Parmağım translate French
2,817 parallel translation
Orada küçük parmağımın tırnağından daha küçük elmaslar olduğunu biliyorum bir Porsche'tan daha değerli, değil mi?
Donc je sais que t'a des diamants plus petits que l'ongle de mon petit doigt et qui coûtent plus chers qu'une Porsche, ok?
Parmağım tetiğin üzerindeydi, ama yapmadım.
J'avais le doigt sur la détente, mais je l'ai pas fait.
Sen de konuşmamızı dinle de, bizim kodamanları nasıl parmağımda oynattığımı gör.
Pourquoi ne pas rester en ligne et écouter ces grosses queues trembler. D'accord.
Bir parmağımın ucunu kopardı ve yuttu.
Elle m'a arraché un bout de doigt, et l'a avalé.
İki parmağımla şu makas şeyini yaptım.
J'avais mis 2 doigts comme des ciseaux.
Tamam ama tek parmağımla yaparım.
Bon ok, je vais le faire avec un doigt.
Parmağımla alayım.
Et là. Je l'enlève.
Madem öyle gelip parmağımı koklasın.
Ben, dis lui qu'il pourra renifler ça s'il est chanceux.
Parmağımı ezme de
Bien au-dessus du cœur. Fais gaffe à mes doigts.
Ben senin yaşındayken, kendime Sergio Tacchini eşofmanı ve her parmağıma da kral yüzüğü almıştım.
Quand j'avais ton âge je m'étais moi-même acheté une veste Sergio Tacchini et un anneau Sovereigns à chaque doigt.
Bazen hâlâ parmağım varmış gibi geliyor.
J'ai même parfois l'impression que je sens encore mon doigt.
- Evet. - Parmağım sıkıştı. - Bakayım.
- Je me suis coincé le doigt.
Parmağım oraya sıkıştı.
Je me suis coincé le doigt.
Ayak baş parmağımı dışarı çıkardım.
J'ai avancé un pied.
- Niye 3 tane kahverengiye dönmüş parmağımız var?
Pourquoi trois doigts marrons?
- Parmağımı çek.
Tire mon doigt.
- Çünkü parmağımı çekmeyi reddettin.
- Tu m'as pas tiré le doigt.
burda oturup parmağımı emdiğimi mi sanıyorsun?
Je fais quoi, à ton avis?
Eğer izin vermezseniz, beni durdurmaya teşebbüs edebilirsiniz. Ancak bilmenizi isterim, takılır ya da düşersem, parmağım refleks hâlinde tetiği çekecektir.
Si vous ne le faites pas, vous pouvez m'arrêter, mais mon doigt appuiera par réflexe sur la détente, si je tremble ou si je tombe.
Olamaz... Gerçekten de Hightower'ın yaptığı şeyde parmağım olduğunu mu düşünüyorsun?
Honnêtement... tu ne crois pas que j'ai à voir avec ce qu'a fait Hightower ce soir?
Parmağımı takip et. - Ne oluyor?
- de suivre mon doigt.
Parmağımı doğru adrese koyduğumda Boden yardım etmedi ama tepki verdi.
Quand j'ai mis le doigt sur la bonne adresse, Boden a réagi malgré lui.
Parmağım terliyor, tetikten her an kayabilir.
J'ai les doigts qui transpirent, ils pourraient glisser.
Bak, Bill Cosby, Steve Martin Charlie parmağımı ısırdı videosu Michael Scott ve en aşağılarda da Todd Packer.
Bill Cosby, Steve Martin, Charlie Bit My Finger, Michael Scott, et pour finir, tout en bas, Todd Packer.
Küçükken ben de baş parmağımı emerdim.
Moi aussi, quand j'étais petit, je suçais mon pouce.
Dur, parmağımla kapatayım.
- Je vais cacher avec mon doigt. C'est bien.
Bir gün hafta sonu ne yaptığını umursayacak olursam ağzıma bir çifte sokup tetiğini ayak parmağımla çekerim.
Si vos week-ends m'intéressaient, je m'exploserais la tête avec un fusil à pompe.
Daha önce yaptığın bir şeyle ilgili gibi geliyor sanki, ama bu işe parmağımı sokmam.
Ça me rappelle une de tes mésaventures passées, mais j'arrive pas à mettre le doigt dedans.
Annen de seni kusturmaya çalışırken parmağımı boğazına soktum.
J'ai mis mes doigts dans ta gorge et ta mère t'a encouragée à vomir.
Parmağım jakuzinin fıskıyesine sıkıştı.
Mon pouce s'est coincé dans l'arrivée du jacuzzi...
Tamam, parmağım değil. Çüküm sıkıştı.
D'accord, c'est pas mon pouce C'est mon zizi.
Bunda benim bir parmağım olduğunu düşünmek isterim.
J'aime à penser que j'y suis pour quelque chose.
- Parmağımı kestim.
- C'est tranchant.
Parmağımı kestim ve kanıyor.
Je me suis coupé et ça saigne.
Bunu yıllardır parmağımdan çıkartmadım.
Ça fait un bail.
10 parmağım ve bir milyar dolarım var ama bu adamda daha fazla hareket var.
J'ai dix doigts et un milliard, et ce type a plus de succès.
Aynı el o gün parmağımı tutmuştu.
Cette même main qui a saisi mon pouce ce jour-là.
Parmağını kıçlarına mı sokacaksın?
Toi, tu veux leur botter le cul?
Bugün iş yerinde karşılaştığım manzara şu. Oturmuş öğle yemeğimi yiyordum ve adam, bir kızın vajinasına kaç parmağını sokabildiğinden bahsediyordu.
Il y avait ce mec au travail aujourd'hui, je m'étais juste assis là pour manger, et il a commencé à parler du nombre de doigt qu'il pouvait mettre dans une chatte.
Tamam, benim için parmağını oynatır mısın?
- Remuez vos doigts pour moi.
Yani eğer parmağını sürersen camlar pencerelerini sarsana kadar çığlık atarım. Plânımız da bu.
Vous touchez à un seul de mes cheveux, et je hurle à faire trembler les fenêtres.
Asılmayı sadece dört parmağınla mı öğrendin yoksa amcaların yarağını senin için tuttu mu?
Tu peux te branler avec quatre doigts? Ou tes oncles te tiennent la bite?
Yardımcım Titan'da sıkışıp kaldı, ve bu işte senin parmağın var.
C'est votre faute s'il est coincé là-bas.
Savaşmaya hazırdı, ben de o aptalın gözüne baktım - tek gözü vardı - ve ufak bir kedi yavrusu gibi parmağını emerek uyuyana kadar şarkı söyledim.
Il allait charger, alors j'ai regardé ce fou droit dans l'oeil, il n'avait qu'un oeil, et je lui ai chanté une berceuse pour dormir en suçant son pouce, prêt à mouiller son lit.
Sanırım az önce bana orta parmağını gösterdi.
Elle vient de me faire un doigt.
Parmağımı çek.
Tire mon doigt.
Parmağım çok kötü acıyor. Çok da tın!
C'est trop cool!
Acaba Bay Doğrucu'nun bu soygunlarda parmağı var mıydı?
- 100 dollars.
Parmağımı ancak bu kadar kaldırabiliyorum.
Je ne peux pas le redresser plus que ça.
Parmağını SMA'ya bastırır mısın?
Tiens l'artère mésentérique. Oui, je la tiens.
Parmağınızdaki beyaz kısım...
La marque sur votre doigt, là.