Söyleyin bakalım translate French
246 parallel translation
Söyleyin bakalım, temiz ve iyilik yolundan sapılmamış bir hayat mı sürdünüz?
"Dites-moi, êtes-vous restées propres et honnêtes?"
Öyleyse söyleyin bakalım Sör John.
Parlez donc, Sir John.
Söyleyin bakalım. İsminiz ne?
Comment vous appelez-vous?
Söyleyin bakalım, sizin derdiniz ne?
Qu'est-ce que vous avez?
Söyleyin bakalım bay Marlowe, daha önce çok şey yazdınız mı?
Avez-vous beaucoup écrit?
Söyleyin bakalım, bu kavganın sebebi ne?
Dites-moi ce qui se passe. - Il a tué le poulain.
Söyleyin bakalım, kardeşinizin davranışlarında gariplik olduğunu ne zaman fark ettiniz?
Quand avez-vous remarqué pour la 1ère fois quelque chose d'anormal... dans le comportement de votre frère?
Söyleyin bakalım ikinizin ne işi var burada?
Que faites-vous par ici?
Söyleyin bakalım sert adamlar, savaş oyununuz bu mu?
Alors, les durs? On joue à la petite guerre?
Söyleyin bakalım Bay Miller davetsiz misafirlerinizi nasıl yatırmayı düşünüyorsunuz?
M. Miller, comment comptez-vous nous loger?
Söyleyin bakalım bu bir minyatür mü yoksa oyuncak mı?
C'est un modèle réduit ou un jouet?
Söyleyin bakalım, dolu musunuz?
Dites-moi, vous êtes prise?
Pekâlâ söyleyin bakalım. Bu sefer kim kimi öldürmüş?
Qui a tué qui cette fois-ci?
Söyleyin bakalım hangisi...
Où voulez-vous aller?
Tamam, söyleyin bakalım.
Bon, allez-y.
Söyleyin bakalım, doğum yeri ve tarihi?
Date et lieu de naissance?
- Söyleyin bakalım.
Je vous écoute.
- Siz söyleyin bakalım?
Racontez-moi tout.
Sorduklarında ne cevap vereceğim? "Söyleyin bakalım, efendiler hanımlarımızı kurşunlardan niye koruyamadınız?"
Qu'est-ce que je répondrai quand on me dira - alors, les hommes, vous n'avez pas su les garder des balles, nos mamans?
Söyleyin bakalım, sevgili yavrum, adınız nedir?
Dites-moi, quel est votre nom, s'il vous plaît?
Söyleyin bakalım, kim bu adam?
De qui s'agit-il?
Bir şeyler söyleyin bakalım.
Chante-là moi.
Tamam, söyleyin bakalım. Neler oluyor?
Pourquoi ces questions?
Hanımlar beyler, söyleyin bakalım. Nasılsınız?
Mesdames et messieurs, comment allez-vous?
Hanımlar beyler, söyleyin bakalım.
Mesdames et messieurs, criez-le!
Söyleyin bakalım size nasıl yardım edebilirim?
En quoi puis-je vous aider?
Söyleyin bakalım, sorun ne?
Quel est le problème?
- Söyleyin bakalım... Sizce Peder Lowe neden kurt adam oldu?
- Alors, expliquez-moi... comment Lowe est devenu un loup-garou.
Pekala. Döndürelim şöyle ve ne olduğunu söyleyin bakalım.
Tourne et retourne et devine la bibine.
Söyleyin bakalım buralarda ne yapıyorsunuz?
Vous allez me dire ce que vous faites par ici?
Söyleyin bakalım çocuklar...
Dites, les gars...
Bir ara hava alayım diye balkona çıktım. Karşıdaki terasta bir adamın alevler içinde kaldığını gördüm. - Söyleyin bakalım, büyük patron siz misiniz?
A un moment, je me trouvais à prendre l'air sur le balcon, je vois le type sur la terrasse d'en face, une torche vivante que c'était Eh dites, c'est vous le grand chef?
Söyleyin bakalım dostlarım, Elsinore'a ne yapmaya geldiniz?
Que venez-vous faire à Elseneur?
Hadi hadi, söyleyin bakalım.
Allons, parlez
Söyleyin bakalım, bu lanet adam neye saygı duyar?
Ce sale menteur d'italien! Qu'est-ce qu'il peut bien respecter?
Haydi söyleyin bakalım, kime güveneyim ben?
Alors, dites-le-moi : lequel puis-je croire?
Söyleyin bakalım. Neden büyükannenizle yaşamak istiyorsunuz?
Pourquoi voulez-vous vivre avec grand-mére?
Öyleyse beklemeliyim. Bu arada, Şarlatan Hekim beyimiz söyleyin bakalım sizce daha ne kadar dayanırım?
À propos, Toubib, dites-moi franchement combien de temps je peux encore tenir?
İyi bir sebep söyleyin bakalım!
Quoi? Donnez-moi une bonne raison.
Şimdi söyleyin bakalım... bu hangi renk?
Dites-moi : ça, c'est quelle couleur?
Şimdi söyleyin bakalım bu hangi renk?
Et maintenant, dites-moi : ça, c'est quelle couleur?
Pekala, söyleyin bakalım, bu çok mu şirin?
Dites-moi si c'est pas mignon :
Şimdi, söyleyin bakalım Dr. Nick'e, bela nerede?
Racontez au Dr Nick ce qui ne va pas.
Söyleyin bakalım, niye bir karavan satın aldınız?
Gordon et Donna. Qu'est-ce qui vous a poussés à acheter un mobile home?
Söyleyin bakalım, okuldaki en büyük baş belası öğrenci kim?
Dites-moi, à votre avis, qui est l'élève la plus turbulente de ce lycée?
- Mahkumunuza söyleyin, bana hakaret etmesin. - Bir dene bakalım hele. - Benimle gel.
Inspecteur, dites au prisonnier de ne pas m'insulter.
Polis bana, bunu yapması için bir sebep varsa söyleyin bir bakalım dedi.
Si elle avait une raison de l'avoir fait, ça serait pris en compte. L'agent me l'a dit.
Şimdi söyleyin bakalım.
Explique-moi.
Söyleyin bakalım!
Videz votre sac!
Söyleyin bakalım.
Dites-moi.
- Söyleyin bakalım, Hazretleri!
Je ne suis pas chef de secte!
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım şimdi 17
bakalım burada ne var 21
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım şimdi 17
bakalım burada ne var 21
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39