English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sevdim

Sevdim translate French

10,371 parallel translation
Seni hep bu yüzden sevdim.
C'est pour ça que je t'ai toujours aimé.
- Seni hep sevdim. - Hareket etme. - Yapma!
- Bouge plus.
Kötü bir babaydım ama seni hep sevdim.
J'ai été un mauvais père, mais je t'ai aimé.
Biraz fazla istikrarlı geldin dostum ve tarzını sevdim.
Celui-la est assez ferme... et j'adore ça.
Ayrıca, tüm bu leziz sosları getirmişsin. Şu sosu çok sevdim, itiraf edeyim.
J'adore cette confiture de Thousand Island, elle est délicieuse.
Sevdim.
J'adore.
Numaramı nerden aldın bilmiyorum ama bana mesajıp atıp, nerede buluşacağımızı söylemeni sevdim.
Je ne suis pas sûre de la manière dont tu as eu mon numéro, mais j'aime la façon dont tu as pris l'initiative et que tu m'as envoyé un texto l'endroit où tu veux que l'on se rencontre.
Siğilli ve beyaz olanları sevdim.
J'aime les blanches avec des verrues.
Mükemmel, sevdim bunu.
Parfait, j'adore ça.
- Sevdim bunu.
- J'adore.
Sevdim, sevdim!
J'adore!
Bunu sevdim!
- J'adore!
Saçını sevdim.
J'aime tes cheveux!
Seni ve çocukları hep sevdim.
Je vous ai toujours aimés, les enfants et vous.
Kardeşlerimi hep sevdim.
J'aimais mes frères et sœurs..
Onu sevdim evet.
Que, oui, je l'ai aimé.
Evet, o iyi. Aslında çok iyi. Ve bakıcısını çok sevdim.
Oh, oui elle va bien, très bien même, et j'aime beaucoup sa nounou.
Hem Rose'u sevdim ben, senin için iyi biri bence.
Puis, j'aime bien Rose. Elle est bien pour toi.
Ben yeni Sal'i sevdim.
Oh, j'aime la nouvelle Sal.
Sevdim O'nu.
Je l'adore.
Arkadaşlarını çok sevdim Neil.
J'adore tes amis, Neil.
- Kalacak mı? - Hayır, ben onu sevdim.
Une connaissance de la famille royale a dit qu'il m'amènerait dans la bibliothèque royale un de ces jours.
Teksas derken Sabine'yle Pasifik arasındaki tüm toprakları kastediyorum. Evinizi çok sevdim.
Et par le Texas, je veux dire le territoire entre la Sabine et le Pacific.
Sevdim bunu.
J'aime ça.
Sevdim ya.
J'aime ça.
Michael'i çok sevdim. Ama artık yok. Şimdi Bertie'ye aşığım.
J'adorais Michael, mais il n'est plus là et... je suis maintenant amoureuse de Bertie.
Bunu sevdim.
J'aimerais ça.
- Çok sevdim.
Voilà. Je l'adore.
İkisini de çok sevdim.
J'ai aimé les deux!
- Ben gösterini çok sevdim!
J'ai trouvé ça super!
Başka bir şey ise sanırım bu göz bantlarını sevdim.
À part ça, j'aime plutôt bien ce cache-oeil.
Han, avukat kılığını sevdim.
Han, j'adore ton costume d'avocat.
Saçını çok sevdim.
J'adore tes cheveux.
Bunu daha çok sevdim.
J'aime cette idée encore plus.
Hani, Burayı sevdim.
Je suis bien ici.
Onu şimdi daha çok sevdim.
Maintenant je l'aime encore plus.
Çok iyi. Bunu sevdim.
J'aime bien ça.
Setleri de her zaman çok sevdim.
J'ai toujours aimé les plateaux.
Bilirsin seni sevdim ve ikimiz çok iyi arkadaş olacağız.
Vous savez... Je crois que nous allons être de bonnes amies. Vous ne croyez pas?
- Sevdim, tuzlu. - Havyar gibi.
C'est comme le caviar.
Tamam, bunu sevdim.
Ça me plaît.
Onu sevdim.
Je l'aime bien.
Onu çok sevdim diye bana ne yapacağını görmek için burada kalacak değilim. Görüşmek üzere.
Je ne vais pas rester dans le coin pour découvrir ce qu'il va me faire parce que je l'aimais trop.
Walden seni oğlum gibi sevdim.
Walden... Je t'aimais comme un fils.
Bunları sevdim.
J'aime bien. C'est du bon.
- Sevdim bunu. Honecker bizimle birlikte...
Ça me plaît, Honecker qui signe un traiter de paix
Seni sevdim. - Ama sorulara cevap vermesi gereken kişi sensin. - Ve kimliğini ispatlaman gerekiyor.
Je vous aime bien, mais c'est vous qui devez répondre aux questions.
Bunu sevdim.
J'aime ça.
Bana gönderdiğin kekleri çok sevdim.
J'ai...
Ben sevdim.
Ma foi, j'aime bien.
Bunu daha çok sevdim.
Je préfère ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]