Sayın büyükelçi translate French
198 parallel translation
Sayın Büyükelçi.
M. l'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi geçiş izinleri sınıra kadar olan yolculuğunuzun güvenliğini sağlayacaktır.
Monsieur l'ambassadeur, ce passeport vous assure un voyage sans encombre.
Hayır, bu yarışta benim atım yok sayın büyükelçi.
Mon cheval n'est pas dans cette course.
İçeri buyurun sayın büyükelçi. Gelin Therese.
Entrez, Excellence.
Eminiar'a hoş geldiniz, Sayın Büyükelçi.
Bienvenue sur Eminiar, M. L'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, olması gereken yüzünden gerçekten üzgünüm.
M. L'ambassadeur, je regrette profondément ce qui doit se passer.
Bu doğru, Sayın Büyükelçi.
C'est exact, M. L'ambassadeur.
- Sayın Büyükelçi.
- M. L'ambassadeur.
- Tellariteli, Gav, öldürülmüş. Boynu kırılmış Sayın Büyükelçi, Spock'un tarifiyle tal-shaya şeklinde.
La nuque brisée à la manière de ce que Spock décrit comme le tal-shaya.
Sayın Büyükelçi, işte tekrar karşılaştık.
M. L'ambassadeur, on se retrouve.
Sayın Büyükelçi.
M. L'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, Bay Hull birazdan sizi görecek.
M. Hull va vous recevoir.
Sayın Büyükelçi'nin böyle bir şey yapması kesinlikle... - Peki ya siz, Henri Senechal misiniz?
Il est impossible... — Henri Sénéchal?
Devam edin, sayın Büyükelçi.
Continuez, Monsieur l'Ambassadeur.
Elçilik geçen sene de aynı böyle yüzlerce mektup almıştı Sayın Büyükelçi.
L'ambassade a reçu l'an dernier des centaines de telles lettres.
Hayır, sorun değil, sayın Büyükelçi.
Non, c'est pas grave, M. l'ambassadeur.
- Sayın Büyükelçi, Bay Horman.
- M. L'ambassadeur, M. Horman.
- Sayın Büyükelçi. - Günaydın.
- M. L'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, politika ile ilgim yok.
Je me fiche de la politique.
Sözümüzün arkasında duracağız Sayın Büyükelçi.
Nous tiendrons parole comme promis, M. L'ambassadeur.
- Burada olacağım Sayın Büyükelçi.
- J'attendrai ici, M. L'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, onunla yalnız konuşmak istiyorum.
M. L'ambassadeur, je voudrais lui parler seule.
Sayın Büyükelçi, bu Reagan olayı size bir sorun oluşturuyor mu?
le truc de Reagan vous pose un problème?
Sayın Büyükelçi bu adam bir hırsız.
M. l'Ambassadeur, cet homme est un voleur.
Sayın Büyükelçi, Kuzey Atlantikte yaklaşık 100 deniz taşıtınız şu an operasyon yapıyor.
L'Ambassadeur, vous avez presque 100 vaisseaux en opération dans l'Atlantique nord en ce moment même.
Savaşlar hep böyle başladı, Sayın Büyükelçi.
Des guerres ont commencé comme ça, Mr. l'Ambassadeur.
Bu korkunç bir trajediydi sayın büyükelçi.
Ca a été une terrible tragédie, Mr. l'Ambassadeur.
Sayın Büyükelçi Federasyon için yaptıklarınıza sonsuz saygım vardır, ama bu şekilde bir kovboy diplomasisine artık tolerans gösterilmiyor.
Ambassadeur, je respecte ce que vous avez réalisé au nom de la Fédération, mais cette... diplomatie de cow-boy ne sera pas tolérée davantage.
- Sayın Büyükelçi.
- Madame l'ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, ben sadece...
Madame l'ambassadeur, je ne suis que...
- Ne gitmiş Sayın Büyükelçi?
- De quoi s'agit-il, Mme l'ambassadeur?
Baylar, Sayın Büyükelçi.
Messieurs, madame l'ambassadeur.
- Sayın Büyükelçi...
- Madame l'ambassadeur...
Buyurun, elimi tutun Sayın Büyükelçi.
Par ici, donnez-moi votre main, madame l'ambassadeur.
Sayın büyükelçi!
- Oui. Emmenez vos hommes.
Lütfen Sayın Büyükelçi'ye tekrar ulaşmaya çalışın.
Essayez encore de joindre l'ambassadeur.
- Elbette, sayın büyükelçi!
- Oui, ambassadeur!
Bir saniye, sayın büyükelçi.
Un instant, ambassadeur.
Sayın büyükelçi...
Madame l'ambassadeur...
Sağ olun Sayın Büyükelçi.
Merci, M. l'ambassadeur.
Tekrar teşekkürler, sayın büyükelçi.
Merci, ambassadeur.
Simpsonlar, sizi Sayın Büyükelçi Averil Ward ile tanıştırmak istiyorum.
Voici notre ambassadeur, l'honorable Averil Ward.
- Evet, elbette biliyorum, sayın büyükelçi.
- Bien sûr, ambassadeur.
Sayın Büyükelçi, Korkarım ki haklıydım
M. L'ambassadeur, j'avais raison.
Sayın Büyükelçi enkazı inceliyordum ve bu astroidlerin göründüğü gibi olmadıklarına dair bazı rahatsız edici kanıtlar buldum.
J'ai analysé les débris et j'ai découvert que les astéroides ne sont pas ce que nous croyons.
Bu noktada Sayın Büyükelçi, Ne keşfetmiş olabileceğini bilemiyorum.
J'ignore ce qu'il a bien pu découvrir.
Aramak için harika bir an seçtiniz Sayın Büyükelçi.
Pourquoi cet appel, M. l'Ambassadeur?
İyi geceler Sayın Büyükelçi, iyi geceler.
Bonne nuit, M. l'ambassadeur.
Büyükelçi, nasılsınız? İyi sayılırım, efendim.
Ambassadeur, comment allez-vous?
Sayın büyükelçi, General Fujita ölmüş.
M. le Consul, le général Fujita est mort.
Sayın büyükelçi.
M. l'Ambassadeur, on a retardé le vol pour Moscou.
büyükelçi 309
büyükelçi g 26
büyükelçi mollari 30
büyükelçi kosh 23
büyükelçi delenn 26
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
büyükelçi g 26
büyükelçi mollari 30
büyükelçi kosh 23
büyükelçi delenn 26
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26