English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sağolun

Sağolun translate French

3,180 parallel translation
Sağolun, ben gelmeyeyim.
Non, merci.
Az pişmiş, acı soslu... biftek alayım, sağolun.
Je prendrai un steak, à point, avec sauce au poivre.
Sağolun.
Merci.
Yardımınız için sağolun efendim
Merci pour votre aide, monsieur.
Geldiğiniz için sağolun.
Merci d'être venus.
Yardımcı olduğunuz için sağolun.
Merci de votre coopération.
Beklediğiniz için sağolun.
Merci d'avoir attendu.
Çok sağolun.
Merci beaucoup.
Olur, sağolun.
Oui, merci.
Sağolun, ama ben içmem.
Non, merci, je ne bois pas.
Sağolun evet.
Merci, oui.
Herşey için sağolun.
Merci pour tout.
Bütün dansçılar ve herkes bu akşam buraya geldiğiniz için sağolun.
A tous ceux qui sont venus ce soir, les danseurs, merci.
- Sağolun Sayın Yargıç
- Merci, votre honneur.
Geldiğiniz için sağolun. Telefonda da söylediğim gibi, tüm tanıkların yazılı ifadelerine ihtiyacımız var.
Il nous faut une signature sur les dépositions de tous les témoins.
Ok, çok sağolun.elinizde iyi bir şans vardı şimdi.Dikkat edin.
OK. Merci beaucoup. Vous ratez quelque chose, faites gaffe.
- Onu eve getirdiğiniz için sağolun.
- Merci de... l'avoir ramené.
- Çok sağolun. - Hayır! Siz sağolun!
- Mais de rien, voyons.
- Yo, böyle iyiyim, sağolun.
Merci. - Bon, très bien.
Çok teşekkürler, sağolun.
Merci beaucoup. Merci.
Sağolun...
Merci.
- Yemek için sağolun. Mükemmeldi.
- Merci, le dîner était excellent.
Sağolun, Mrs. Tolchuck.
Merci, Mme Tolchuck.
Sağolun.
- Merci.
Hayır. Sağolun Bayan Navon. Bana burada iyi bakıyorlar.
Merci, Mme Navon, on s'occupe de moi.
- Ufaklık. - Geldiğiniz için sağolun.
Junior.
- Tanrı sizi kutsasın. - Sağolun.
Dieu vous bénisse.
Lütfen bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz. Sağolun.
Pouvez-vous nous laisser?
Sağolun, başka çilingir çağıracağım ben.
On va appeler un autre serrurier.
İkiniz de sağolun.
Merci à tous les deux.
- Yer tuttuğunuz için sağolun.
- Merci de m'avoir gardé un siège.
Bugün Amanda'nın gelmesine izin verdiğiniz için sağolun.
Merci de laisser Amanda venir aujourd'hui.
Sağolun, Bayn Trager.
- Merci, Mme Trager.
Eh, o zaman işe başlayalım. Sağolun.
- Alors, on devrait commencer.
- Sağolun
Merci.
Sorun değil, sağolun.
Ce n'est rien. Merci.
Babam kürsüdeyken, dışarıda bekleriz. Sağolun.
On attendra dehors quand il sera à la barre.
- Sağolun, bayan.
- Merci, m'dame.
- İyi dersler. - Sağolun.
Au revoir.
- Sağolun! Çok teşekkürler.
- Merci beaucoup.
Arkadaşımı ziyarete gelmiştim. Sağolun.
- Qu'êtes-vous venu faire?
Geldiğiniz için sağolun.
Merci à vous tous d'être venus.
Yardım için sağolun. Yardımınız için sağolun.
Merci pour votre aide.
Jeffersonian'a geldiğiniz için sağolun, Dr. Hopp. Henüz doktor değilim.
Merci de venir au Jeffersonian, Dr Hopp.
Hey, bu yeri görmemi sağladığınız için sağolun.
Merci d'être venu. Merci de m'avoir permis de voir cet endroit.
Sağolun, Bay Hickey.
Merci, M. Hickey.
Sağolun, efendim.
Merci, monsieur.
- Sağolun
- Merci.
- Sağolun, Bay Başkan Yardımcısı.
Merci, M. le Président.
Sağolun, efendim.
Merci.
- Evet, sağolun.
Oui, merci.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]