Oynamak mı istiyorsun translate French
235 parallel translation
Daha çok örümcekçilik oynamak mı istiyorsun, Virginia?
C'est si amusant que ça de jouer à l'araignée Virginia?
Bunu bildiğin hâlde yine de benimle oynamak mı istiyorsun?
Je te dois plus que je pourrai jamais rembourser, et tu veux encore jouer.
Oynamak mı istiyorsun? Junior!
Tu veux jouer à ça?
Oynamak mı istiyorsun?
A qoui tu joues?
- Konuşmak mı, oyun oynamak mı istiyorsun?
- Tu veux discuter ou faire joujou?
- Oynamak mı istiyorsun Davey?
- Tu veux jouer?
Oynamak mı istiyorsun?
Tu veuxjouer?
Haydi evlat. Sert oynamak mı istiyorsun?
On fait sa coquette?
Oynamak mı istiyorsun?
Tu veux t'amuser?
Benimle bilardo oynamak mı istiyorsun?
Tu veux faire un billard avec moi?
Kağıt oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer?
Oyun oynamak mı istiyorsun?
C'est à ça qu'on joue?
- Oyun oynamak mı istiyorsun?
- Qui donc? - Vous voulez jouer?
- Oynamak mı istiyorsun?
- Tu veux jouer?
Burası karışık bir yer. Oynamak mı istiyorsun?
Charlie, je comprends rien à ce pays.
Tamam, pislik. Oynamak mı istiyorsun? !
OK, connard, tu veux te mesurer à moi?
Oynamak mı istiyorsun.
Tu me cherches?
Bu oyunu oynamak mı istiyorsun Timmy?
C'est ton tour. Tu veux jouer ce jeu?
Babayla oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer avec papa?
Oynamak mı istiyorsun?
Vous voulez jouer au spring-ball?
Kumar oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer?
- Oyun oynamak mı istiyorsun?
- Tu veux jouer?
Sert oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer au dur?
Babayla mı oynamak istiyorsun?
Tu veux jouer avec lui?
Wilhelm, anladığım kadarıyla oynamak için küçük bir tank istiyorsun.
Wilhelm, il paraît que tu veux un petit tank?
Oynamak mı istiyorsun? Desteyi getir.
Prends un jeu de cartes.
Bu sevkiyatın saldırıya uğrayacağı konusunda kumar mı oynamak istiyorsun?
Vous êtes sûr que ce convoi sera attaqué?
Madem oyun oynamak istiyorsun ben de oynarım.
Vous voulez jouer le beau héros noir? Alors, je joue le vilain blanc.
Hala kumar oynamak mı istiyorsun?
Tu as tout perdu?
Peki akıllı çocuk, oynamak mı istiyorsun?
Petit malin!
Bugün, birden fazla numarayla oynamak mı istiyorsun, tatlım?
Tu veux jouer un autre numéro?
Tekrar ördekler oynamak için babanı mı çağırmak istiyorsun?
Tu veux encore appeler ton père pour jouer aux canards?
Sessiz sinema mı oynamak istiyorsun?
On joue aux devinettes?
Gerçekten oyun oynamak istiyorsun demek tatlım.
Tu veux la vraie joujoute, hein?
Para kazanalım. Zarf için mi oynamak istiyorsun?
Allez, crevons l'abcès.
Oyun oynamak istiyorsun. Seninle oynayacağım.
Tu veux jouer au con?
Onunla oynamak mı istiyorsun?
Joue avec ça.
Tamam, aptalı mı oynamak istiyorsun?
Tu veux jouer les idiots?
- Oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer?
- Telefonla mı oynamak istiyorsun?
- Tu veux jouer au téléphone?
Oyun oynamak mı istiyorsun?
Tu veux jouer?
Saklambaç mı oynamak istiyorsun?
Tu veux jouer à cache-cache?
Bart, John Wilkes Booth'u mu oynamak istiyorsun, yoksa bir manyağı oynamak mı?
Bart, tu veux jouer John Wilkes Booth - ou tu veux jouer au satyre?
Oynamak mı istiyorsun, sürtük?
Sale pute.
Yemek yemek mi istiyorsun, yoksa poker oynamak mı?
[uncut] Tu veux manger ou jouer au poker?
Banyoya gitmek mi istiyorsun, yoksa poker oynamak mı?
Tu vas aux toilettes ou tu joues au poker?
Tamam, sert mi oynamak istiyorsun? Sert mi olalım?
Tu veux faire le dur avec moi?
Oyun mu oynamak istiyorsun? Tamam, haydi oynayalım!
Tu veux jouer?
Oynamak mı istiyorsun?
Ah, tu veux jouer?
Piç oynamak mı istiyorsun? Sana göstereyim.
Garce!
Belki o da oynamak istiyordur. Tatlım sen de mi oynamak istiyorsun, Julie ile çıkmak ister misin?
Chérie, tu veux rencontrer Julie?