Ra translate French
22,197 parallel translation
Şimdi sıra sende.
À toi maintenant.
Kanıt olarak hatıra fotoğrafım var.
Et j'en ai la preuve en photo.
Savaş atlarını ahıra koy.
Mettez les chevaux dans les écuries.
Benimle her gün görüş. Sana sıra dışı işler ayarlarım.
Je trouverai bien de quoi t'occuper.
Bunu hak etti demiyorum ama hepimiz o yollardan geçtik, içki fazla kaçırılır peşi sıra bir şeyler olur, işler kontrolden çıkar filan.
"Je ne dis pas qu'elle vous a provoqué, " mais on connaît tous ça, un verre de trop. " De fil en aiguille, les choses dégénèrent.
Lütfen bana acı kaydıraçlarını sıfıra aldırdığını söyle.
Dis-moi que ton détecteur de douleur est à zéro.
"Butik" bir lobici için sıra dışı bir kavrama yeteneğin var.
- Vous êtes clairvoyant pour un lobbyiste d'agence spécialisée.
- Aktinitler! Yedinci sıra.
- Actiniderne. 7ième ligne.
Dördüncü sıra. Kim söyleyecek?
Passez à la 4ième période.
Kelle sende hatıra olarak kalabilir.
Vous pouvez garder la tête en souvenir.
Ölecek olmamızın yanı sıra.
À part le fait qu'on va mourir.
Sıra dışı şeyler yapalım bebek.
Soyons dingues, bébé.
Hayatta kalmasının yanı sıra su altında nefes alabiliyordu.
Non seulement, elle était vivante mais elle respirait aussi sous l'eau.
Oğlunuz sıra dışı, sebebini hiç merak ettiniz mi?
Ton fils est unique ; tu ne t'es jamais demandé pourquoi?
Afedersiniz burada bir sıra var!
Il y a la queue...
- Bu son derece sıra dışı.
Ceci est fort inhabituel.
Moğol olmayan birinin Moğol olmayan birini orlok yapması son derece sıra dışı.
Qu'un non-Mongol soit nommé Orlok par un autre non-Mongol, c'est tellement rare.
Bu yaşadığımız sıra dışı dönemde General Kasar'ın cesaretinin kırıldığı açık.
À l'évidence, le général Kasar est perturbé par ces temps fort inhabituels que nous vivons.
Sıra sende, keşiş.
À votre tour, moine.
Ahıra dogru, etrafını çevir etrafını.
- Va dans la grange.
Sıra dışı bir şekilde, ikinci pilot bölümü denemeye karar verdiler.
Mais étonnamment, ils ont demandé un deuxième pilote.
Çoğunlukla zapt etti ama ara sıra, mesela "Amok Time" ın sonundaki unutulmaz sahnede, Kirk'ü öldürmediğini anladığında sevimli bir "Jim!" anı yaşandı.
La plupart du temps, c'était contenu, mais de temps en temps, surtout à la fin de l'épisode "Amok Time", quand il comprend qu'il n'a pas tué Kirk, on l'entend dire avec douceur : "Jim!"
Evin önünden arabasıyla geçenler, park edenler, hatıra olsun diye çalılardan bir parça koparanlar, çimlerimi, yapraklarımı alanlar falan oluyordu.
Des gens passaient devant la maison, ils se garaient, arrachaient un bout d'arbuste en souvenir, ils prenaient de l'herbe ou des feuilles, peu importe.
Ara sıra dostlarımın hatırı için bir yerlerde oynuyorum ama genelde ailemle ilgileniyorum.
Je fais une apparition de temps en temps pour des amis, mais je m'occupe surtout de ma famille.
- Sıra bende. Sıra bende.
- À mon tour.
Beyler tek sıra olmanızı istiyorum.
Messieurs, mettez vous en file.
Rosa'ya çıkma teklif etmesi için oldukça çok kişi alacağız ama şimdilik randevu için hazır olana dek tek sıra halinde beklemenizi istiyorum.
On va essayer d'en faire passer le plus possible pour que vous puissiez demander à Rosa de sortir, mais pour l'instant, Il faut que vous restiez bien en ligne jusqu'à ce qu'elle soit prête à sortir
Sıra sende.
À ton tour maintenant.
Ama önce sıra sende.
Mais d'abord, c'est ton tour.
Hatıra için teşekkür ederim.
Merci pour l'héritage.
- Bunu sıra dışı bulan tek ben miyim?
- Je suis le seul à trouver ça bizarre?
- Sen her şeyi sıra dışı buluyorsun Alec.
- Tu trouves tout bizarre, Alec.
Mesleki konular için ara sıra, onu aramamı kasdediyorsan, evet.
Ai-je eu des raisons de l'appeler pour le travail?
Adli kanun korumasının yanısıra, sivil hak korumasına da sahip olmalısın.
La protection du civil doit s'ajouter à celle du pénal.
- Hatıra olsun.
- Comme un souvenir.
Bunu hatıra olarak sakla.
Gardez-le en souvenir.
Tüm kitapçıları bitirdiler sıra yazarlara da mı geldi?
Ils ont tué toutes les librairies et maintenant ils s'en prennent aussi aux auteurs?
Sıra sende.
Ok. A toi.
Şimdi sıra, Jesse'yi bizim sevdiğimiz ama onun nefret ettiği şarkıyı söylemesi için zorlamaya geldi.
Obligeons maintenant Jesse à chanter la chanson qu'on adore et qu'il déteste.
Gidip porno koleksiyonumuza biraz hatıra yerleştirelim.
Allons alimenter tes fantasmes.
Franny'in kıçı için sıra beklemekten daha fazlasıyla ilgilendiklerini düşünüyorum.
Il y a pas que le derrière de Franny qui les intéresse.
Hooli kartımı atmasam da ara sıra gelip arkadaşlarla çatıda takılsam olur mu?
Je peux garder mon badge Hooli? Pour traîner avec mes amis sur le toit.
Kendi mandıra çiftliğini işletiyor ve bir uygulama geliştiriyor.
Elle dirige sa propre ferme laitière, elle a inventé une application.
Evet, kocasını bir mandıra çiftçisi ile mastürbasyon yaparken yakaladı.
Il se branlait devant une fermière laitière.
Mike, sıra sende.
- D'accord.
Yalnız olduğum için OAB toplantılarıra geliyorum.
Je viens aux réunions parce que je me sens seule.
Sıra saklama konusunda berbatım ben.
Je suis vraiment pas doué pour garder les secrets.
- Oh, bu yüzden... sıra senin mi?
- C'est ton tour?
- Ara sıra kesişiyorlardır.
Parfois ils se croisent.
Ara sıra.
Occasionnellement.
Ara sıra beni sınarlar.
Ils me testent régulièrement.