English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Seninki değil

Seninki değil translate French

350 parallel translation
Burada çekilen benim dişim, seninki değil! Evet.
C'est ma dent qu'on arrache, pas la vôtre.
Seninki değil, onunki.
Pas le vôtre, le sien.
Seninki değil, benimki!
Pas le tien. Le mien!
Mücadele etmek için tek yöntem seninki değil.
Votre manière de lutter n'est pas la seule.
Seninki değil. Hayır.
Elle n'est pas à toi.
Seninki değil. Benimki.
Ce n'est pas vous, c'est moi.
- Ama seninki değil.
Pas la vôtre.
Babamın doğum günü seninki değil.
C'est l'anniversaire de papa.
Bu adım seninki değil mi, Jake?
Pour toi, c'est une promotion, Jake.
Evet, ama seninki değil.
Les tiens, par contre!
Bak, bu seninki değil mi?
Regardez, c'est pas votre client, ça?
Seninki değil.
C'est pas le tien.
Bu yüzden, bir arkadaş olarak, sana onun kaderinin çoktan belirlendiğini hatırlatmak için buradayım. Seninki değil.
Alors en tant qu'ami, je suis venu vous rappeler que le sort de Mullibok est déjà scellé.
Benim cezam seninki kadar uzun değil Denizci.
Ma peine est moins lourde que la tienne.
Bu tesadüfen seninki olamaz, değil mi?
Ça ne vous appartiendrait pas?
Bu seninki olamaz, değil mi?
Il ne serait pas à vous?
- Sorun onun imzası değil hayatım. - Sorun seninki.
Il ne s'agit pas de la sienne, mais de la tienne.
Başkasının ne dediği umurumda değil! Seninki de! Seninki de!
Je me fiche de ce que vous dites.
Gergin değilsin, değil mi canım? Gergin değil. - Seninki sabahleyin beni aradı mı?
Mais pasteur Galsworthy... nous n'avons pas répété.
Seninki indirmeye gitmedi değil mi?
Ton ami n'est pas dedans?
İhtiyaç duyulan bir yetenek seninki gibi değil.
Je suis mitrailleur, bien plus utile à l'armée que ceux de ton espèce.
Hayır, öyle değil seninki bira satmaları için, vazgeçmelisin.
Non. Ou vous n'y renonceriez pas pour vendre de la bière.
- Seninki neden boyalı değil, çavuş? Karartma kurallarına uymamanın cezasını bilmiyor musun?
On risque gros si on enfreint les règlements.
Bu mahkemedeki davranışım eleştiri konusu değil ama seninki kesinlikle öyle.
Ma conduite dans ce tribunal n'est pas critiquable, et sûrement pas par vous!
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
Si je comprends bien, tu fais de la boxe comme moi je fais la vie.
Seninki Virgil, değil mi?
Votre prénom... c'est Virgil?
Seninki yedi dilek olayı, değil mi?
Vous êtes l'homme aux 7 vœux?
Bu harita seninki kadar ağır değil, ama asıl değerli olan bu.
Ce plan n'est pas aussi lourd que ta carte, mais c'est du concret.
- Seninki benimki kadar gösterişli değil.
- Il est bien plus joli que le vôtre.
Seninki kadar gelen gidenim olsa ben de eğlenirdim, değil mi?
Tu plaisantes? Je ne suis pas comme toi.
Seninki de fena değil.
- La tienne est bien aussi.
Seninki konuşma değil, Ivan Vassilyevich, laf salatası.
Quand vous parlez, Ivan Vassilievitch, vous avez l'air délirez!
Kısa çöpü çekeceksin dedim. Seninki kısa değil.
J'ai dit que tu tireras, pas que tu as la plus courte.
Tamam, baban sana öğretmişti. Herkesin babası seninki gibi değil.
Ton père a su t'apprendre, mais on ra pas tous des pères comme lui.
Bizimki değil, seninki.
Pas le nôtre, le tien.
Seninki bir tane değil Ne dedin sen?
- Quoi? - Enculé!
Kulakları seninki kadar büyük değil, Copper.
Ses oreilles sont plus petites que les tiennes.
Onunki de değil, seninki!
Vous!
Ama bu benim çantam değil! Seninki olmalı.
C'est pas mon sac, c'est le tien, Yo.
Fare gibi arama yapmak, tutanak tutmak sümüklüleri sorgulamak daha güzel bir hayat. En azından seninki gibi kımıl zararlısı hayatı değil.
- En tout cas c'est pas une vie de larve comme toi, comme eux la!
Kimsenin kamyonu seninki kadar temiz değil.
Votre camion est le plus propre de tous.
Seninki evde değil mi?
Il est pas rentré?
Adamım seninki bir inanç değil.
Ce n'est pas de la croyance.
- Seninki öyle, benimki değil.
Sur le tien. Pas sur le mien.
Benim görme yeteneğim seninki gibi değil.
Enfin, je vois pas comme toi.
Seninki bunlardan değil.
Vous n'en serez pas.
Herkesin annesi seninki gibi iyi değil.
Tout le monde n'a pas une mère comme la tienne Ne dis pas ça
Seninki şehrin tek kıçı değil.
Je lèche les culs que je veux Y a pas que le tien
Bizim için durum, seninki gibi değil.
Nous sommes très différents de vous.
Ve bizimki hiç te farklı değil. Benim odam veya seninki daha iyi olabilir.
Ce soir, je...
Benimki değil tabii, seninki, ihtiyar Çok güzel olacak
La tienne surtout Oui, j'en ai bien envie

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]