English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sıkı dur

Sıkı dur translate French

2,303 parallel translation
Sıkı dur dünya, ben geli- -
Attention, monde, me voici...
Sıkı dur, aşkım.
Détends-toi, chérie.
Sıkı dur.
Tiens le coup.
Başkan Grozin, North Wind'in rüzgâr türbinlerini almaya karar verdi, sıkı dur. Bir milyar avroya.
Grozin vient de faire savoir qu'il passait commande d'éoliennes pour un milliard d'euros chez North Wind, à Horsens.
Geliyorum dostum, sıkı dur.
J'arrive.
Sıkı dur, her şey harika olacak.
Reste ici. Ça va te plaire.
Sıkı dur.
Tiens bon.
Çok sıkı çalıştığın kaset.
Vous y avez travaillé dur.
Sıkı çalışırım.
Je travaille dur.
En kötü kabusun- - Sıkı çalışma.
Ton pire cauchemar, le dur labeur.
- Bu çok kırıcıydı, ama Ellie ile bir antlaşmamış var.
Dur, mais Ellie et moi avons un pacte.
Bazılarımız için Noel'in kötü geçtiğini biliyorum ama işler ne kadar zor hale gelirse gelsin Noel Baba'nın veya birkaç Noel şarkısının çare olamayacağı hiçbir şey olmadığını anladık.
Certains passent un Noël difficile, nous sommes ici pour dire que peu importe à quel point c'est dur, il n'y a rien que le Père Noël ou des Vive le vent ne puissent guérir.
Ayrılık zordur, Amy. Kif'le boşanacak mısınız?
Je sais que c'est dur.
Koca su canavarı, sıkıyorsa karaya gelsene!
Tu fais ton dur dans l'eau. Approche un peu sur la terre...
Can sıkıcı bir durum olduğunu biliyorum, mankafa ama hepinizin kendi evi var artık.
Je sais que c'est dur, mais vous avez tous votre chez-vous.
Stan, başlamanın zor olduğunu biliyoruz, bunun için sana bir sürpriz yaptık.
On sait que c'est dur de s'y mettre, mais on t'a fait une surprise.
Dur bakalım! Cep telefonu getirmeyeceğiz diye anlaşmamış mıydık?
Je croyais qu'on avait dit qu'on ne prenait pas nos portables.
Bundan sıyrılman için kıvırman baya zor olacak.
ça va être dur de t'en sortir après ça.
Ben sıkı vücut.
J'ai le corps dur.
Sen sıkı vücut.
Tu as le corps dur.
Kıvrılmış, dur da düzelteyim.
Oh, il est un peu tordu. Attend, laisse-moi faire.
Küstahlaşmak istemeyiz ama... Yatırımcılarla konuşan Joseph Cassano AIG Toplantısı, Ağustos 2007. ... bu işlemlerde herhangi bir sebeple tek bir dolar kaybetmemize neden olacak bir senaryoyu mantık sınırları içinde görmemiz zor.
C'est dur pour nous, sans paraître désinvolte, d'envisager un scénario, ne serait-ce que plausible, dans lequel on perdrait un seul dollar dans ces transactions.
Eğer beladan uzak durup, sıkı çalışırsan, bir gün onları park etmek gibi bir işin olabilir.
Si tu fais pas de bêtises et que tu travailles dur, un jour, tu seras voiturier et tu pourras les garer.
Tien, adının manası "mum" dur, inançta ışık anlamına gelir.
Tien, ton nom siginfie "bougie", c'est un symbole de lumière dans le busaismo.
Kaya gibi kabarmış kıçımı öp.
Embrasse mon cul dur comme de la pierre.
Utah'ta beraber takılmıştık hani. Dur biraz.
On s'est vus en Utah.
Sıkı bir çalışansın.
Vous travaillez dur.
Arkadaşlarımızın senin nasıl sıkı çalışan, iyi bir adam olduğunu, benim de cadı olduğumu düşündüklerini biliyorum.
Je sais ce que nos amis pensent. Tu es le mec sympa qui bosse dur, et moi, je suis la garce.
Sıkı çalışıyoruz.
On travaille dur.
Sıkı pazarlık yapıyorsunuz.
Tu es dur en affaires.
Fırsatlar diyarıymış! Sen kalk, bokun içinde pislikler gibi tıklım tıkış yaşayarak üreyip dur sonra da, yıl 2050 oldu mu, nüfusunu bizim iki katımıza katla!
Cet arc-en-ciel de diversité déversé par le bateau multiculturel, ils compteront pour 50 % de la population en 2050, 50 %...
o çok sıkı aslında sadece ahşap ama... bu senin işinse, bilmiyorum. ama... evet..
- Il est beaucoup plus dur. En gros, c'est une planche. Je sais pas si c'est ton genre.
Manzaralı ev, güzel de kılıç... Çinli herifleri ithal ve ihraçta da uzmansın. - Dur tahmin edeyim ; sen zengin olmalısın.
Entre ta baraque, ta lame et ton import-export de Chinois, t'as l'air carrément super riche.
- Birazcık mıymış? - Dur de.
- Dis-moi quand.
Dur bir saniye. Sırf annene kızgınsın diye benimle seks yapmayacaksın değil mi?
Tu ne couches pas avec moi seulement parce que tu es en colère contre ta mère?
Hiç kimse, DCI Cazenove'nin takımından daha sıkı çalışmadı.
Nul n'a travaillé aussi dur que l'équipe de Cazenove, de la Répression du banditisme.
Ama iddianızın yemek vaktine denk gelmesine memnun oldum. Tüm bu sıkı çalışma beni acıktırıyor.
Heureuse d'apprendre que ça doive se finir à midi, tout ce dur labeur m'a donné faim.
İçerideki ortağım Alex'in de yardımıyla bir kara kutunun yerini tespit ettik hükümetimizin en karanlık sırlarını barındıran Percy'i ve Bölüm'ü dokunulmaz yapan bir sabit disk.
Avec l'aide d'Alex, ma complice infiltrée, nous avons découvert l'emplacement d'une boîte noire. Un disque dur contenant les pires secrets du gouvernement rendant Percy et sa Division intouchables.
O ikisi artık birlikte çalışıyorsa onları durdurmak zor olacaktır.
S'ils travaillent ensemble, ils vont être dur à arrêter.
Dur bir saniye, obezler toplantısında başka bir kız daha mı düşürdün?
Attends, une autre femme t'a dragué à une réunion de GA?
Hırsızlık olayından beri gergin olmalısın.
Depuis le cambriolage, ça doit être dur, seule.
Vernon, Sırt üstü yatman lazım, tamam mı? Yani benim için sadece kıpırdamadan dur, tamam mı?
Je dois te taper dans le dos, alors ne bouge pas.
Çok sıkı çalışacağım.
Je travaillerai très dur.
Ünlü olacağından her gün kliniğin hasta dolu olacaktır. Belki üniversite hastanesi kadar büyük olmaz ama sana yardım etmek için sıkı çalışırım.
il y aura de nombreux patients à la clinique tous les jours.... mais je vais travailler très dur pour t'aider dans ton travail.
Sıkı çalışacağım.
- Je vais travailler dur ici.
Çok çalıştılar ve ortaya güzel bir sonuç çıktı. Şirketimizi reddetmeniz sorun değil ama lütfen bu oyunun gün ışığına çıkmasına izin verin çalışanlarımıza sahip çıkın lütfen.
Nous avons travaillé très dur et les résultats se montrent.... mais s'il vous plaît ne mettez pas un terme à ce jeu.
Bakalım ne yapacaksın? Önceki sınavdan da kıl payı geçmemiş miydin?
N'avais-tu pas aussi travaillé dur lors du dernier examen?
Artık bundan sonra daha çok çalışmalısın.
Et soyez prête à travailler très dur car vous êtes fautive.
Lütfen dur artık.
s'il te plaît.
Sıkı bir şekilde çalışıyoruz ve umarız...
On travaille dur et on espère...
Sadece çok sıkı çalıştığını ve bence karşılığını alman gerektiğini söyledim.
Je lui ai juste dit que tu bossais dur et que tu serais géniale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]