut-être, vous vous sauverez.
Johanna'yı isteyin ve ona Klara için bir mesajınız olduğunu söyleyin.
Dites que vous avez un message pour Klara.
Madem öyle, yardım edin bana. "Christopher" ın kim olduğunu söyleyin.
Dis-moi ce que signifie "Christopher".
Bay Brewster'a gelmek üzere olduğunu söyleyin.
Oui. Dites à M. Brewster qu'il monte tout de suite.
Şu mektubun Suzumara'dan olduğunu söyleyin yeter.
- Non. Donnez-lui cette lettre de Suzumura.
Affedersiniz Doktor Watson, bana Bay Holmes'un silahlı olduğunu söyleyin.
Dr Watson savez-vous si M. Holmes est armé?
Lütfen nerede olduğunu söyleyin.
Je vous en prie, dites-moi où il se trouve.
Onlara acelem olduğunu söyleyin. Hem de çok acele.
Dites-leur que c'est pressé.
Ona göstermek istediğim bir şey olduğunu söyleyin.
- J'ai quelque chose à lui montrer.
Parçaları sattığınızı ve parasının burada olduğunu söyleyin.
Dites-lui que c'est vendu et qu'il peut venir chercher l'argent.
- Bana Lime'ın nerede olduğunu söyleyin.
Où est Lime? Je l'ignore.
Uzaylı hakkında olduğunu söyleyin.
Ça concerne l'homme de l'espace.
Ama şu andan itibaren, bu adam hakkında bildiğiniz her şeyi ve dün gece tam olarak neler olduğunu söyleyin.
Dites-moi exactement ce que vous savez de cet homme et ce qui s'est passé.
Şimdi o adamı öldürdüğünüzü itiraf edin. Kendinizi savunurken olduğunu söyleyin.
Vous dites avoir tué cet homme en état de légitime défense.
Mahkemeye bunların kim olduğunu söyleyin lütfen.
Dites les noms.
Dedi ki : " Madge'e önemli olduğunu söyleyin.
" Dites à Madge que c'est important.
Yarbay Timmer'ın apandisit sıkıntısı olduğunu söyleyin Yüzbaşı.
Capitaine, dites-leur que le colonel Timmer a une appendicite.
Hasta, aklını kaçırmış olduğunu söyleyin.
Dites-leur qu'il est... devenu fou.
Batan destroyeri anlatırken 30 derece 20 dakika enlemi 45 derece 15 dakika boylamı olduğunu söyleyin.
Parlez-leur du destroyer... coulé à 30 degrés, 20 minutes de latitude... 45 degrés, 15 minutes de longitude.
Sacramento hatlarının sürekli meşgul olduğunu söyleyin ve hâlâ denememi istiyor mu sorun.
Dites-lui que les lignes de Sacramento sont encore occupées. Demandez-lui s'il faut que je continue d'essayer.
Yemeğin başka biri için olduğunu söyleyin.
Dites-lui que le souper est pour quelqu'un d'autre.
Sorunun ne olduğunu söyleyin. Ne söylediklerini öğrenin.
Expliquez-leur le problème, et voyez ce qu'ils ont à dire.
Her şeyin yolunda olduğunu söyleyin.
Dites-lui que ça va.
Ona benim evli Olduğumu, kocamın yüksek rütbeli bir devlet memuru olduğunu ve onun ağzını burnunu kırmaya hazır olduğunu söyleyin.
Dites-lui que je suis une femme mariée que mon mari est membre du gouvernement, et qu'il est tout à fait capable de lui casser ses belles dents.
Hadi, bir de suçsuz olduğunu söyleyin.
Dites qu'il est innocent si ça vous chante.
Nasıl olduğunu söyleyin, olur mu?
Dites-nous comment elle va.
Acil bir durum olduğunu söyleyin.
Dites-leur que c'est urgent.
François'ya laboratuarda ihtiyacım olduğunu söyleyin ve hemşirenin engellemesine izin vermeyin.
Dites à François qu'on a besoin de lui au laboratoire. Que l'infirmière le laisse.
Çok haklı olduğunu söyleyin.
Dites-lui qu'elle a bien raison.
Bunun bir kaza olduğunu söyleyin lütfen.
C'est un accident.
Lütfen kim olduğunu söyleyin.
Je vous remercie.
- Tamam. Ve Doktor Chilton'a arabanın hazır olduğunu söyleyin. Tamam.
Dites au Dr Chilton que la voiture est prête.
Bize amacınızın ne olduğunu söyleyin.
Dites-nous ce que vous voulez.
Lütfen iyi olduğunu söyleyin.
Dites-moi qu'elle va bien.
Onu görürseniz atının Chuy Medina'da olduğunu söyleyin!
Si tu le vois, dis-lui que Chuy Medina a pris son cheval!
Karımın nerede olduğunu söyleyin!
Préfériez-vous tout ignorer?
Bay Stevens'a, nişanlısı ve kayınpederinin burada olduğunu ve birazdan onu görmek için yukarıda olacaklarını söyleyin.
Dites à M. Stevens que sa fiancée est avec son père et qu'elle descend le voir.
Lütfen gelenin Matabei Unno'nun oğlu olduğunu tekrar söyleyin.
Dites-lui encore que je suis le fils de Matabei Unno.
Ona, bir kaza olduğunu ve Bay Hammond'un öldüğünü söyleyin.
Hammond est mort dans un accident.
Uyandığında, çok şanslı bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyin ona.
Quand il se réveillera, dites-lui qu'il a beaucoup de chance.
Mutemetten çaldığı paranın onda olduğunu bildiğimi söyleyin!
Dites-lui que je sais qu'il a l'argent, volé à l'officier-payeur!
Ona, Sidney Winant'ın buraya geldiğini söyleyin... Danny'nin Las Vegas'ta olduğunu biliyor.
Dites-lui que Sidney Winant sait qu'il est à Las Vegas.
Söyleyin bakalım, kardeşinizin davranışlarında gariplik olduğunu ne zaman fark ettiniz?
Quand avez-vous remarqué pour la 1ère fois quelque chose d'anormal... dans le comportement de votre frère?
Bunun uygunsuz olduğunu biliyorsun. Şimdi gerçek sebebini söyleyin.
Dites-moi la vraie raison de cette démarche.
- Bana neye ihtiyacınız olduğunu söyleyin.
Dites-moi ce qu'il vous faut...