English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Olmustu

Olmustu translate French

8,405 parallel translation
Buralarda bir bebek görmeyeli uzun zaman olmustu.
Ça fait longtemps que personne n'a vu de bébé par ici.
- Fevkalade olmuştu. - Daha fazla?
- Et bien, c'était super.
Uzun zaman olmuştu!
Ça fait super longtemps.
- Aynen! Bu... Biliyorsun üç yıl olmuştu?
C'est dans trois ans.
Dünya daha iyi bir yer olmuştu.
Le monde était meilleur.
Uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps!
Rahibe de olmuştu. İki kere.
Et bonne sœur, à 2 reprises.
Artık bir minibüs değil. Kabir olmuştu.
Ce n'est plus une camionnette, c'est un sépulcre.
- Benim zamanımdan çok öncesinde olmuştu.
- C'était avant que je vienne au monde
En son 100 yıl önce olmuştu.
Récemment, à peu près il y a 100 ans.
Kağıt üzerinde, Pablo en fazla kâr eden taksi şirketinin sahibi olmuştu.
Pablo a eu la société de taxis la plus rentable de tous les temps.
Halkın televizyonlarına girmişti ve ailelerinden biri olmuştu.
Sa présence sur les écrans télé de chaque foyer transcendait les classes.
Çok etkili olmuştu.
Très efficace.
Ama en sonunda epey fena biri olmuştu.
Mais il a fini par devenir un petit gars assez solide.
Denizci de tam o gece savaştan evine döndü, bütün ailesi yok olmuştu.
Et le Marine? Merde, il est rentré cette nuit-là, après la guerre, toute sa famille était morte.
Bir kere başarısız olmuştu zaten.
Elle a failli à cela par déjà une fois.
Benim ilk müvekkilim olmuştu.
Il a été mon premier client.
Her zaman yanımda olmuştu.
Il a toujours été là pour moi.
Stan'ın işte başına bir kaç talihsiz olay geldi. Karen'ın son hamileliği zor olmuştu.
Stan a eu quelques coups durs dans son affaire.
Nöbete gitmeden önce bir görüşü olmuştu.
Il a eu une vision après sa crise.
Bendeniz için epey bir sürpriz olmuştu.
Quelle grosse surprise pour ma pomme.
Kız kardeşim benim için hep bir utanç kaynağı olmuştu.
Ma sœur a toujours été un brin embarrassante pour moi.
Onu durdurmaya çalıştım ama çok geç olmuştu.
J'ai essayé de l'arrêter... mais il était trop tard.
Arabanız tamir olmuştu.
Votre voiture était réparée.
William Henry Harrison bizim kahramanımız. Çünkü Indiana Eyaleti'nin ilk valisi idi. Aynı zamanda ABD Başkanı olmuştu.
Nous considérons William Henry Harrison comme un héros car il fut le premier gouverneur d'Indiana puis Président des Etats Unis.
Geçen sefer geldiğimde ceketimin üstü hep pastel olmuştu.
La dernière fois, j'ai trouvé un crayon fondu sur mon blazer.
Her şey çok hızlı olmuştu.
Ils étaient si rapides.
Benim kuzenlerimden ikisine de böyle olmuştu.
C'est arrivé à deux de mes cousines.
Ölüme her zaman bir ilgisi olmuştu.
Depuis toujours, il aimait la mort.
Yalan söylediğimde çok mutlu olmuştu.
Elle était si heureuse quand je lui ai menti.
- Daha iyi olduğum zamanlar olmuştu.
Ça va? - Ça a déjà été mieux. Oh non.
- Artie gideli ne kadar olmuştu?
Artie était parti combien de temps?
Whitehall'de bir eşin ilgisi olmayalı uzun zaman olmuştu ve bu da askerler ve bekarlar için aynı şekilde yuva olmadan önceydi.
Whitehall n'a pas eu de maîtresse de maison depuis trop longtemps. Et c'était avant d'héberger des soldats et autres célibataires.
- Sonra buraya geldin ve Carrie, Gordon'laydı ve çocukları olmuştu.
Et ensuite tu es venu ici et Carrie avait déjà Gordon et les enfants. C'est ça.
Gerçekten bu deni canlı hissetmeyeli çok uzun bir zaman olmuştu.
Cela fait déjà longtemps que j'ai quitté cette vie.
Onlar için olmuştu.
Ca a marché pour eux!
Peki ne olmuştu?
Que s'est-il passé?
Buralarda bir bebek görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps que personne n'a vu de bébé par ici.
Bir bebeği kucağıma almayalı çok olmuştu.
Ça fait longtemps que j'en ai pas tenu un.
Evet, bizim yüzümüzden olmuştu.
C'était nous.
Ne olmuştu?
Pourquoi?
LEDA için daha önce de bazı çabaları olmuştu.
Les supérieurs ont pris des actions sur LEDA avant.
2006'da bir hadise olmuştu.
Il y a eu un incident en 2006.
Fakat çok geç olmuştu.
" Mais il était trop tard.
- Bembeyaz olmuştu.
Et qu'il est tout blanc.
Arkadaşım olmuştu ve kendimi fena hâlde âşık olmuş buldum...
Il est devenu un ami, et... Je me suis retrouvée profondément amoureuse...
Amcama da aynısı olmuştu.
La même chose est arrivée à mon oncle.
Seni görmek güzel. Epey zaman olmuştu.
Content de te voir aussi.
Üç gün olmuştu ve hâlâ ne Jamie ne de Ian'dan hiçbir iz yoktu.
Trois jours, et toujours aucun signe de Jamie ou de Ian.
Evet, geç olmuştu ve seni uyandırmak istemedim.
Il était tard, et je ne voulais pas te réveiller.
Benim de olmuştu.
Moi aussi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]