Söylemişti translate French
11,408 parallel translation
Ülkeden çıktığımızda Dışişleri Bakanlığı'ndan Bay Cooper, kendi ofisinin ve sizin ofisinizin kocamın naaşının bana iade edilmesi için elinden gelen her şeyi yapacaklarını söylemişti.
Quand nous avons quitté le pays, Mr Cooper du département d'État nous a assuré que votre bureau ainsi que le sien feraient tout ce qui est en votre pouvoir, pour que le corps de mon mari soit rappatrié.
Bu sabah uyandığımda e-postamda kongre üyesinin ofisinden bir şey bulacağımı söylemişti. Öğlen oldu.
Il me disait qu'à mon réveil, j'aurais des nouvelles par mail du bureau du Congrès.
Jeff Harper işinden nefret ettiğini söylemişti. Yani neden bunu yapsın ki?
Jeff dit qu'elle détestait ce poste, alors pourquoi faire ça?
Tara bana flört ettiğini söylemişti.
Tara m'avait parlé... de la drague.
Rhonda bu gece bana mesaj atacağını söylemişti.
Rhonda doit m'envoyer un mail.
Charlotte şeye ihtiyacımız olduğunu söylemişti.
Charlotte a dit qu'on avait besoin d'avoir un...
Charlotte, yeni ahırın sorunları ve boşluğa ait olan her şeyi temizleyeceğini söylemişti. Crotaoan da dahil.
Charlotte a dit qu'une nouvelle Grange ferait disparaître les Perturbations et tout ce qui appartient au Néant, y compris Croatoan.
Nathan bana herkesle vedalaştığını söylemişti.
Nathan m'a dit qu'il avait fait ses adieux.
Ve adli tabip o hapları saat 6 : 00'da içtiğini söylemişti.
C'est l'heure à laquelle le coroner a estimé qu'elle avait pris les cachets.
Uzun zaman önce karımda epilepsi hastalığı vardı. Ama doktor ilaçları kesmesinin sorun olmayacağını söylemişti.
Il y a longtemps, elle a eu une crise d'épilepsie, mais le docteur lui a dit qu'elle pouvait ne plus prendre ses médicaments.
Aslında ona kız kardeşini hatırlattığını söylemişti.
Elle disait que ça lui rappelait sa sœur.
-... bir dostu olduğunu söylemişti.
- tirant les ficelles.
Mickey'yi kovmayı düşündüğünü söylemişti.
Il disait qu'il prévoyait devirer Mickey.
Birisi Sangam'a iki kez gidilmesi gerektiğini söylemişti.
Quelqu'un a dit que Sangam se visite au moins deux fois.
Kahin böyle söylemişti
C'est ce que l'Oracle a prédit.
Oldu kahin Jason'a böyle söylemişti
Il est mort. l'Oracle l'a dit à Jason
Abdul amcası olduğunu söylemişti ama ben anlamıştım.
Abdul disait que c'était son oncle mais... On ne me la fait pas.
Bay Specter, yemin ederim bana Charles Barkley hayranı olduğunu söylemişti.
M. Specter, je vous jure qu'il m'a dit qu'il était un grand fan de Charles Barkley.
Annem elflerin çiftçi olduğunu söylemişti.
Maman disait que les elfes étaient des paysans.
Orada istediği şeyin olabileceğini söylemişti.
Il disait qu'il pourrait être tout ce qu'il voulait là-bas.
Kalbinin Amerika'da olduğunu söylemişti.
Il disait que son cœur se trouvait aux États-Unis.
Ayrılık zamanı gelince ağlayıp en güzel doğum günü olduğunu söylemişti.
Il a pleuré quand c'était le moment de se quitter. En disant que c'était le meilleur anniversaire qu'il avait jamais eu.
Luc bir meslektaşım ile buluşacağımı söylemişti?
Luc a dit que je rencontrerai un de ses collègues.
Bana ölürse bir gün, ölümünün sıkıcı olmasını istemediğini söylemişti.
Il m'a dit, "Si je meurs un jour, " je ne veux pas que ça fasse pitié. "
Ölümünün hayatı gibi olması gerektiğini söylemişti.
Il a dit qu'il voulait que sa mort soit comme sa vie.
Onu Danny Glover söylemişti.
Danny Glover.
Seninle tanıştığımız gece tanıştım onunla. Florida'lı olduğunu söylemişti.
Le soir de notre rencontre, il m'a parlé de la Floride.
Büyülü Orman'dayım yani Merlin buradan çok uzakta olamaz. Çırağı karanlığı bir tek onun yok edebileceğini söylemişti. O yüzden onu bulmaya gidiyorum.
Je suis dans la forêt enchantée à présent, ce qui signifie que Merlin n'est pas loin d'ici, et l'apprenti m'a dit qu'il peut détruire la noirceur, alors je vais le trouver.
Zekice bir replikti. Ama bu filmde aynı şeyi iki kez yaptı. Lucy'yi öldürdüğünde ve ondan önce de o yabankazını bulduğunda söylemişti.
Et là, il a sorti deux fois la même, une fois à Lucy, et une fois quand ils ont trouvé l'oie.
Usturagagalıların tepelerinde dolaşırkenki seslerini ağustos böceklerine benzettiğini söylemişti.
Il a décrit le son qu'ils faisaient en les encerclant comme celui que font les cigales.
Mirasıma sırtımı döndüğümü söylemişti.
Il disait que je tournais le dos à mon héritage.
Annesinin birkaç tane hap yuttuğunu, gözünü açmadığını söylemişti.
Elle a dit que sa mère avait pris des pilules et qu'elle ne se réveillait pas.
Metrodaki sapık satışlarımızın patlayacağını söylemişti.
Cette médium dans le métro m'a dit que mon entreprise exploserait.
O adamın karısı. Bir şey söylemişti.
L'épouse de cet homme a dit quelque chose.
Bize yardım edebileceğini söylemişti.
Il a dit pouvoir nous aider.
"Sen benimsin". New York'ta bana saldıran adam da aynen bunu söylemişti.
"Tu es à moi", c'est ce qu'a dit mon agresseur à New York...
Bana şans getireceğini ve moralimi düzelteceğini söylemişti.
Elle a dit que c'était un porte-bonheur et que je me sentirais mieux.
Carol, onlardan birini hakladığını ama cesedi bulamadığını söylemişti.
Carol a dit qu'elle en a eu un, mais elle n'a pas trouvé le corps.
Olaylar patlak verdiğinde kuzeye doğru gittiklerini söylemişti herkes.
Tout le monde a dit qu'ils étaient allés dans le nord quand tout a commencé.
Melek gerçeği söylemişti.
L'ange a dit la vérité.
- Peder akşam duasına gelebileceğimi söylemişti.
Le prête, il a dit que je pouvais venir pour une prière du soir.
Barones pederin onu balığa götürdüğünü söylemişti.
La baronne avait dit que le prêtre l'avait amené pécher.
- Peder akşam duasına gelebileceğimi söylemişti.
Le prêtre, il a dit que je pouvais venir pour une prière du soir.
Yüzmeye gideceğinizi söylemişti.
Il a dit que vous alliez nager. Oh.
Miranda, kimseyle yakınlaşmamamızı söylemişti, özellikle Simon'la.
Miranda a dit de ne pas se rapprocher de personne, et surtout Simon.
- Dosyayı söylemişti.
- A propos du dossier.
Dönene kadar odada kalmamı söylemişti.
Il m'a dit de rester dans la chambre jusqu'à ce qu'il revienne.
Annen, şüphelenmem konusunda haksız olduğumu söylemişti.
Ta mère m'a dit que j'avais tort de douter de toi.
Bana adının Manilalı Bay Reyes olduğunu söylemişti.
Il m'a dit que son nom était Reyes de Maille.
Fakat General Smith size filmi yanınıza almamanız gerektiğini söylemişti.
Mais Obergruppenführer Smith vous a ordonné de ne pas prendre le film avec vous.
Bana söylemişti.
Il me l'avait dit, je ne savais pas quoi faire.
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söylemiştim sana 33
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemiştin 61
söylemiştim sana 33
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söyledin mi 33
söyleyemem 305