Sayın savcı translate French
195 parallel translation
Günaydın, eldivenimin kusuruna bakmayın sayın savcı.
Excusez-moi si je garde mon gant, M. Le procureur.
Sorun mu var sayın savcı?
- Des ennuis?
Sayın savcı...
- M. le procureur?
Devam edin sayın Savcı.
Continuez, M. le procureur.
Sayın Savcı Kapanış konuşmasını yapabilirsiniz.
M. le procureur, faites votre plaidoyer.
- Hayır! Hayır! - Sayın savcı tanığı taciz ediyor.
Vous n'aviez rien à craindre avant de cacher le corps de Lucas, c'est ça?
Sayın Savcı, Sayın Başkan bir mahkûmun mütevazı çalışmasından aldığım ilham benim ve Montreuil kasabasının zenginleşmesini sağladı.
Celle du débarquement de l'empereur, 1er mars 1815. Relève ta manche!
Sayın Savcım pişmanlığımı ifade etmek için, doğru zamanı bekliyordum.
M. le procureur, le remords ne choisit pas son jour.
Sayın savcı, Miura'nın intiharı üzerine bir açıklamanız varmı?
- Des détails sur ce suicide?
Sayın savcı, saygılar sunarım.
Illustrissime Procureur! Tous mes voeux.
Sayın Savcım, siz de bir şeyler söyleyin.
Les Japonais ont torturé les Coréens.
Herkes hemfikir mi? - Lütfen devam edin Sayın Savcım.
Mais en vous écoutant, j'ai compris une chose :
Söz sizin Sayın Savcı.
Poursuivez, M. le Procureur.
" Sayın savcının dikkatine.
À l'intention de M. le juge d'instruction,
Sayın Savcı, lütfen Sophianos ile özel olarak konuşmama izin verin.
Monsieur le Procureur, puis je parler à Sofianos en privé... sous ma responsabilité?
Evet, sayın savcı.
Michael Corleone.
- Cesetle mi? Evet, sayın savcı.
Avec le corps, oui, M. Le procureur.
Bu taraftan, sayın savcı.
Venez, M. Le procureur.
Sayın savcı...
M. Le procureur.
Evet ama ben diyorum ki, "Hayır Sayın Savcı o hiçbir şey yapmamıştır, çok dürüst bir insandır."
C'est tout. - Moi, je dis au juge : " Mais non,
Evet dinliyorum. - Evet Sayın Savcı, hürmetlerimle.
Oui j'écoute Oui Monsieur le préfet, oui mes respects oui
Sayın Savcı.
Monsieur le procureur?
Bir şey söylemek istiyorum sayın savcı yardımcısı.
Sachez, Mme le Procureur...
Sayın savcı, başlayabilirsiniz.
Procédey, maitre.
Şimdi, belki Tom Turner uyurken başparmağını emen sayın savcının dediklerini yapmış olabilir.
Oui, Tom Turner a peut-être fait certaines de ces choses dont l'éminent avocat de la défense, qui suce son pouce en dormant, l'accuse.
Sayın yargıç, jürinin değerli üyeleri buradaki sanıkların savunma avukatı olarak müvekkillerimin, sayın bölge savcımızın düşündüğünün aksine, devlete ve onun herhangi bir görüşüne ihanetten yargılanmadıklarına işaret etmeliyim.
Comme avocat de la défense, je dois faire observer à la cour et aux jurés que mes clients ne sont pas jugés pour trahison d'une idéologie, comme notre estimé procureur le croit.
Sayın yargıç, bu adam savcı olacaksa, o zaman,... bu felaketi neden görmezden geldiğini de açıklamak zorunda.
M. Le juge, si cet homme continue à porter des accusations, on ne peut ignorer le rôle qu'il a joué dans ce désastre.
Sayın Eyalet Savcısı?
M. Le procureur?
Devam edebilirsiniz, Sayın Eyalet Savcısı.
Poursuivez, M. Le procureur.
Sayın Başkan, savcı tanıkları... iddianameyi okumadan mı sorgulayacaklar?
M. le président, le procureur va-t-il interroger le témoin sans même lire l'acte d'accusation?
Sayın savcı.
M. le procureur.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, kapanış konuşmamı kısa tutacağım. Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. Bu yüzden "suçlu" kararı mümkün olan tek sonuç olacak.
M. le président, messieurs les jurés, je serai bref car j'estime que le crime de Léonard Vole est si évident qu'un verdict de culpabilité est inévitable.
Sayın yargıcın bunu hatırlayacağından eminim. Ne de olsa savcılığı temsil edenlerden biriydiniz.
Vous vous en souviendrez, puisque vous représentiez l'accusation.
Sayın Kraliyet Savcısına, Rouen...
- " Jean Valjean, mon frère, je ne crois pas au pouvoir de l'argent. Mais celui-ci peut vous aider.. .. à devenir un autre homme.
Sayın yargıç, savcının tanığın ağzına tıkıştırdığı sözler için savunmanın bir şansı olmalı.
Votre Honneur, la défense doit avoir l'occasion de contester les mots que l'avocat général a fait dire au témoin.
Savcılığın ekleyeceği bir şey yok, Sayın Yargıç.
Le ministère public n'a rien à ajouter.
Sayın Savcım, bilinci yerine gelene kadar beklemeli miyiz?
Docteur, quel est le terme médical pour désigner cet état?
Sayın Savcı Kâtibi!
Regardez, ce que je touche, c'est son pied.
Sayın Savcım, Sayın Savcı Kâtibim düşünüyordum da,..
Non, ce n'est pas un rêve.
Sayın Savcım?
Je ne suis qu'un officier de sécurité.
- Bay Savcı. - Buyrun, Sayın Yargıç.
- Monsieur le procureur?
Sayın Hakim, savcılığın ilk delilini sunuyorum, bir çelik çubuk, gerilme gücü, 40 kilobar.
J'apporte au dossier la pièce à conviction A, un étalon acier. Résistance à l'attraction : 40 kilobars.
Sayın yargıç, savcı müvekkilimi suçlamaya başlamadan önce acaba bir anlaşma yapabilir miyiz?
Madame... avant que la partie adverse ne condamne... mon client, un procès s'impose.
Evet, Sayın Yargıç. Delilleri değerlendirmek... ve savcılığın iddialarının doğruluğunu araştırmak için.
Pour voir si les pièces prouvent réellement... ce que le procureur prétend.
Sayın Savcı.
M. le procureur...
- Savcılık delili, sayın hakim. - Kabul edildi.
- Pièce à conviction, M. le juge.
Savcılığın başka sorusu yok, Sayın Yargıç.
L'accusation a terminé.
Sayın Yargıç, Bayan Vito ve Bay Wilbur'un ifadeleri ışığında, savcılık bütün suçlamaları geri çeker.
À la lumière des témoignages de Mlle Vito et de M. Wilbur, nous demandons le non-lieu.
Sayın yargıç, savcılık Ralph Ferguson'u kürsüye çağırmak istiyor.
L'accusation appelle R. Ferguson à la barre.
- Sayın Yargıç, savcı müvekkilimi- - - Oturun Bay Vigoda!
Le Procureur...
Avukatlar liginde başarılı oldukça baş savcının ofisinde başarılı sayılacaksın.
Un super poste chez le procureur, s'ils ne ratent pas de match d'avocats.
savcı 50
savcı bey 21
savcılık 17
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
savcı bey 21
savcılık 17
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20